Türkiye’de yerli çay içmeyen ve TEKEL’in çay satamadığı tek kentin Gaziantep olduğu bildirildi. Yalnızca 70 kilometre mesafedeki Kahramanmaraş’ta genelde yerli çay tüketilirken, Gaziantep’in son yıllarda tamamen kaçak çay diye tanımlanan Seylan çayına yöneldiği ve tüketimin kişi başına yılda 4.5 kilogram civarında olduğu açıklandı. Gaziantep yılda 3 milyon 800 bin kilogram çay tüketiyor. Buna göre, çaya yılda ödenen para 30 trilyon lira ulaşıyor.
Kişi başına en fazla çay tüketimi İrlanda’da. İrlandalılar kişi başına yılda 3.2 kilogram çay tüketirken, bunu 2.6 kilogramla İngiltere izliyor. Kuveyt, kişi başına 2.5 kilogram ile çay tüketiminde dünya üçüncüsü. Türkiye 2.3 kilogramla kişi başına en fazla çay tüketen 4. ülke konumunda.
Tekel ve Çaykur yetkilileri, Sabah’ın konuyla ilgili sorularını yanıtlarken, Gaziantep’te kaçak çaya bu kadar ilgi gösterilmesini şaşkınlıkla karşıladıklarını söyledi. Yetkililer, “Yerli çay satamadığımız tek il Gaziantep. Son yıllarda farklı bir damak zevki oluşmuş. Daha hafif ve daha sağlıklı olan yerli çay yerine, açıkta satıldığı ve havayla temas ettiği için alfatoksin içeren kaçak çaya rağbet ediliyor. Kaçak çayın kutulu olanı yerine açık satılanı isteniyor.
Böyle bir talebe Türkiye’nin başka bir yerinde rastlanmıyor” diye konuştu. Kaçak çay diye tanımlanan ve Sri Lanka’dan getirilerek önemli ölçüde Suriye üzerinden, az bir bölümü de Mersin Serbest Bölgesi’nden Türkiye’ye sokulan Seylan çayı, Gaziantep ağırlıklı olmak üzere, yerli çay ile birlikte Güneydoğu Anadolu kentlerinde tüketiliyor. Sri Lanka’nın en büyük beşinci pazarını da yine Türkiye oluşturuyor. Sri Lanka’da üretilen çayın yüzde 24.3’ü Rusya, yüzde 2l’i Birleşik Arap Emirlikleri, yüzde 10.3’ü Libya, yüzde 10’u Suriye, yüzde 8.6’sı da Türkiye’ye giriyor.
Kahvehanelerde son 10 yıldan beri tamamen kaçak çaya dönülmesinin, hem talepten hem de daha ekonomik olmasından kaynaklandığını belirten kahvehane işletmecileri, 1 kilogram kaçak çaydan 800, 1 kilogram yerli çaydan ise 400 bardak çay çıkarabildiklerini ifade etti. 30 Yıldan beri kahvehane işleten Mehmet Balaban, “10 yıl önce Tük çayı piyasadan kalktı. Eskiden biz kahveciler olarak yerli çay ile kaçak çayı harmanlardık. 10 Kilo yerli çayı, 10 kilo kaçak çay ile karıştırırdık. Zamanla insanlar kaçak çaya rağbet etti. Şimdi müşterinin önüne yerli çay koysak, bir daha kahveye gelmez. Evlerimizde bile şu anda kaçak çay kullanıyoruz. Hem kaçak çay daha ekonomik. Örneğin; 1 kilo kaçak çaydan 800 bardak, yerli çaydan 400 bardak dem çıkıyor. Yerli çay tek-tük içiliyor, hatta yok denecek kadar az” diye konuştu.
Ali Karakeçili ise, kahvehanelerde yerli çayın adının bile geçmediğini söylerken, “Ben değil, bütün kahveci esnafı kaçak çay kullanıyor. Yerli çay eski lezzetini kaybetti. Kaçak çay geçmiş yıllarda yoktu. Sağlığa zararlı diye içilmezdi. Fakat zamanla insanların damak tadına yerleşti. 10 yıldan bu yana bu kahvede yerli çay satmıyoruz. Çünkü, halk kaçak "çaya alıştı, bir yudumda tadı belli oluyor” diye konuştu.
Kaçak çay olarak nitelendirilen ve açıkta satılan çayın alfatoksin içermesi bakımından insan sağlığına zararlı olduğuna dikkat çekilirken, çayın hava ve ışıkla kesinlikle temas etmemesi gerekirken açıkta satılmasının yasaklanması gerektiği bildirildi. Gerekli denetim ve düzenlemeler olmadığı için çayın her yerde ve her ortamda açıkta satılmasına göz yumulduğunu vurgulayan yetkililer, “İnsan sağlığı hiçe sayılıyor. İnsanlar tercihlerini açık çaydan yana yapmakla kendi sağlığını hiçe sayıyor. Bu işin mutlaka kontrol ve denetim altına alınarak, halkın aydınlatılması lazım” şeklinde açıklamada bulundu.