İnşaat mühendislerinin, ülkenin yararı ve mesleğin gelişimi için barınma ve iş amaçlı konut yapılarından, yüksek katlı binalara; baraj ve su yapılarından, her türlü enerji santrallerine; tüneller otoyollar, demiryolları ve köprülerden, hava ve deniz limanlarına, içme suyu ve kanalizasyondan, metro ve hafif metro taşıma sistemlerine, yeraltı ve denizaltı tüp geçitlerinden, zemin etüdü ve ıslahına kadar tüm yapılarda çalıştığını vurguladı.
Meslektaşlarımız bu işlerin proje ve inşaat yapım süreçlerinde çalışırken, mesleğimizin iki temel öğesiyle karşı karşıya kalırlar. Bunlardan birincisi, var olan bilgilerin doğru olarak alınması ve kullanılması ise ikincisi de bu bilgilerden hareketle yeni teknolojilerin üretilmesine azami çaba göstermeleridir” diye konuştu.
“Güvensiz ve dayanıksız yapılar can alıyor”
İnşaat mühendislerinin üzerlerinde insanların canı gibi çok önemli bir vebali taşıdığını belirten Uygur, “Yapılarımızın taşıyıcı sistemlerinde çoğunlukla kullanılan beton malzemesinin dizaynı, yerleştirilmesi ve bakımı ile ilgili teknik konular tüm açıklığı ile bilinmekteyken, uygulamada ticari kaygının teknik kaybının önüne geçmiş olmasından dolayı ilimiz ve ilçelerimizde ilkel usulle beton dökümü yapılmaktadır. Denetimsiz üretilen betonların basınç mukavemetleri ve diğer fiziksel özellikleri standartların çok altında çıkmakta ve güvensizlikle dayanıksız yapıların oluşmasına, ülke kaynaklarının zayi olmasına en önemlisi can kayıplarına yol açmaktadır. Denetimli hazır beton üretimi ve kullanımı şehrinizde de vazgeçilmez olmalıdır. Mesleğimizin meslekten olmayanlar tarafından yapılmasına hep birlikte müsaade etmemeliyiz” dedi.