23 Nisan Çocuk Bayramı

Prof. Dr. Bingür Sönmez’e bir arkadaşı yollamış.

Okuyunca çok duygulandım, sizin de okumanızı istedim.

 “Ben de bir çocuk hikâyesi anlatayım.

Sakarya Savaşları’nın ilk günleriydi. İstanbul büyük bir heyecan içinde savaşın sonunu bekliyordu. İstanbul Hilâl-i Ahmer Şubesi (Kızılay), kendiliğinden İstanbul’da birkaç yerde Anadolu’ya bir yardım kampanyası başlattı.

Şubelerin önünde uzun kuyruklar oluşuyor, herkes gönlünden ne koparsa veriyordu.

“Yaz, tüccar Mehmet Bey, on lira lira!”, “Yaz, Tapu Katibi Süleyman Efendi, yirmi lira!”, “Yaz Defterdar Hasan Paşa, elli lira!..” diyerek herkes birbiriyle yarışıyordu.

Bu şubelerden birinde, sıraya 11-12 yaşlarında bir de simitçi çocuk girmişti. O gün bütün simitlerini satmış, koltuğunun altına tablasını koymuş, diğer elinde de tablayı koyduğu sehpayı tutuyordu. Sıra ona geldiğinde yardımları toplayıp kaydeden Hilâl-i Ahmer memuru, “Sen ne arıyorsun burada. Çık sıradan!..” diye çocuğu azarladı.

Çocuk sıradan çıkıp, en arkaya geçti. Sıra yine ona geldi. Hilâl-i Ahmer memuru da yine: “Oğlum ne işin var burada. Sana çık sıradan demedim mi?”diye bağırdı. Çocuk yine en arkaya geçti. Sıra yine ona geldiğinde memur, “Gene mi sen?” diyerek yüzüne sert sert bakınca, çocuk bu sefer gururla başını dikerek bağırdı: “Yaz Simitçi Ali, on kuruş!..”

Hilâl-i Ahmer memuru kalktı, göz yaşları içinde o günkü bütün kazancını, bütün servetini ordusuna yollayan, o küçücük çocuğun ellerini öperek bağrına bastı…

Kimse endişelenmesin, Simitçi Ali’ler var oldukça bu millet yok olmaz…”

Harika bir maçtı…

Önceki gece oynanan Bayern Münih-Barcelona maçının yankıları bütün Avrupa’da sürüyor.

Futbol tarihine gececek kadar heyecanlı ve zevkli bir maçtı.

Dünyanın en iyi takımı olarak kabul edilen, ‘rüya takım’ Barcelona ile dünyanın en iyi futbolcusu Messi, Bayern Münih’in sahası Allianz Arena’da tam 4 gol yedi ve perişan oldu.

İspanyol gazeteleri ertesi gün maçı, ‘Tarihi bozgun,

Bir devrin kapanışı, En perişan gece, Karabasan’ başlıkları ile verdiler.

Gerçekten de kimse böyle bir netice beklemiyordu.

Almanlar, İspanyollar’ın topla oynamasına müsade ettiler ama kendi ceza alanlarına girmelerine hiç izin vermediler.

Bayern Münih takımını eski futbolcularından Jupp Heynckes çalıştırıyor. Ama gelecek sezon takımı, Barcelona’nın eski hocası Guardiola çalıştıracak.

Maçtan önce gazeteciler Heynckes’e, “Guardiola’yla konuşuyor musunuz?” diye sorunca, “Benim bu maç ile ilgili kimseyle konuşmama gerek yok. Biz Barcelona’yı iyi çalıştık!” demişti.

Gerçekten de iyi çalışmışlar, fizik gücü de olağanüstü olan Alman takımı, Barcelona’yı adeta sahadan sildi.

Şampiyon Kulüpler Kupası’nda müthiş paralar dönüyor.

Seyircinin heyecanını bıktırmadan sürdürmek gerekiyor ki, show devam etsin!

Maçın hakemi Macar Viktor Kassai, kendisinden bekleneni fazlasıyla verdi. Bayern Münih’in 3 golünden ikisi faul, birisi de ofsayttı.

Bu maçı Barcelona’nın kaybetmesi gerekiyordu ki, heyecan doruğa çıksın, iddialar tavan yapsın.

İnanın, bu işi yönetenler kimin şampiyon olacağını biliyor. Ama heyecanlanalım diye söylemiyorlar!

Seyirci sayısı artınca, para bollaşınca, iş müsabaka olmaktan çıkıp, bu hale geliyor.

Tıpkı savaşa ve barışa karar verenler gibi birileri de kimin kazanacağına karar veriyor.

Biz de heyecanlanıp, seyrediyoruz!