Kritik kavşaklar!..

YAYINLAMA: 05 Haziran 2013 / 20.00 | GÜNCELLEME: 05 Haziran 2013 / 20.00

Türkiye çok kritik bir kavşaktan geçiyor!

Türkiye ne zaman kritik kavşaklardan geçmedi ki!..

Türkiye’ye gelip 2 hafta kalan İsviçreli bir gazetecinin dediği gibi: “Türkiye dünyanın en heyecanlı ülkesi. Her gün yeni bir şey oluyor, bir gün öncesini insan hatırlayamıyor bile…

 

Daha Reyhanlı bombasını doğru dürüst konuşamamışken, kim patlattı, neden o kadar insanı öldürdü, bunu aydınlatamamışken Gezi Parkı bir anda dönemeç oldu. Yani Türkiye çok kritik bir kavşağa girdi.

 

Oysa kritik kavşağın, birbirine bağlı anayasa referandumu, ‘Türk usulü başkanlık sistemi’ ve Kürt sorununun çözümünde yaşanacağı tahmin ediliyordu.

Ben ise kritik kavşağın Suriye, Irak, İran, patriotlar gerginliğinde olacağını tahmin ediyordum.

Ama halkın direniş gücünü ve devamlılığını görünce, gerçek kavşakta kritik günler yaşadığımıza inandım.

 

Televizyon haber kanallarındaki tartışma programları ve canlı yayınlar epey düzeldi. Ama yazılı basın tam bir felaket! Bir avuç köşe yazarı dikkatlice bir şeyler yazıyorlar! Gazetelerin vitrini olan birinci sayfaları hala halkla dalga geçer gibi!.. Zaten yüksek trajlı gazetelerin tarafsız haber verme gibi bir şanslarının olmadığını biliyorum.

Hani, ‘demokrasi sandıktan geçer’ denir ya, bence günümüzde bu yorum değişti: Demokrasi medyadan geçer!

 

Yabancı basını internetten izliyorum. Türkiye’ye o kadar çok yer ayırıyorlar, o kadar çok ayrıntı veriyorlar, o kadar çok uzman görüşü sunuyorlar ki, Türkiye’nin dünya üzerindeki stratejik konumunun değerini daha iyi anlamama neden oluyor.

Yabancı ülkelerin dışişlerinin açıklamaları, Başbakan Erdoğan’ın müslüman ülkeler Fas ve Tunus’ta karşılaştığı protestolar, akşam yemeğine davetli muhalefetin ‘Biz diktatörle aynı sofraya oturmayız” diyerek, daveti reddetmelerinden rencide oldum.

Durumu vahim olarak değerlendiriyorum.

 

Türkiye’nin yüzde 90’ı ekonomilerini günü birlik yaşayan insanlardan oluşuyor.

Kredi kartları, bireysel kredileri, çekleri, senetleri, borçları eğer çalışamazlarsa hemen aksar.

Bu aksamalar bankalar başta olmak üzere hepimizi etkileyeceği için genel ekonomi çökebilir!

Yüzde ellinin, diğer yüzde elli ile karşı karşıya gelmesi, kime ne kazandırabilir ki?

Büyük hedefleri olan Türkiye’nin karşılıklı hoşgörü ile yoluna devam etmesinin bu ülkede yaşayan herkesin ortak dileği olduğu şu 5-10 günde iyice belli oldu.

Yeter ki, o bir kişiye de Tanrı doğru yolu göstersin.

 

Not

Bu siteden direnis haberlerini takip edebilirsiniz.

sivildirenis.org

Kritik kavşaklar!..