Neresini düzeltsek!..

Dün yerel bir gazetede Gaziantep Fıstıkçılar Odası Başkanı Hasan Karaoğlan’ın açıklamalarını okudum.

Karaoğlan şöyle diyor:

“Fıstıkta rekolte oldukça düşük. Geçen sene 200 bin ton olan rekolte bu sene ancak 30-40 bin ton olur. Hem fıstık yılı değil, hem de dolu çok zarar verdi, beklenen rekolteyi altüst etti! Bundan dolayı bu sene fıstık oldukça az. Bu da haliyle fiyatlara yansımaya başladı.”

Gaziantep Fıstıkçılar Odası Başkanı Hasan Bey, piyasayı neden böyle yanlış bilgilendiriyor, niyeti nedir, bir anlam veremedim!

Açıklamasının neresini düzelteyim derken meşhur fıkrayı anımsadım.

Hani, adamın biri ‘kurban’ mevzuunu anlatıyormuş: "Çocuğu olmayan Hazreti Davut, Allah'a dua etmiş, ‘Yarabbi bana bir kız çocuğu ver, onu sana kurban edeyim' demiş. Dua tutmuş, Davut, kızının adını Ayşe koymuş, gel zaman git zaman, çocuğun kurban edileceği zaman gelmiş. Hazreti Davut kızı yatırmış, tam boğazını kesip kurban edecekken, azrail, gökten bir keçiyle çıkagelmiş. 'Kızı bırak, al bu keçiyi kurban et' demiş!"

Dinleyenlerden biri dayanamamış:

"Yahu bunun neresini düzelteyim; Hazreti Davut değil, Hazreti İbrahim; kız değil erkek; Ayşe değil İsmail; azrail değil cebrail; keçi değil, koç!"

Evet başlayalım…

Geçen sene rekolte 200 bin ton değil, 120 bin tondu.

Bu sene dolu rekolteyi altüst etmedi. Bütün ürünlere zarar ancak yüzde 2-3, o kadar! Fıstıkta ise yüzde 2’den fazla değil.

Bu sene rekoltenin 30-40 bin ton değil, 100 bin ton civarında olacağı İl Tarım Müdürlüğü ve Gaziantep Fıstık Araştırma Enstitüsü’nün ortak değerlendirmesi olarak biliniyor. Ağustos ayında İl Tarım Müdürlüğü rekoltenin daha kesin saptanması için sahaya çıkacak.

Bu sene ‘fıstık oldukça az’ değerlendirmesi yanlış. Olmama senesine rağmen fıstık hasatı iyi olacak. Çünkü yeni ağaçlar ürün veriyor. Çünkü sulama ve gübreleme ile ürünün miktarı ve kalitesi sürekli artıyor.

Hasan Bey merakımı giderirse memnun olurum.

Kendileri Fıstıkçılar Odası Başkanı mı? Yoksa, Fıstık Ambarcıları temsilcisi mi?

Allah bilir ya, Hasan Bey GTO’nun gündeminde bulunan ‘Lisanslı Depoculuk’ projesine de karşıdır! Çünkü bu proje, uzun yıllardır bildiğimiz, faizcilik anlamına gelen ambarcılığın sonunu getirecek!

Almanların Ortadoğu’ya hitabeden, siyasi analizler yapan ünlü ve önemli bir dergisi var.

Zenith, son sayısında Kürdistan kapağıyla çıktı. Dergi, Türkiye’yi bölerek, Erzurum’dan Gaziantep’e kadar olan bölgeyi Kürdistan olarak gösterip, bir de harita yayınladı.

Bölge ile yakından ilgilenen devletlerin sayısı her geçen gün artıyor. Pasta büyük olunca, Batı’da durumdan vazife çıkarmayı hızlandırdı!

Dergi, Türkiye’ye ve Ortadoğu’ya tam 30 sayfasını ayırmış, Udo Steinbach gibi bölgeyi iyi bilen yazarlarına da yorum yaptırmış.

Kürtler, 40 milyon nüfusu ile dünyanın en büyük azınlığı olarak biliniyor!

Zenih, artık Kürtlerin de bir devleti olması gerektiğini vurgulayarak, bölgedeki konjonktürün hiç bu kadar uygun olmadığını şu gerekçelere dayandırarak okuyucularına sunuyor:

Türkiye’de ‘Barış süreci’, Irak’ta Kürtlerin Bagdad Hükümeti ile olan sorunları, Sünnilerle Şiilerin arasındaki iktidar kavgası, Suriye’deki iç savaş…

Onlar dışarıdan, biz içeriden!..