Suriye’ye müdahale zor!

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Geçenlerde bir sohbette, “Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu istedikleri kadar kendilerini paralasınlar, bence Amerika Suriye’ye müdahale etmeyecek” dediğimde, itirazlar yükseldi.

Hayır! Olur mu? Barak Obama bir kere gereken yapılacak dedi. Bu kesinlikle müdahale olacak demektir. Dünyanın bir numaralı adamı ağzından çıkan sözü yutar mı?” diye şiddetle karşı çıktılar fikrime.

Dün, Barak Obama’nın,  "Kongre liderlerinden, biz diplomatik yolları izlerken, askeri güç kullanma yetkisine yönelik oylamayı ertelemelerini istedim" şeklindeki açıklamasını okuyunca aklıma o tartışma geldi.

Artık günümüzde, Dünyanın süper devletini yöneten” de olsanız, öyle aklınıza eseni yapma lüksünüz yok. Hele de söz konusu bir savaşsa..

                                                               ***

Özellikle Irak ve Afganistan savaşlarından sonra askeri eylem fikrinin, ne kadar sınırlı olursa olsun, ülkede popüler olmadığını bildiğini dile getiren Obama,  “Sonuçta ben de 4,5 yılımda savaşları bitirmek için uğraş verdim, başlatmak için değil” diyor.

Ayrıca, Amerikalılar’ın kendisinden ülkenin inşasına odaklanmasını istediğini kaydediyor.

Obama’nın konuşmasında bir de, “Başka bir diktatörü daha askeri güçle indirmemeliyiz. Bunu, sonrasındaki her şeyde bizi sorumlu kılan Irak’ta öğrendik” şeklindeki tespit dikkat çekici.

                                                           ***

Başkan Barak Obama, konuşması sırasında sık sık “ABD’nin dünyanın lideri” olduğu vurgusunu da yapıyor.

Dünyanın en eski anayasal demokrasisine sahip bir ülkenin başkanı olarak da ABD’nin güvenliğine acil bir tehdit oluşturmayan durumlarda konuyu Kongre’ye taşımanın doğru olduğuna inandığını belirten Obama, “Başkan, Kongre’nin desteğiyle hareket ettiği zaman demokrasimizin daha güçlü olduğuna inanıyorum ve birlikte durduğumuz zaman Amerika’nın dışarıda da daha etkili olduğuna inanıyorum” diye konuşuyor.

                                               ***

ABD Başkanı Barak Obama’nın bu konuşmasının Türkiye’yi canının istediği gibi yönetme hakkını kendisinde görenlerin iyi algılaması ve değerlendirmesi lazım.

Ülkesini, insanlığı seven hiçbir siyasetçi savaş istemez, savaş çığırtkanlığı yapmaz, komşusundaki iktidarı devirmeleri için sırf müslümanlar diye silahlı eşkiyayı desteklemez.

                                                               ***

Geçenlerde Habertürk’te kadın gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu konuyla ilgili konuşmalarını beğendim.

Başbakan Erdoğan’ın elleri kanlı. Suriye’de iç savaş kışkırtıcılığı yapıyor. Özgür Suriye Ordusu’nun mensuplarına silah veriyor. Onlar da gidip Suriye’ye masum insanları öldürüyorlar” diyordu Kılıçdaroğlu.

CHP’li milletvekillerinin, Suriyeli generallerin askeri eğitim aldığı mülteci kampına sokulmadığını da hatırlatıyordu haklı olarak.

Mülteci kampları dışındaki yüzlerce Suriyeli’nin ülkenin her tarafına dağıldığını hatırlatıp, hangisinin, nerede, ne yaptığının belli olmamasının, bilinmemesinin dünyanın hiçbir yerinde rastlanmayacak bir durum olduğuna da vurgu yapıyordu.

                                                               ***

Gerek Barak Obama, gerekse de diğer batılı liderler konuya ilk günden beri mesafeliler. Hepsi topu kongrelerden çıkacak kararlara attı.

Kimyasal silah kullanıldığına dair BM raporunun kesinlik kazanması beklendi.

Kolay mı öyle savaşa girmek! Hem de bu çağda!

Hiçbir liderin ülkesini savaşa sürükleme hakkı yoktur, olamaz.

İster dünyanın lideri olun, ister dünyanın süper gücü olun, isterseniz de sandıktan yüzde 50 oy alarak çıkmış olun.

İnsanlar size, ülkeyi iyi yönetin, refahı ve huzuru artırın, açlığı-yoksulluğu önleyin, komşullarla iyi geçinmenin politikalarını üretin diye oy veriyor.

Gidip, müslüman kardeşleri destekleyip, ortalığa kan-revan saçın diye değil.

Zaten kıt kanaat geçinen kendi insanlarınız yaşam mücadelesi verirken, bir de ülkeye yüzbinlerce mülteci kabul edip, ortada asayiş, huzur bırakmayın diye değil!

                                                               ***

Şimdi, Suriye için savaş ihtimali yerini diplomasiye bıraktığına göre, bizim devleti yöneten savaş tüccarlarının da Suriye’yi bir kenara bırakıp, her gün yeni bir devlet cinayetine sahne olan kendi ülkelerine dönüp, biraz da bizim için demokrasi havarisi kesilmelerini beklemek hakkımız herhalde…

Uğraşacakları ve açıklayacakları o kadar çok kirli bohça var ki!

 

 

 

Suriye’ye müdahale zor!