Ezberlerin bozulmasında fayda var

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Biz Başbakan Erdoğan’ın daha 10 gün önce ortaya attığı “öğrenci evleri” meselesini hararetle tartışıyorduk ki, birdenbire onu A takımı ile birlikte Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in odasında samimi ve sıcak bir sohbette elele görüverdik.

Bir takım politikalarını beğenelim,beğenmeyelim o ayrı bir konu. Ancak Başbakan Erdoğan’ın ezber bozan bir siyasetçi olduğunu kabul etmemiz lazım.

Elbette bu ezber bozmaların tümü herkesin, hepimizin tasvip ettiği yönde olmuyor ama oluyor.

 

Daha kızlı-erkekli yurtlar ve evler tartışmasının başındaydık, toplantılarda, sohbetlerde, televizyonlarda, “Ne yapmak istiyor bu adam” diye küplere biniyorduk.

Ama gündemimiz bir anda Diyarbakır oldu.

Irak Kürt Bölgesi Yönetimi Başkanı Barzani geldi, Şivan Perwer geldi.

Diyarbakır Meydanı’nda Kürtçe-Türkçe konuşmalar, düetler yapıldı.

Yıllardır Kürt sorununu kart-kurta indirgeyen devlet zihniyetinin ardından Başbakan, Kürdistan’a ilk kez “Kürdistan” dedi, cezaevlerinin boşalacağını söyledi.

Nikahlar kıyıldı, Başbakan Erdoğan, Kürt çiftlere 4 çocuk tavsiye etti.

                                               ***

Ve şimdi oturduk, yaşananları kendimizce senaryolaştırıyoruz.

Yok canım! Belli ki bu, “Öğrenci evleriymiş, kız-erkek birlikte kalamazmış, meşru-gayri meşru hayatlar varmış” lafları bilinçli söylendi.

Diyarbakır buluşması herhalde iki gün önce ortaya çıkmadı. Bu iş aylardan beri organize ediliyordu.

Başbakan Erdoğan, 10 gün önceden ortaya öyle bir laf attı, toplumu öyle bir  allak-bullak etti ki.

Zaten o onu söylediğinde, perde arkasında başka bir organizasyonun yapıldığı belliydi.

İnsanlar kızlı-erkekli diye tartışırken, Diyarbakır’daki buluşmaya gösterilecek tepkinin şiddeti kendiliğinden frenlendi.

Sence bu buluşmayı kim istedi? Barzani’yi buraya kim getirdi?

Amerika’dan başka bir güç olabilir mi?

                                                               ***

Yapılanlar, her ne kadar Kürtler’i tatmin, bir takım Türkler’i de çok memnun etmese de  arzu edilen ve özlenen sahnelerdi.

Birçok insan, biliyorum ki televizyonların başında gözleri nemlenerek izledi, olup biteni.

İnsan olup, insani duygulara sahip olup da barış ve kardeşlik mesajlarından, görüntülerinden etkilenmemek mümkün mü?

Arkadaşıma, “Yapılanlar Kürtler’i çok memnun etmedi. Hatta belli bir kesim, karşı bile çıktı. Diğer yanda bizim milliyetçi-ulusalcı Türkler de ‘Erdoğan memleketi Kürtler’e satıyor diye tamtamlarını çalıyorlar” dedim.  O da bana, “Ama devlet adamlığı, tüm bunlara rağmen doğru bilinen şeyleri yapmaktan sakınmamaktır. Sakınılmadı” diye memnuniyetini dile getirdi.

                                                               ***

Türkiye’nin geleceği ve demokrasisi açısından ezberlerin bozulması, tabuların yıkılması çok önemli.

Başbakan Erdoğan iktidara geldiğinden beri, olumlu veya olumsuz birçok açıdan toplumun ezberini bozacak kararlara ve uygulamalara imza attı.

Bunlar arasında desteklediğimizden fazlasını eleştirdik, karşı çıktık.

Örneğin, Uludere’yi hiç unutmadık, unutmayacağız, ama Diyarbakır meydanındaki tarihi buluşmayı da hakların kardeşliği için desteklemek zorundayız.

                                                               ***

Şivan Perver, Diyarbakır’da düzenlediği basın toplantısında, “Başbakanın samimiyetine güvendim, beni ikna ettiler" diyordu.

Böyle bir samimiyet ve güvene toplum olarak da o kadar çok ihtiyacımız var ki!

 

 

 

 

 

Ezberlerin bozulmasında fayda var