Telaşa gerek yok!..

YAYINLAMA: 18 Aralık 2013 / 18.00 | GÜNCELLEME: 18 Aralık 2013 / 18.00

Bir ay önce sosyal demokrat önemli bir sivil toplum kuruluşunun başkanıyla gazete büromuzda yemek yiyip sohbet ederken sarfettiği bir cümle veya öngörüsünü hiç unutmadım: “Göreceksiniz çok yakın bir gelecekte öyle şeyler olacak ki, Tayyip’i çok arayacağız!

Bu lafı neye istinaden sarfetmişti, hatırlamıyorum. Ama öngörüsü müthiş, üzerinde düşünmeye değer…

Bülent Arınç çok iyi bir hatip ve de çok zeki bir politikacı. Hükümet sözcüsü olarak dün canlı yayında yaptığı konuşmada hem olayı iyi toparladı, hem de şüpheli kimseye sahip çıkmadı. Masumiyet karinesine atıf yaptı ama mesafeyi de korudu. Hatta, hükümetin selameti için istifa müessesenin çalıştırılmasını latif bir şekilde ima da etti.

Daha sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan Başbakanı Victor Orban ile yaptığı ikili görüşmenin ardından ortak basın toplantısında soruları yanıtlarken, 17 Aralık operasyonuyla ilgili olarak, "Bunlar bir nevi çetelerdir. Bunlar devletin içinde devlet olma gayretindedirler. Bu örgütlenmeyi ortaya çıkaracağız. Babamızın oğlu olsa ortaya çıkaracağız. Şuymuş, buymuş, şucuymuş, bucuymuş, bizi enterese etmez" diyerek büyük bir operasyonun haberini verdi.

Nitekim, hemen akabinde birçok şehirde polis müdürlerine yapılan yer değiştirme, kızağa alma operasyonları haberleri geldi. Bekleniyordu!

Bu operasyonların üzerine Fetullah Gülen’in avukatı hemen şu açıklamayı yaptı:

Açıkça belirtmek isteriz ki; ‘hükümete savaş açma’, ‘operasyon başlatma’, ‘kirli oyunlar oynama’, ‘tuzak kurma’, ‘köşeye sıkıştırma’ gibi iddialar hedef saptırmaya hizmet eden, tamamen hayal ürünü gerçek dışı isnatlardan ibarettir. Sayın Gülen, Allah rızasına kilitlenmiş bir ilim ve fikir insanıdır. Hayatta herhangi bir makam, mevkii, maddi çıkar ve siyasi hedef içinde olmamıştır. Dolayısıyla savaşla, tuzakla, operasyonla, kirli oyunlarla da hiçbir işi olamaz."

Hükümet, Cemaatın adını ağzına almıyor, onlar da zaten olan biteni sahiplenmiyor. Ama her şey meydanda, Hükümet-Cemaat meydan muharebesi takviye güçlerle şiddetlenecektir.

 

Şimdi… Herkesin kafasındaki soru aynı: Bu iş nereye varır? Kim kazanır?

Operasyonun sonucuna bağlı! Hangi operasyon derseniz, sıkı durun, söylüyorum:

Üç gül operasyonu…

Abdullah Gül, Fetullah Gülen, Mustafa Sarıgül

Operasyonun arkasında kimin olduğunu söylemeye gerek var mı? Amerika!

 

Cemaat, ateşkes (Cease-Fire) için şu şartları öne sürüyor: Cumhurbaşkanlığı sevdasından kesinlikle vazgeçilecek.  Milletvekillerine 3 dönem kısıtlaması kaldırılacak. Yargı ve poliste yapılması planlanan operasyonlara son verilecek. Beklenen kabine değişikliğinde Davutoğlu başta olmak üzere bazı bakanlara dokunulmayacak.

 

Ne dersiniz? Erdoğan’ın bu şartlara uyması beklenebilir mi? Kesinlikle hayır! “İnceldiği yerden kopsun!” dediği tavırlarından belli oluyor mu!

Bu öngörüme bilimsel bir tamlamayı ‘bianet’ sitesinde gördüm:

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Güven Gürkan Öztan, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile birlikte tekrar gündeme gelen Gülen Cemaati-Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı arasındaki gerginliği bianet’e yorumladı.

2010’dan bu yana Türkiye’nin sonraki 10-15 yılında kimin iktidar olacağı kavgasının sinyallerini izlediğimizi ifade eden Öztan, AKP’nin otoriterleşmesine ve paranoyalar üzerinden hareket ettiğine dikkat çekerek bu yönetme mantığının ağacı içeriden çürüteceğini düşünüyor ve ekliyor: Bir nevi Haziran direnişlerinden bu yana ‘bildiğimiz hali’ ile AKP için sonun başlangıcını seyrediyoruz. 

Telaşa gerek yok!

Demokrasiye giden yolda ilerliyoruz.

Telaşa gerek yok!..