Ananas mı, muz mu?

YAYINLAMA: 26 Ocak 2014 / 18.00 | GÜNCELLEME: 26 Ocak 2014 / 18.00

Hangisini daha çok seversiniz?

Türkiye’nin gündemi bu iki tropikal meyve çeşidi ile çalkalanıyor.

Yok, teşekkür ederim, kalsın, ikisi de bana yaramıyor, midemi bozuyor deme şansınız maalesef yok! Birisini tercih edeceksiniz!..

Bu tropikal meyvelere pek alışkın değilseniz, konuyu biraz açalım.

Muz meyvesi ile kastedilen ‘Muz cumhuriyeti, uluslararası politikada siyasi açıdan istikrarsız, ekonomisi güçsüz, birilerinin çıkarlarının her türlü hukuktan üstün tutulması yolsuzlukların ve hırsızlıkların ayyuka çıktığı, ciddiyetten uzak küçük bir seçkinler grubu tarafından yönetilen ülkeleri küçümseyici anlamda kullanılan siyasi terimdir, bir devlet yönetimi anlayışıdır.

 

Başbakan Erdoğan, ‘ananas’ın ‘paralel devletinkod adı olduğunu ima ederek, ‘muz cumhuriyeti’ ironisi yapıyor! “Ananas meselesinden niye rahatsız değilsin” diyerek Cemaat’e yakınlığı olanlardan rahatsız olunmamasını eleştiriyor.

Daha açık yazmak gerekirse, Cemaatın, Türkiye’yi ‘ananas cumhuriyeti’ yapmak istediğini ima ediyor.

 

Artık saflar iyice ayrıştı ya, Tuskon, dik durmayı sürdürüyor. Başbakan Erdoğan’a ‘ananas’ iması için sert yanıt verdiler. Önceki gün de Antep’te korkusuz olduklarını ifade etmek için, “demirden korkan uçağa (doğrusu tren olsa gerek) binmez” demişlerdi.

Başbakan Erdoğan, Koç’u kastederek, “Rafineriyi (Tüpraş) alırken iyiydi, ceza (412 milyon TL) alınca mı ağır geldi!” dedi.

Bakalım Başbakan bizim Antepliler’i ne zaman gündeme getirecek?

Orta Batı Anadolu’daki termik santral ile Batı’daki jeotermal santralin ve TOKİ’den alınan ihalelerin ‘ananas’ olduğu iddia ediliyor!

Bunlar benim duyduklarım, eminim başka ‘ananas’lar da vardır.

Termik santral, nerede ise bir milyar dolar, jeotermal santraller 100 milyon dolar; şık ambalajlar içinde ‘ananas’ rumuzu ile ‘hediye’ olarak birilerine veriliyor!

 

“Olur mu öyle şey canım?” demeyin, oluyor!

Böyle devlet kar/gelir garantili santrallere bankalar kredi vermek için adeta yarışıyorlar! Anahtar teslim yapılıyor. Cebinizden beş kuruş çıkmadan, santral çalışmaya başladıktan 3-5 sene sonra kredi ödenmiş olacağı için mal sizin oluyor.

Bunun neresi etik, neresi vicdanlı?

Beytülmala haksız intisap günah değil midir?

 

 


Gaziantep Boston’da…

 

Geçen hafta önemli bir konuğumu ağırladım. Arthur Sculley, Amerika’daki önemli düşünce kuruluşlarından birisinin yönetim kurulu üyesi. Hazırladıkları genel veya özel raporlar Obama’ya kadar uzanabiliyor!

Arthur’a geçen gelişinde Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan, çalışma kahvaltısı vermiş, yuvarlak masanın etrafında toplananlarla beyin fırtınası gerçekleşmiş, global Gaziantep için fevkalade faydalı olmuştu. Artık orada o zihniyet ve vizyonda kimse kalmadığı için Arthur’u OSB’de ABD eğitimli genç bir işadamı konuk etti.

 

Arthur’un öğrenmek istediği, Suriye’deki iç savaşın bölge ekonomisine, özellikle Gaziantep ekonomisine etkileriydi. Kendisini öğle yemeğinde fabrikasında ağırlayan, sorularını uzman bilgisi ile yanıtlayan genç işadamı ile görüşmekten çok memnun kaldığını, böyle bir değerle tanışmaktan mutlu olduğunu ve not ettiğini söyledi.

 

Arthur, 10-11 Nisan 2014’de Boston’da Bakan Ali Babacan’ı konuk etmeye hazırlanıyor.

İki gün sürecek olan konferansın başlığı çok ilginç: Turkey’s turn/Sıra Türkiye’de.

 

Bu konferansın referansı Başbakan Erdoğan’ın 16 Mayıs 2013 Washington resmi ziyaretine dayanıyor.

Hatırlanırsa, iki liderin yağmurda birlikte ıslanarak yaptıkları basın toplantısında Obama, "Bugün önemli bir noktaya özellikle değinmek istiyorum. Yatırım ve ticareti geliştirmeye büyük önem vermeye karar verdik. Üst düzey bir komite oluşturacağız. Ticaret ve yatırımı destekleyeceğiz. Türk ekonomisinin kaydettiği gelişme birkaç yıldır göze çarptı" demişti.

 

İşte bu referansla ilgili olarak Türkiye’de yatırımı teşvik etmek için organize edilen konferansta akademisyenler, işadamları, bankacılar ve devlet adamları çalışma grupları oluşturarak iki gün boyunca hummalı çalışacaklar.

 

Açılış konuşmasını yapacak olan Bakan Ali Babacan’a olağanüstü önem veriliyor.

Babacan’ın Chicago’daki uluslararası iş idaresi konusunda dünyanın en iyi okullarından birisi olarak kabul edilen Northwestern Üniversitesi Kellogg School of Management’ta okuması ABD’de önemli bir prestij nedeni. Babacan’ın son 10 yıldaki parlak kariyeri göz kamaştırıyor. Hiçbir skandala karışmaması, yolsuzluk kelimesi ile ilgisinin bulunmaması Babacan’ın ABD Hükümeti nezdinde çok önemli bir yer edinmesini sağlamış.

 

Arthur, konferansta Gaziantep’i anlatacak. Gözüyle gördü, dinledi; Gaziantep istikrarlı gelişimini sürdürüyor, Ortadoğu’nun önemli bir üretim ve pazarlama merkezi olmak iddiasını pekiştiriyor.

 

Konferansla ilgili daha fazla bilgiye ulaşmak isteyenler için:

http://fletcher.tufts.edu/IBGC/turkeys-turn

 

 

Ananas mı, muz mu?