Bize ders olur mu acaba!..

Ukrayna, Kiev’den gelen bu resim çok anlamlı.

Göstericiler yakaladıkları bir keskin nişancıyı ‘Bağımsızlık Meydanı’na getirerek kurbanların hatıraları ile yüzleştiriyor. Yani, ülkeden kaçmasına izin verilmeyen eski Devlet Başkanı Yanukoviç’in emriyle kendi halkı üzerine sınaypırla (sniper) ateş açıp masum insanları öldüren bu güvenlik görevlisini intikam amacı ile diz çöktürülerek “İnsan kendi vatandaşını öldürür mü? Hesap ver (!)”  denilmek isteniyor.

Adamın diğer resimlerde yüzündeki korku ifadesi bana böyle düşünmeyi çağrıştırdı.

Ülke ikiye bölünmüş. Yanukoviç, Rusya yanlısı ve halen desteğini aldığı yerel yönetimler, başkenti tanımadıklarını kendi kararlarını alacaklarını açıkladılar.

Üç yıldır kaldığı hapishaneden tahliye edilen (serbest bırakılan) eski başbakan siyasi hükümlü, Avrupa Birliği yanlısı Yulia Timoşenko’ya yakınlığı ile bilinen Aleksandr Turçinov, parlamento başkanı seçildi ve geçici devlet başkanı ilan edildi.

Rusya’ya kaçmaya çalışan eski devlet başkanı Yanukoviç, Cumhuriyet Başysavcısı Viktor Pşonko ile eski bakan Aleksandr Klimenko, Donetsk’e uçamadan Kharkiv’de engellendi.

Salı gününe kadar (yarın) yeni hükümetin kurulması bekleniyor. Mayıs ayında da seçimler yapılacak.

Herhalde seçimlerden önce, hükümet kurulunca hesaplaşmalar başlayacak. Eğer hala başlamadıysa!

Ne korkunç şey!

Ülkeyi kutuplaştırmak, ayrıştırmak, birbiriyle savaştırmak, sonra da eski ile yeninin hesaplaşması…

Bir ülkeye bundan büyük nasıl bir kötülük yapılabilir ki!..

Semih…

Türkiye Galatasaraylı Semih’i konuşuyor.

Cumartesi günü oynanan Galatasaray-Beşiktaş maçında top dışarı çıkınca hakem Cüneyt Çakır avutu işaret etmişti. Ancak Semih, topa son dokunanın kendisi olduğunu söyleyince Cüneyt Çakır kararını değiştirerek topu kornere gönderirken Semih’e de elini uzatıp tebrik ediyor.

Beşiktaş’ın yıldızı İspanyol futbolcu Almeida da gelip Semih’e sevgi ve saygısını anlatmak için başını okşuyor. Nereden baksanız, inanılmaz güzel bir fotoğraf. O pozisyon golle de sonuçlanabilirdi.

İşte bu kareler dünyayı dolaşmaya başladı. Futbolseverlerin en çok önem verdikleri konu, ‘Fair play’. Semih, dünyaya örnek oldu. Milyonlarca dolar harcasanız Türkiye’nin bu kadar anlamlı ve güzel reklamı yapılamazdı.

Tabii, Türkiye’den yalnız bu resimler dolaşmıyor. Kontrast olanlar çoğunlukta! Hakem soyunma odalarını  basıp ana avrat küfür eden kulüp yöneticileri, Fenerbahçe’nin ve Milli Takım’ın kaptanı futbolcunun rakip takım kulübesine giderek küfür ve tehdit etmesi, büyük kulüplerin birbirini şikeyle itham etmesi, galiz küfürler savurması…

Bunları okuyanlar, görenler Semih’in sergilediği futbolcu ahlakı karyısında kimbilir ne kadar şaşırmıştır!

Herhalde ünlü yorumcu Rıdvan Dilmen de böyle düşünüyor olmalı ki, bu olay karşısında sessiz kalamadı ve gazetesinde şöyle yazdı:

“Semih kardeşim; zaten senin iyi bir futbolcu olduğunu biliyoruz. Centilmen ve iyi bir insan olduğunu da duyuyorum. Seni çok seviyorum Semih kardeşim.”

‘Fair Play’ yalnız fubol arenasında olması gereken bir şey değil. Siyasi arenada da olmalı…

Kimbilir, belki orada da bir Semih çıkabilir…