Kırım, Suriye’yi etkiledi!..

Suriye’nin Washington Büyükelçiliği websitesinde, Salı gününden itibaren hiçbir konsolosluk hizmetinin verilmeyeceği mesajı üzerine ABD, Suriye hükümetine, diplomatik ve konsolosluk misyonlarını askıya aldığını, Amerikan vatandaşı olmayanların ülkeyi terk etmelerini resmen tebliğ etti.

ABD, Suriye özel temsilcisi Daniel Rubinstein, dün (Salı) yaptığı açıklamada, Washington’daki büyükelçilik ile Troy, Michigan ve Huston’daki fahri konsoloslukların da kapatılmasını, bu kişilerin Amerikan vatandaşı olmamaları halinde ülkeyi terk etmeleri gerektiğini söyledi.

Rubinstein, üçüncü yılını dolduran kanlı Suriye iç savaşında şimdiye kadar 140 bin kişinin öldüğünü belirterek, Esad’ın düşmesi halinde Suriye ile diplomatik ilişkilerin sürmesinden yana olduklarını da özellikle vurguladı.

Washington’daki Suriye Büyükelçiliği’nde büyükelçi olmadan düşük düzey personel tarafından sınırlı konsolosluk hizmetleri yapılıyordu.

ABD Dışişleri Bakanlığı bu kararı Suriye Büyükelçiliği’nin bildirisi üzerine aldığına göre, Esad’ın buradaki tavrı, Rusya’nın ABD ve AB ile Kırım yüzünden gerilen ilişkisi nedeniyle olabilir mi?

Kırım Rusya için, sıcak denizlere bir adım daha yaklaşması bakımından önemli stratejik bir mevki teşkil ediyor. Amaç sadece Karadeniz'i değil, esas olarak, Türkiye’nin Boğazları'nı (İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı) kontrol etmek olduğu bilinmeyen bir şey değil!

Kırım'ın, bu stratejik pozisyon nedeniyle tamamen Rusya'nın kontrolüne girmesi; küresel güç olan ABD'nin ve enerji dolayısıyle çok etkilenecek olan Avrupa Birliği’nin kabul edemeyeceği bir durum oluşturuyor!

Krizi kim çıkarmış olursa olsun, Batı'nın Ukrayna'yı ikiye bölerek, bir parçasını AB'ye bağlama oyununa karşı; Rusya’nın, sıcak denizlere inme yolunda kendine büyük avantaj sağlayacak olan Kırım seçeneğinde ısrar edeceği anlaşılıyor.

Amerika, uzun bir süredir askeri seçenekleri tercih etmiyor. Büyük ihtimalle AB ve NATO üyeleriyle birlikte Türkiye’nin de dahil olduğu bir yaptırımlar rejimi uygulayacağı tahmin ediliyor.

Pazar günü gerçekleşen referandum da maşallah Saddam’ı geride bıraktı! (Kırım’da halk yüzde 93 ile Rusya’ya bağlanmayı yeğledi. Saddam’ın anayasası da yüzde 92 ile kabul edilmişti!)

Gelelim Türkiye’nin durumuna…

Türkiye, Rusya’ya enerji konusunda son derece bağımlı. Bu nedenle Türkiye’nin Rusya’ya karşı cephe alması, demeçlerin dışında pek gerçekçi olamaz. Zaten  Türkiye’nin bütün siyasi dalga genişliği olduğu gibi iç siyasete yoğunlaşmış durumda.

Acaba donanmanın bir kısmının Afrika seferine çıkmış olmasının arkasında, Türkiye’nin Rusya’ya karşı siyasetinin mutedil olacağı, Türkiye’nin oluşacak uluslararası cephede ön sırada yer almayacağı, hatta ikinci sırada dahi bulunmayacağı gerçeği mi var?

Suriye ile ilgili bütün haberleri ‘Gaziantep rumuzu’ ile okumakta fayda var!