Anlamak bu kadar zor mu?

YAYINLAMA: 06 Nisan 2014 / 20.00 | GÜNCELLEME: 06 Nisan 2014 / 20.00

Türkiye’nin kaderi, geleceği ve umudu açısından cumhurbaşkanlığı seçimi hayati önemde.

Aslında oyuncuların elindeki kartlar açıldı. Renk körlüğü mü, algılama sorunu mu var yorumcular da, kestiremiyorum!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığına aday, o kadar! Gerisi tartışılabilir!

 

Erdoğan’ın en yakınındaki insan Beşir Atalay, erken seçimin olmayacağını söyledi. Galiba pek itibar görmedi ki, Azerbaycan seyahatı öncesi hava limanında aynı soru Erdoğan’a da soruldu. Sert cevap verdi, ilke olarak seçimleri zamanında yapmak istediklerini, genel seçimin de zamanında yapılacağını söyledi. Eminim aynı soru, fiilin yeri değiştirilerek tekrar sorulacak! Oysa biliniyor ki, Erdoğan şimdiye kadar ne dediyse hep yaptı.

 

Erdoğan ile Gül arasında kardeşlik hukuku var, tamam. Zaten Erdoğan da Gül’e kardeşim diye hitap ederek cumhurbaşkanı adayımız dedi, Gül’ de seçildi. Şimdi kendisi aday olmak istiyor. Gül, olmaz mı diyecek!

Kuveyt’te, “Erdoğan’la konuşmanız ve koşullar uygun olursa Başbakanlık düşünür müsünüz?” sorusuna Gül, “Önceden bir şey söylemem. Hiç kimse duyarsız değil ki bu tip şeylere. Cumhurbaşkanlığı seçiminin memleketin her tarafını altüst edecek şekilde olmaması gerekir. Geçmişte kavgaların sebebi bu oldu” diye cevap veriyor.

 

Bir soru daha var: “Sayın Başbakan size danışmadan seçimleri öne almak, iki seçimi birleştirmek (Böyle olursa Gül akarte oluyor!) gibi sizin pozisyonunuzu zora sokacak bir kanun çıkarabilir mi?

Bunun yanıtı da, “Burada işi kişiselleştirmemeli. Benim kanaatim önemli olur. Ben yarın gazete manşetinden bir şey duymam.”

 

İki lider gazete haber ve yorumlarından haberleşmek istemeseler de, durumun pek öyle olmadığı belli değil mi?

Unutulmamalı ki, bu mesele aralarında bir süredir konuşuluyormuş. Belki de Başbakan’ın zaman zaman aşırı sinir göstermesinin altında bu konuşmaların etkisi olabilir!

 

Dün de Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler konuştu, “Başbakanımız Cumhurbaşkanı olduğu takdirde bir başbakan görevi üstlenecek. Cumhurbaşkanımızın milletvekili olmaması hasebiyle hemen bu görevi üstlenmesinin söz konusu olmayacağını düşünüyorum" ifadesini kullandı.

 

İşler, "üç dönem kuralı"nın sürdürülüp sürdürülmeyeceğine  yönelik soru üzerine de tüzüklerinde yer alan bu kuralın parti  teşkilatlarında şimdiye kadar uygulandığını anımsattı. Kendisinin konuya ilkesel  açıdan yaklaştığını, siyasette taze kana, yenilenmeye ihtiyaç olduğunu vurgulayarak "üç dönem kuralı"nın şu an 70 kişi için geçerli olduğunu, kural kalkmış olsa bile  siyasete devam edeceklerin iki elin parmaklarını geçmeyeceğini söyledi. 

 

Şimdi söylenenleri alt alta toplayalım.

1. Erken seçim kesinlikle yok.

2. Üç dönem kuralı kalıyor.

3. Erdoğan aday.

Geriye ne kalıyor?

Bayburt modeli (Siirt'te Başbakan Erdoğan için izlenen yolun tek milletvekili bulunan Bayburt'ta Gül için hayata geçirilebileceği konuşuluyor) veya Eylül’de olağanüstü genel kurulda AK Parti Genel Başkanı seçilerek 2015 Haziran’ı beklemek. Tabii bu arada Erdoğan emanetçi bir başbakan atayacak. Daha doğrusu, hani Kılıçdaroğlu’na ‘CHP Genel Müdürü’ diyor ya, AK Parti’nin de başına bir genel müdür atayacak! Demek ki boşuna bu lafı etmiyormuş, antrenman yapıyormuş!..

Ama bana kalırsa, Başbakan Erdoğan “erken seçim yok” derken, bir nevi “Benden sonra Abdullah Gül’ün Başbakan olmasını istemiyorum” demiş oldu.

En azından, 2015 genel seçimlerine kadar…
 

Ağustos ayında dünya yeniden kuruluyor! Türkiye, iki dereceli seçimle cumhurbaşkanını seçecek. Yeni cumhurbaşkanı halkın ekseriyetinin oyu ile seçilmiş olacak. Şimdi böyle bir cumhurbaşkanı Köşk’te süs gibi oturur mu? Veya Çankaya noteri gibi önüne ne gelirse imzalar mı?

 

Gül’ün cumhurbaşkanlığına aday olduğunu varsayalım. Seçim kazanması lazım değil mi? Otobüsün üzerine çıkabilecek mi?

Ha, derseniz ki Erdoğan şehir şehir dolaşır, Gül’ün cumhurbaşkanı olması için gereken desteği verir ve onu seçtirir!

Eğer böyle diyorsanız, düşünüyorsanız, size hayatta başarılar dilerim.

Konu vuzuha kavuşmuştur, bu saatten sonra yapacak fazla bir şey de şoktur!

Kılıçdaroğlu, “Erdoğan aday olursa, seçilemez” dedi.

İyi ya, daha ne istiyorsunuz, susun, kimseye bir şey söylemeyin, aday olsun, seçilemezse rezil olur!

 

 

Anlamak bu kadar zor mu?