Hukuk herkese lazım

Hoca takkesini, hakim cüppesini, gazeteci kalemini bıraksın siyaset yapsın diyor Başbakan.

“Herkes konumunu bilecek, sınırlarını, yetkisini bilecek” diye de ekliyor.

Seçim geçerse, AKP Başbakan’ın bekletilerine yakın bir oranda oy alırsa, Başbakan Erdoğan sakinleşir, olaylara daha soğukkanlı ve gerçekçi yaklaşmaya başlar deniyordu ama, anlaşılan pek öyle olmayacak.

Zira, hukuku hiçe saymak, bu ülkenin en yüksek mahkemesinin verdiği kararları tanımamak pek doğru yaklaşımlar olmasa gerek.

Bu ülkedeki her kurum, özellikle de hukuk kurumu görevini dört dörtlük yapmak zorunda ve yükümlülüğünde.

Zira, siyaset herkese lazım olmayabilir, ancak unutulmamalıdır ki “hukuk”, Başbakan Erdoğan da dahil, bu ülkede yaşayan herkese lazımdır.

Anayasa Mahkemesi’nin gerek twiter, gerekse HSYK Kanunu  ile ilgili kararları, “hukuki” ve de “bağımsız yargı”dan beklenen kararlar.

Siz bu kararları beğenmeyebilirsiniz, ancak sizin beğenmemeniz o kararların yanlış olduğu sonucunu doğurmaz.

Günlerden beri başta Başbakan olmak üzere yakın çevresi, twiter’ı açma kararı için  Anayasa Mahkemesi’ne  yükleniyorlar. Haşim Kılıç ilk tepkilere güzel yanıt verdi, bu tepkileri “Duygusal yaklaşımlar” olarak değerlendirdi. Ancak zehirli okların hedefi olmaktan kurtulamadı.

Efendim karar “milli” değilmiş.

Türkiye’nin mahkemesi yabancı bir şirketin çıkarlarını savunmuş.

                                                               ***

Hukukta millilik ne alaka?

Madem böyle bir şey var, o halde Türkiye’de verilen mahkeme kararları neden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınıyor ve devlet her yıl uluslararası hukuka uymayan mahkeme kararları için bilmem kaç yüzbin Eurolar’ı neden ödüyor?

Bu bizim milli hukukumuzdur deyip çıkabiliyor musunuz işin içinden?

Üstelik Anayasa Mahkemesi’nin twiter kararı, kişilerin özgür haberleşme hakkının ihlalini önlemek amacıyla verilmiş ve uluslararası arenada Türkiye’yi zor durumdan kurtaran bir karar oldu.   

Hükümetin 17 Nisan’dan sonra çıkardığı, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısında değişiklik öngören kanunda Adalet Bakanı’na vermek istediği yetkilerin yolu da Anayasa Mahkemesi tarafından kesilmiş oldu. Bunlar, belki Başbakan Erdoğan’ın pek hoşuna gitmiyor ama, ülkenin, bu ülkede yaşayan insanların hayrına olan kararlar.

                                                               ***

Herkes konumunu bilecek, doğru!

Herkes sınırlarını bilecek, doğru!

Yetkisini de bilecek! O da doğru!

Ve hiç kimse de diğerinin yetki ve sorumluluk alanına müdahale etmeyecek ki, demokrasi olsun, işler düzgün yürüsün!

Eğer demokrasinin bir unsuru, diğer unsurlarına, “Herkes konumunu bilecek, sınırlarını bilecek, yetkisini bilecek” diye meydan okursa, diğerlerinin konumunu, sınırlarını ve  yetkilerini kendisinin belirlediğini ima etmeye kalkışırsa, işte o tam da demokrasiden uzaklaşma sınırıdır ki, çok dikkat etmek lazım.