Gauck’un değerlendirmelerine dikkat...

YAYINLAMA: 29 Nisan 2014 / 20.00 | GÜNCELLEME: 29 Nisan 2014 / 20.00

Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Cumhurbaşkanı Gül’ün daveti üzerine resmi bir ziyaret için geldiği ülkemizde gündem yarattı.

Gauck’un “Seçimlerden zaferle çıkmış, başarılı bir hükümetin, internet ve sosyal iletişim ağlarına erişimi, özellikle de fikir ve basın özgürlüğünü kısıtlamasını anlayamıyorum” demesi beni gülümsetti!

Neden derseniz, ünlü Fransız tarihçisi Albert Sorel’in o ünlü deyişini hatırladım.

Dünyada 2 bilinmeyen var, biri kutuplar, diğeri Türkler...

 

Joachim Gauck, eski bir siyasetçi ve yeni cumhurbaşkanı. Belli ki, Erdoğan’dan pek hazzetmeyen Alman Şansölye Angela Merkel’dan epey dolu geliyor.

Almanlar’ın en hassas oldukları konu şüphesiz basın özgürlüğü... Protestoları, onların da nasıl bastırdıkları biliniyor! En azından İngilizler kadar toleranslı ve hoşgörü sahibi değiller.

 

Basın özgürlüğü konusunda gelişmeler var.

Türkiye’de yayınlanan gazeteler evrime uğradı!

Sabah, Takvim, Star, Yeni Şafak gibi ‘yandaş’ gazeteler,  Sözcü, Cumhuriyet, Aydınlık gibi muhalefet yapanlar ve Hürriyet, Milliyet gibi de durumu idare edenler. Habertürk türü gazeteler ise yelpazenin neresine girer, tam kestiremiyorum!

 

Abonelere dağıtılan Zaman ile bulvar gazetesi Posta’yı saymazsak, Sözcü’nün sürekli yükselen performansı, Türk medyasının ‘amiral gemisiHürriyet’i bazı yönlerden sollamış görünüyor.

Üstelik, Hürriyet’in üzerinde çok ağır baskı var!

Epey yazarını kaybetti, kalanları ise nasıl yapsa da etse, gönderse durumu hakim!

Türkiye’nin en çok okunan muhalif yazarı Yılmaz Özdil’in rahat olmadığı, son olarak birkaç gün yazılarına ara vermek zorunda bırakıldığı biliniyor. Yine grubun Radikal’de yazan etkili yazarı Cengiz Çandar da yazılarına ara verdiğini birkaç gün önce okurlarına bizzat duyurdu.

 

İşte tam da bu aşamada ‘yeni bir gazete’ yayın hayatına atılmak üzere lafı ciddiyet kazandı.

Bu gazetenin başında Ertuğrul Özkök olacak.

Belli olan başka isimler mi?

Yılmaz Özdil, Soner Yalçın...

 

“Uzun lafın kısası yeni bir gazete doğuyor. Aldığım bilgilere göre,  Ertuğrul Özkök, geçtiğimiz günlerde Başbakan Erdoğan'a "otokrat" diyerek defterden sildiğini deklare eden Alman orijinli AB destekli bir gazete için kolları sıvamış ve yeni gazetenin olası yazarlarıyla konuşmaya başlamış...”

 

Ben bu gelişmeleri Joachim Gauck’un “İtiraf ediyorum: Bu gelişme beni korkutuyor” saptaması ile bağdaştırıyorum.

 

 


Kadına şiddet ve avukat

 

Kadına şiddeti açıklamak için genelde ‘eğitimsizlik’ en önemli argüman olarak kullanılıyor.

Eğitimsizlik’ sebeplerden sadece biri ama asla en önemlisi değil!

İstanbul’da, Kadıköy’de bir hukuk bürosunda işlenen cinayet benim savıma epey uygun!

Güney Hukuk Bürosu’nun (İsim buraları çağrıştırıyor!) sahipleri karı-kocanın boşanma aşamasında olduğu ve aralarında şiddetli geçimsizlik yaşandığı belirleniyor.

 

Avukat Serhat Güney, büroya geliyor, avukat olan eşi Fulya Güney’i silahla öldürüyor, sonra silahı karnına doğrultarak intihar ediyor. Nedense silahı beynine doğrultup ateş etmiyor! Belki de orası boş olduğu için dolu yere, karnına ateş ediyor.

 

Türkiye’de hukuk fakülteleri çok revaçta olduğu için ancak üstün öğrenciler girebiliyor. Bu kadar iyi eğitim gören insanların kadına şiddet uygulamalarının asıl nedenini öncelikle eğitimde aramanın yanlışlığı bir kez daha anlaşıldı!

 

 

Gauck’un değerlendirmelerine dikkat...