Çuvaldız

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Genelde otomobil kullanmayı çok severim. Hele uzun yolda kendim, kullandığım arabanın emniyeti için pür dikkat kesildiğimden, aklımdan bütün dertlerimi atar, kendimi o anda yaptığım işe veririm. Direksiyon sallama adı ilede anılan bu otomobil kullanmada kaç adet araç eskittiğimi unuttum.
Hani derlerya her şeyin ilki unutulmaz diye, ben de öyle ilk aracım olan Anadol marka tek kapılı bir aracımı hiç unutamam. O tarihte Anadol marka araçlar komposit malzemeden yapılan kaportasının hasar görmesine kimse aldırmazdı. Bir iki fırça darbesi ile düzelebilir olması önemli idi. Motor bölümü ise Ford marka küçük hacimli basit bir motoru vardı.
Hatta bir gün İstanbula giderken yolda debriyaj sıyırmıştı , bende Düzce de bir oto tamirciye dalmıştım. Motor la şanzumanın ayrılmasında ustaya yardım edip, yarım günde işi bitirmiştik. Bu arabamı hiç unutmam. Çocuklarımda bu aracı hiç unutmazlar. Bana sonradan söyledikleri, arka alt döşemede bir delikten bazen yolu izler, tozlu yollarda ayakları ile bu deliği kapadıklarını çok sonradan öğrenmiştim.
Şehirlerarası yolda Anadol marka arabamla giderken, radyo dinlemek mümkün olmazdı. Araçtaki bütün elektrik donanımının parazitlerini radyo çeker, topraklama yeterince olmadığı için parazitten başka bir şey dinlemek mümkün olmazdı.
Şehir içinde lüzumlu veya lüzumsuz işaret ve lambalara azami dikkat ederdim. Tek yönlü yoldan giderken karşıdan gelen araca yol vermez , yanında durup:
Ters yönde geldiğinizi biliyor musunuz ?
diye karşıdan geleni mahcup ederdim. Fakat kimi zaman bende zoralandığım anlarda ters yöne doğru arabamı sürdüğüm hala olmaktadır. Yine bir gün tek yönlü yolda giderken karşıdan bir bayan aracı ile ters yönde bana doğru geldiğini gördüğümde, kenara çekilecek yer bulamadığımdan, yolun ortasında durdum. Karşımdaki kişiye tam :
Hanımefendi geldiğiniz yön yanlış, niye dikkat etmiyorsunuz,
demeye kalktığımda direksiyondaki bayanı tanıdığımı anladım, ve ne şiş yansın ne kebap diyerek vaziyeti idare etmeye çalışmıştım. Aynı duruma bende bir çok kez düştüğümde :
İlerdeki yol kapalı mecburen buradan gelmekteyim,
Diyerek zevahiri kurtarmaya çalıştığım çok olmuştur. Eskilerin bir çok sözleri boş söylenmediğine inanırım. Hem bu sözler mutlaka bir konu neticesinde ortaya çıktığını düşünürüm.
Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma.
İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır.
Bu sözler gibi bir çok deyim aynı manaya geldiğinden hepsini burada sıralamaya gerek olmadığı düşünmekteyim. İnsan her yaşta bir çok konuyu öğrendiği doğrudur. Fakat bazı insanlar yalnız kendi düşüncelerinin doğru olduğuna inanır ve mantık dışı bu yalnışları doğru gibi savunmaya çalışırlar. Bir insanın inanmadığı bir konuyu savunması kadar gülünç ne olabilirki.
Televizyon ekranlarında izlediğim konuşmacılar inanmadıkları konuları savunurken aciz duruma düşmekteler . Ellerine verilen bir çok bilgi notlarını, kendi araştırmaları gibi gösterip, haklı olduklarını ifade etmelerinde bile bir abesle iştigali izlemek mümkün olmakta.
Geçtüğümüz senelerde ülkemizi nereye götürdüklerini henüz kestiremediğim yöneticilerimiz ‘’ Arap Baharı’’ adı altında Arap dünyası ülkelerini ziyaret ettiğini hatırlarım. Her gittiği ülkedeki yöneticilere ve basına oralarda verdikleri demeçlerde:
Siz laiklikten korkmamanız gerekir, iyi bir şeydir,
gibi sözlerle Arap dünyasındaki liderlere öğüt vermeye cesaret ettiğinde, gelen eleştirilerden rahatsız olan yöneticiler, Almanya Cumhur Başkanı Sayın Joachim Gauck’un , Türkiye’deki zedelenen hukuk ve adaleti eleştirmesine tahammül edememesini hayretle karşılamaktayım. Uzantıların ın Almanya’dan başlayan basit bir DENİZ FENERİ davasında, Almanya’da Adalet ve Hukukun işleyişinin neticesinde gönderilen Dava dosyalarının akibetini ele alırsanız, bir tek bu konuda bile Almanya Cumhurbaşkanının böyle konuşmaya hakkı olduğunu düşünmekteyim. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Türkiye aleyhine verdiği kararları da tanımamaya yeltenen Kasımpaşalı, hukuk konusunda ne düşündüğünü gerçekten merak etmekteyim.
Yutamıyacağın lokmayı ağzına almıyacaksın. Yoksa boğazını tıkar kalır.
Kaldı ki fezlekeleri hazırlanan bir çok dava dosyası, yargı önünde hesap vermesini haftalardır, aylardır merakla beklemekteyiz, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.


Çuvaldız