Halıcılık fuarı, dünya kenti olmak için güzel bir adım…

Gaziantep Ticaret Odası süper bir iş becerdi.

Avrupa’da fuarcılığın kralı Almanlar’dır. Bu fuarlardır ki, Alman sanayisinin en büyük itici gücü olmuş, serbest piyasa ekonomisinin dayandığı ‘rekabet’ kavramını yücelten ve herkese örnek olacak şekilde uygulayan Almanlar olmuştur. Sanayiciliğin keşfedildiği İngiltere’yi aşmıştır.

Almanlar’ın ‘rekabet’ten anladığı önce dürüstlük sonra kalite ve fuarlar aracılığı ile tanıtım olmuştur.

Bu yüzdendir ki, Alman malı daha pahalı olmasına rağmen kaliteli ve dayanıklı olduğu için ucuz rakiplerine karşı her zaman üstünlük sağlamıştır.

İşte böyle bir ülkenin en büyük fuarcılık kuruluşu olan ‘Deutsche Messe’nin yan kuruluşu Demotex’i Hannover/Almanya’dan sonra Çin ve Rusya ile birlikte makina halıcılığının başkenti Gaziantep’e getirmek başlı başına bir başarıdır.Almanlar’dan çok şey öğreneceğimiz kesindir.

Genel Müdür Alexander Kühnel’in Gaziantep ekonomisi için söylediklerini çok önemsiyorum.Almanlar, haketmeyeni övmezler.

Kühnel, Gaziantep’in Ortadoğu’ya en yakın sanayi ve ticaret merkezi olduğuna dikkat çekerek iş hayatındaki tecrübesine ve turizm potansiyeline atıfta bulunarak şunları söylüyor:
“Özellikle makine halısı üretiminde Gaziantep dünyanın odak noktası olmayı başarmıştır. Fuarcılık ekibi olarak halı ticaretinin ana merkezinde Domotex fuarını düzenlemekten çok mutluyuz.Gaziantep Makine Halısı Fuarı, Ortadoğu ile iş bağlantıları kurmak isteyen tüm firmalar için mükemmel bir imkan sunuyor. Ancak, bu fuar sadece fuara katılacak firmalara fayda sağlamakla kalmayıp Gaziantep'in otel işletmecileri, restoran ve lokantaları, mimarları, içmimarları, marangozları, gümrükçüleri, bankacıları, döviz büroları, taksicileri ve diğer pek çok sektörüne önemli ölçüde kazanç sağlayacak ve Gaziantep ilinin dünya çapında tanınmasında büyük rol oynayacaktır.”

Kühnel’in son cümlesi çok önemli; eğer bir dünya kenti olmak istiyorsak, sanayi fuarlarına önem verdiğimiz kadarkültürel altyapımızı ve bunun bir parçası olan mutfağımızı da birlikte tanıtmalıyız ki, gidenler gördüklerini anlatınca yeniler gelsin…

Bilim adamları duyarlı olmalı...

DHA, Doğan Haber Ajansı, dün Diyarbakır’dan geçtiği haberde şöyle deniyor:

“Yapılan şikayet üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, özellikle hasta tutuklu ve hükümlülere sahte rapor düzenleyerek onların uzun süre hastanede kalmalarını sağlayan sağlık görevlilerine yönelik soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında bugün aralarında profesörler, doktorlar ve hasta bakıcıların da bulunduğu 20 kişi gözaltına alındı. Operasyon devam ederken, gözaltı sayısının artabileceği belirtildi.”

Özellikle sağlık sektöründe profesörlerin ülke gündemine böyle olumsuz haberlerle gelmesi endişe yaratıyor.

Gaziantep’te de bir profesör, hemşireler gününde yaptığı konuşmada hemşirelerin ahlak ve vicdan eksikliği olduğunu iddia etmiş ama Gaziantep Valisi Erdal Ata başta olmak üzere kimseden çıt çıkmamıştı. Durum böyle olunca o profesör de kimseden özür dileme gereğini duymamıştı.

Ancak, profesörün yanıldığı bir noktayı kendisine hatırlatmak isterim.

Bütün bu yazılar internete giriyor. Yarın, bu profesörle ilgili herhangi bir konuda araştırma yapıldığında bütün bu yazılar araştırmacının önüne çıkacaktır. Bilim adamlarının buna herkesten fazla duyarlı olması gerekirken, hiç aldırmamaları ya bilgisizlikten, ya da vurdumduymazlıktan ileri geliyor diye düşünüyorum.

Toplumun en uzun süre eğitim görmüş, önemli ünvanlara kavuşmuş, önder olması gereken bireylerinin sahte rapor hazırlamaları, sağlık sektöründe çalışan hemşirelere karşı çirkin iddialarda bulunmaları inanılır gibi değil! Yozlaşmanın en tepeden başlaması hiç de hayra alamet değil!

Herkese yatacak toprak yok!..

Gaziantep’teki hormonlu arsa fiyatları sakıt paralel başkanın çok kötü bir mirası!..

Önemli bir STK’nın Başkanı arkadaşım, “O adam yatacak toprak bulamayacak” derken ne kadar doğru bir teşhiste bulunmuş...

Dün Lizbon’da Avrupa Merkez Bankası’nın

düzenlediği “Değişen Finansal Görünüm İçinde Merkez Bankacılığı Para Politikası” forumunda “Yeni Normal’de Para Politikasını Yönlendirmek” başlıklı bir konuşma yapan IMF Başkanı Christine Lagarde, sözü bir ara bize getirdi ve şöyle konuştu:

“Türkiye gibi diğer ülkelerde kredi büyümesi ve konutta fiyat enflasyonu çeşitli makroihtiyati önlemlere karşın yüksek kaldı.”

Türkiye’deki konut ve arsa fiyatlarının yüksekliği artık dünya forumlarında konuşulmaya başlandı.

Buradan çıkarılacak bazı dersler olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Çünkü, bu konuda Türkiye bir tarafa, Gaziantep bir tarafa! O kadar çok kirli ve vicdansız oyun oynandı ki, bu politika ters teperse bazılarının canı fena yanacak!

Eğer, Bakan Başkanımız imarla ilgili düzenlemeleri yaparsa, sakıt ve parallel başkan o kadar çok ah alacak ki, gerçekten yatacak toprak bulamayabilir!