CHP ve MHP’nin acizliği

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Öncelikle, mevcut sistemde, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi işleminin son derece saçma, yersiz ve fuzuli bir uygulama olduğunu vurgulamak lazım.

Sonra, madem böyle bir seçime mecbur kılındık, ben her partinin kendi ideolojisi, ilke ve prensipleri dahilinde kendi adayını göstermesini isterim.

Yok öyle çatı aday falan.

İlk turda adaylarınız çıkar, boyunuzun ölçüsünü alırsınız, iş ikinci tura kalırsa belki ortak bir adayı destekleme kararı alınabilir.

CHP ve MHP’nin yaptığı ise kendi adaylarını çıkarmak yerine çatı adayın arkasına sığınmaktır.

 

 

Çatı aday, Ekmeleddin meselesi nereden çıktı derseniz.

Nedeni gayet açık seçik ortada.

Çünkü ne CHP’nin, ne de MHP’nin kendi adayını ortaya sürecek cesareti yok.

Ya da başka bir deyişle iki muhalefet partisinin “acizliği!” söz konusu.

Ortaya sürecekleri adayların, yüzde 15-20 veya 8-9 civarından oy almasından ve rezil olmaktan korktular..

O yüzden, zorunlu bir çatı aday formülünde anlaşırken, seçmen kitlelerine de, “Bakın biz sizi bu Recep Tayyip Erdoğan’dan kurtarmak uğruna nasıl fedakarlıklar yapıyoruz” izlenimi yarattılar akılları sıra.

Seçimden sonra, çatı adaylarının alacağı birkaç oya da yok senin oyundu, yok benim oyumdu diye sahip çıkıp, birbirlerine laf yetiştireceklerinden emin olabilirsiniz.

                                                               ***

Önceki gün CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker ile konuşurken, siyasetin yozlaşmasından yakınıp, partinin aday bulmakta sıkıntı yaşandığını ifade etti.

Yani şimdi kamuoyuna “Deniz Baykal’ı cumhurbaşkanı adayı görmek ister misiniz” diye sorulursa, elbette bunun ters tepeceği ortada değil mi?

Kim Deniz Baykal?

Yıllarca bu partinin başına çöreklenmiş, kendine hizmet etmiş, sonunda da bir skandalla çekip gitmek zorunda kalmış. Şimdi bu adamı bir de cumhurbaşkanı seçtireceksiniz öyle mi?

Ama, mesela CHP aynı ankette HDP’nin aday göstermek istediği isimlerden biri olan Rıza Türmen’i sormuş mudur halka merak ettim doğrusu!

                                                               ***

Bir diğer konu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağının henüz kesinleşmemesi.

Mehmet Şeker de bu konuda henüz bir netlik olmadığını ifade etti.

Zira, Emine Erdoğan başta olmak üzere partinin aklı başında birçok ismi, Erdoğan’ın Başbakan olarak devam etmesinin partinin geleceği açısından daha önemli olduğunu biliyor ve dile getiriyor.

Ancak, buna karşılık Başbakan Erdoğan’ı yakından tanıyanlar, huyunu suyunu iyi bilenler de, “Bu saatten sonra asla cumhurbaşkanı adayı olmaktan vazgeçmez” diye yorum yapıyorlar.

Aynı şeyi önceki gün Mehmet Keçeciler de söyledi.

Tüm bunlara rağmen, Başbakan Erdoğan’ın bir son dakika sürprizi yapma ihtimalini de (küçük bir ihtimal olsa da) gözardı etmemek lazım.

                                                               ***

Önceki akşam CNN Türk’te konuşan Adil Gür, “Hem AKP’li, hem CHP’li seçmenin yüzde 90’ların üzerinde bir oranla kendini dindar olarak tanımladığını, dolayısıyla seçmenin AKP’ye oy verip iktidar yapması ile CHP’yi iktidar yapmamasındaki nedenin bir tarafın çok dindar, diğer tarafın daha az dindar olmasından değil, çok farklı sosyo-ekonomik nedenlerden kaynaklandığını” söyledi.

Bu durumda, CHP ve MHP’nin  Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday göstererek, AKP’nin oylarını da alacaklarını zannetmelerinin dayanağı doğal olarak ortadan kalkıyor. Mesele; adayınızın milliyetçi-muhafazakar olması değil, halkın size güven duymaması ve sizi istememesi.

                                                               ***

Bir kısım CHP’liler, cumhurbaşkanı adaylarını pek beğendiler ve üzerine toz kondurmuyorlar.

Hemen ilk sözleri de, “Ekmeleddin Bey’e karşı çıkıyorsunuz ama, adamı tanımıyorsunuz, bir kere müthiş bir kariyeri var. Biz kendisini çok iyi tanıyoruz”oluyor.

Ben de diyorum ki Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ne kariyerine, ne şahsiyetine hiçbir itirazımız olamaz, mevcut yerini ve konumunu koruması kaydı şartı ile.

Ama, cumhurbaşkanı adayı olarak milliyetçi-muhafazakar bir aday istememek de seçmenin hakkı. Siz de seçmenin bu hakkına saygı göstereceksiniz.

Zira, bu partinin tabanı, CHP’nin her seferinde bir başka oyununa alet olmaktan bıkmış görünüyor.

                                                                              ***

Ülkenin başkentine belediye başkan adayı gösterecek adam bulamıyorsun, bir MHP’liyi aday gösteriyorsunuz gerekçesi, “Aman şu AKP’den kurtulalım da kim olursa olsun!

Cumhurbaşkanlığı seçimi geliyor, size oy vermiş seçmene milliyetçi-muhafazakar bir adamı dayatıyorsun, yine aynı jargon, “Aman şu Recep Tayyip Erdoğan’dan kurtulalımda gerisi önemli değil.

Ve seçmen, hiçbir zaman başarıya ulaşmayan ve ulaşma şansı olmayan bu jargonlarınıza kanıp, peşinizden gidiyor.

Sonuç ortada, olduğunuz yerde duruyorsunuz.

                                                               ***

HDP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak düşündüğü isimlerden biri Rıza Türmen’miş.

CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, 'HDP tarafından Cumhurbaşkanı adayı olarak düşünülen isimlerden biri olmaktan onur duydum' demiş ve eklemiş:

“Siyasete insan hakları, çoğulcu demokrasi, özgürlük, adalet, eşitlik mücadelesini vermek amacıyla CHP içinde başladım.(Sanki CHP’de böyle birşey mümkünmüş gibi) Bu değerleri Cumhuriyet Halk Partisi’nde egemen kılmak ve sosyal demokrasi temellerini sağlamlaştırmak yolundaki çabalarıma CHP içinde devam edeceğim” dedi.

Sayın Türmen işiniz zor değil, imkansız.O yüzden size hayatta başarılar dilemekten başka elimizden birşey gelmiyor….

                                                              

 

 

CHP ve MHP’nin acizliği