Talihsiz ve düşündürücü bir yaklaşım

YAYINLAMA: 27 Haziran 2014 / 20.00 | GÜNCELLEME: 27 Haziran 2014 / 20.00

Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Eyüp Bartık’ın talihsiz açıklamasını birinci sayfamızda okumuş olmalısınız.

Bu eleştirinin Bartık’ın profiline uymadığını, kendisine verilen yazılı bir metin olduğunu tahmin etmek zor değil.

SGK’nın ve Maliye’nin borç yapılandırmasına  karşı çıkıyor; nereden çıkardı bilemiyorum, adına vergi affı diyerek haksızlık ve adaletsiz yapıldığını iddia ediyor!

 

Benim yorumun, sırf AK Parti’yi eleştirmek uğruna popülist bir dil kullanıyor.

Bu yapılandırma nasıl af olarak değerlendiriliyor, anlamadım. Ama bu işin neredeyse 100 senelik bir kronolojisini çıkarıp ‘af’fın da etimolojisine daldığına göre, çok öfkelendiği belli oluyor.

 

Temsil ettiği, başkanı olduğu tüccar, sanayici, işadamlarının yüzde kaçının bu yapılandırmaya ihtiyacı olduğunu ya bilmiyor, ya da okuduğu metnin esiri oluyor!

SGK’ya borcu bulunan mükelleflerin yüzdesini bilse, o metnin bir kelimesini bile okumazdı!

Bartık, mektepli değil, alaylı. Şimdiki durumuna neredeyse sıfırdan gelmiş. Majesteleri değil, tam bir halk çoçuğu

Acaba, iş yaşamının hiçbir devresinde ödeyemediği prim borcu veya vergi taksidi olmadı mı?

 

Devlete olan borç en korkunç borçtur!

İhaleye giremezsiniz, kamu sektöründen ödeme almak için ‘vergi borcu yoktur’ belgesi getirmeniz gerekir. Daha önemlisi, bankalardan bir kuruş kredi alamazsınız. Onlar da aynı belgeyi talep ederler. Bankadaki hesabınıza sürekli e-haciz geldiği için son derece tedirgin ve çok zor şartlar altında iş yaparsınız.

Saymakla bitmeyen engeller sizi perişan eder. Durum böyle olunca, Allah aşkına, kim devlete borç takmak ister?

 

Bu yapılandırma ile iş dünyası yeniden yaşama döndürülmek isteniyor. Çünkü insanlar perişan!

Unutulmamalı ki, bu insanların eli taşın altında, istihdam yaratıyorlar. Rekabet yüzünden doğru dürüst para kazanılmadığı için, bu tür hiç arzulanmayan borçlar birikiyor ve bir süre sonra ödenemez hale geliyor. Asıl bunun nedenine girmek lazım.

 

Tabii bu lafım, arsa spekülasyonu yapan, birkaç kara arkadaşı ile çete oluşturup, nerede arsa var, nerede icralık gayrimenkul var, onlarla iştigal edip, sınırsız ve vergisiz para kazananlara değil. Hiç değil!

 

Belki okuyucularım bilmek isterler; Gaziantep’te maliyeye kaydı bulunan ‘Nakliyeciler’in sayısı 2 bin 643.

Bu kadar mükellef 11 milyon 250 bin 817 TL vergi matrahı beyan etmişler.

Tahakkuk eden (hesaplanan) vergi ise 2 milyon 86 bin 307 TL.

Mükellef bazında ortalama vergi ne kadar biliyor musunuz, sıkı durun:

789 TL. Yazı ile yediyüzseksendokuz lira.

 

Büyük atılımlar yapan, gazetelerde yüzlerce Mercedes ile resim çektiren Eyüp Lojistik’in bir gün, bırakın Gaziantep’in ilk 100 vergi rekortmenini, Türkiye’nin ilk yüz rekortmeni arasında görmek bizi gururlandıracaktır.

 

 

 

Kim Cumhurbaşkanı

Kim  Başbakan olacak?

 

Başbakan Erdoğan’ın bu saatten sonra aday olmayacağını iddia etmek, tahminde bulunmak abesle iştigal olur!

Salı günü TOBB’un mahşeri toplantı ve konferans salonunda, muhteşem bir şölenle Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına adaylığı muhtemelen Mehmet Ali Şahin tarafından açıklanacak, bütün dünyaya duyurulacak.

 

Asıl mesele bundan sonrası…

Kim Başbakan olacak ve kim parti genel başkanı seçilecek…

Erdoğan, son grup toplantısında AK Parti milletvekillerinin kulis yapmamalarını, yalnız cumhurbaşkanlığı seçimine konsantre olmalarını istedi. Ama ne mümkün!

 

Yeni Şafak gazetesi yazarı Ali Bayramoğlu, Başbakan Erdoğan'ın AK Parti genel başkanlığı ve Başbakanlık için düşündüğü 4 ismi açıkladı!

 

AK Parti etrafındaki'üç soru'… başlıklı dünkü yazısında bir bakanla sohbet ettiğini dile getiren Bayramoğlu, Erdoğan'ın kendi yerine Ali Babacan(ilk dokuz ay için), Ahmet Davutoğlu(önü açık), Abdullah Gül, Numan Kurtulmuş'u (Meclis’e girdikten sonra)düşündüğünü yazdı.

 

Abdullah Gül,’ün Erdoğan’ın kafasındaki Başbakan kriterlerine uymadığı biliniyor. O halde Bayramoğlu neden onun adını zikrediyor, anlamadım.

Bayramoğlu çok iyi kulis haberleri yazan, pek yanılmayan bir yazar.

Gül iddiası için şöyle diyor: “Musul krizinden, MHP-CHP ortak davranış kararından sonra AK Parti’de artan Gül rüzgarı…

 

Benim yorumum…

Erdoğan ikinci turda seçilecektir.

Birinci turda da seçilebilir. Ancak, benim tahminim HDP’nin Selahattin Demirtaş’a vereceği oylar, Erdoğan’ın ilk turda seçilmesine engel olacaktır.

İkinci turda, HDP’nin Ekmelettin İhsanoğlu’na oy vereceğini düşünenlerin tekrar ve tekrar düşünmelerini salık veririm. Çünkü, olacak iş değil!

HDP, ilkeli bir parti. Sürprizlerle, esen rüzgarla ve gökten yağan yağmurla siyaset yapmıyorlar. Bunun için kesin olarak diyorum ki, HDP oyları ikinci turda asla İhsanoğlu’a yönelmez.

 

Kimin Başbakan olacağına gelince…

Dışişleri Bakanlığı yapmış, evrensel politikada tecrübe kazanmış, dünyanın en iyi okullarından birinde ekonomi, işletme vb üzerine yüksek lisans yapmış ve yıllardan beri Türkiye’nin ekonomisini şekillendirerek büyük tecrübe kazanmış, zeki ve çok yetenekli, üstelik çok da genç bir siyasetçi olan Ali Babacan’a bu görev ilk dokuz ay için verilecektir.

Babacan’ın en büyük özelliği, söz dinlemesi, işaret gelmedikçe asla gözönüne çıkmaması, tam bir görev adamı olması, Erdoğan’ın onu bu göreve getireceğini düşünüyorum.

 

 

 

 

 

 

 

Talihsiz ve düşündürücü bir yaklaşım