PAZARLIK

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Kanımca her şey açık ve ortada. Kimse kimseyi kandırmassa iyi olacağını düşünmekteyim. Bir tarihte U-2 uçağı düşürülmüştü. Pilot sağ olarak kurtulmuştu fakat esir düşmüştü. Amerika, bu pilotu kurtarmak için seferber olmuştu. Bir başka olayda Bosna Hersek ile Sırplar arasında yaşanan soy kırım harbinde, sırpların eline düşen bir pilotuda kurtarmak için, bir çok kurtarma operasyonu düzenlenmişti. Bir iki kişi söz konusu ise operasyon düzenlenmesi çok önemli ve detaylı bir plan gerektirdiğine inanmaktayım.
Bir tarihte Türkiye’nin başına bela olan bölücü eşkiyanın elebaşı olan kişi, Suriye’nin himayesinden, tehdit sonunda İtalya’ya geçmişti. Buradan da Afrika’da bir ülkeye aktarıldığını hatırlarız. Yine uluslar arası bir diyalogla paket edilip, Cavit Çağlar’ın uçağına bindirilip, bazı işlerin pazarlığı karşılığında Türkiye’ye hediye edilmişti. Bizde ise iktidarın bazı ağızları:
‘’Büyük bir operasyonla APO adlı eşkiya yakalanmıştır’’ diye yutturan da olmuştu.
Şehit anne ve babalar, bu sözlere dünden inandılar. Halbuki Amerikan’ın yönetiminde eşkiya, Suriye’den alınıp İtalya götürülmüştü. O tarihte Amerika, Suriye ile fazla dalaşmıyordu. Genelde Amerika, Ortadoğu’da bir mezhep çatışmasının çıkmasını canı gönülden istemekte ve bu konuyu her fırsatta desteklemektedir. Büyük Ortadoğu Projesi. Kitle imha silahları var diye Irak işgal edilmişti. Bu nedenle Irak’taki Türkmenler’in, Kürtler tarafından hırpalanmasına ses çıkarmadıkları gibi , bir başka coğrafyada Sırplar’ın, Bosnalılar’a soy kırım uygulamalarına da bir müddet göz yummalarını esefle izlemiştik.
Saray Bosna’daki soykırım müzesini gezerken, tarihin bu karanlık yüzü, insana tokat gibi çarpmakta. Sunni ve Aleviler ayrı dini görüşlerin insanları. Bu gerçekten kurtulamayız. İran ise, Şii meshebi konusunda ellerindeki bütün varlığı harcamaktalar. Şia ‘nin yaygınlaşması için Suriye’yi kullanmakta, hatta Irak içine nüfuz etmek için bütün yasal ve gayri yasal yolları denemekteler.
En büyük uygulama uyuşturucu konusunda gelişmekte. İran’da içki yasak olduğu için halk kendi evlerinde imbikler alkol yapıp, içmekteler. Hatta Afganistan sınırından gelen uyuşturucudan hisselerini alıp, evlerde kullanmaktalar. İran’da uyuşturucu kullanımı inanılmaz rakkamlara dayanmaktadır.
Tahran’da bir davete icabet etmiştim . Yemekten sonra evin erkekleri birer ikişer salondan çıkıp evin bir başka bölümüne gittiler. Ben ise, salonun bir kenarında oturup beklemeye koyuldum, derken evin sahibi yanıma gelip sıgara içip içmediğimi sormuştu.
Ben sıgara içmiyorum,
Bu başka bir sıgara, isterseniz buyurun gelin bizimle,
deyince anladım. Bana bir taksi çağırmalarını rica edip , otelime geri dönmüştüm. İranda evlerde esrar içmek sıradan bir yaşam tarzı olduğunu anlamıştım.
İŞİD adlı terör örgütü ile kimler neler konuşmakta, neler vaadedilmekte, hatta Türkiye nin sınır kesiminde neler tolere edilmekte, toplumun hiç haberi olmamakta. Bir TIR dolusu silah ve mühimmatı jandarma durdurdu diye kıyamet koparılması konusunda kimseye bir şey aydınlatılmamasında, Toplumu koyun yerine koymalarına çok içerlemekteyim.
Cumhurbaşkanlığı seçim öncesi Musul’daki konsolosluk binasının saldırıya maruz kalacağını istihbarat teşkilatı önceden haber almaması , istihbarat teşkilatının ne kadar zayıf olduğunu göstermekte. Eğer teşkilatın bu konuda haberi varsa, konsolosluğun boşaltılmaması, çok büyük bir hata olduğuna inanmaktayım. Türkiye’nin dış politikasının iflas ettiğini Arap Baharı denilen eylemdeki fiyaskoda anladık. Şimdi bu kişiye SerVekil payesi verilmesininde doğru olmadığı aşikar.
49 kişilik konsolosluk rehinelerinin hepsinin Musul’daki bir evin bilmem kaçıncı katından otobüslere bindirilerek, hava alanına getirilmesi, oradan Türkiye’ye gönderilme işi, bir operasyondan ziyade, bir pazarlık konusu olduğu aşikardır. Buna adım gibi inanırım. Fakat bu pazarlıkta neleri verdik, neleri aldık onu bilmemiz gerek diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

PAZARLIK