Kentte neden asayiş sağlanamıyor?

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Kentteki başıboş, deli mayın gibi çarpacak yer arayan kalabalıklar, sakın ola küçümsenmemeli.

Bir kısmının elinde bayrak, bir kısmının elinde sopalar daha bir süre öncesine kadar Suriyeliler’i kendilerine hedef seçmişti, bu işsiz güçsüz, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan ve kontrol edilemeyen kalabalık. Şimdi de Kobani için eylem yapanlara saldırdılar.

Yarın kime saldıracakları belli olmayan bu sokak çetelerine müsamaha göstermek, kentin asayişini sağlayanlar açısından hiç doğru bir tercih olmaz.

 

İlk hedefleri Suriyeliler olmuştu.

Neden, niçin bu insanları hedef seçtikleri sorulmadı, sorgulanmadı?

Bunlar kimdir, necidir, nasıl örgütleniyorlar veya örgütlendiriliyorlar araştırılmadı.

İnleri, cinleri nerededir, kimdir üzerine fazlaca da gidilmedi.

                                                               ***

Ne yapıldı?

Bir grup Suriyeli alelacele şehirden çıkarılıp, kamplara tıkıştırılarak tansiyonun düşürülmesi yoluna gidildi. Sonuçta onlar bizim vatandaşımızdı ve onların saldırdıkları Suriyeli mültecilerdi.

Suriyeliler’i defedip, tansiyonu düşürdük, olayları yatıştırdık zannedildi.

                                                               ***

Şimdi kentte yaşayan Kürtler, solcular, demokratlar Kobani’de yaşananları protesto ediyorlar diye bu ne idigü belirsiz güruh yine sokaklara dökülüp, saldırmaya, yakıp, yıkmaya, ellerinde bayraklarla güya milliyetçilik oyunu oynamaya soyundu.

Eee… Sokağa dökülen protestocular solcuysa, demokratsa, hele bir de Kürtse devletin kimin yanında duracağı da doğal olarak alışık olduğumuz üzre belli değil mi?

Sokağa dökülen Kürtler’e, solculara haddini bildirecek, meydanı boş bırakmayan milliyetçi gençler lazım elbet!

İşte bu kentin asayişinden sorumlu insanların da olaylara geleneksel bakış açısı bu olduğu için kentteki olayların önünün alınması mümkün olmuyor. Can kayıpları sıradanlaşıyor.

                                                               ***

Devlet, demokratik protesto hakkını kullanan insanlara taşlarla, silahlarla, sopalarla saldıran bu başıboş gruba haddini bildirmiyor.

Yanlış yapılıyor.

Zira, en tehlikeli şey kontrol edilemeyen güçtür.

Kentin yöneticileri, bu kentte demokratik eylem hakkını kullanmak isteyen grupları kim olusa olsun korumak ve kollamakla görevlidir.

Bu kontrolsüz kalabalığın yarın neyi bahane edip, kime saldıracağı hiç belli olmaz.

Hepsi genç, hepsi işsiz, hepsi eğitimsiz, hepsi boşta geziyor ve kendine bir meşgale, bir kimlik arıyor.

İnşallah bu kentin yöneticileri, önümüzdeki süreçte “Papazı dövdürmemeliydik” noktasına gelmez.

 

 

Kentte neden asayiş sağlanamıyor?