Mozaikler bahane….

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Başbakan Erdoğan’ın sigara içen gençlere “terbiyesizler” diye müdahalesi ne kadar abesle iştigal, ayıp ve yersizse, Atatürk’ün sigaralı tüm resimlerini derleyip, altına, “Tayyip Bey, bazı insanlara sigara içmek çok yakışıyor” diye yayınlamak da aynı derecede abesle iştigal, ayıp ve yersiz.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’i sırf AKP’li diye, Zeugma mozaiklerini tepelemekle suçlamak da ne kadar yanlış ve ayıpsa, bu yanlışa destek vermek de o derece ayıp.
İki olay da çok bariz bir şekilde toplumun nasıl ayrıştığını, bu ayrışmanın akıl ve mantık kurallarını nasıl gözü dönmüş bir şekilde bir yana bıraktırdığını gösteriyor.
İnsanlar artık “doğru” ve “yanlış”ı değil, karşıyı suçlamak adına saçmalıkları, gariplikleri, absürdlükleri savunuyor.
Bu arada haketmeyen bazılarının ekmeğine de ne yazık ki yağ sürülüyor.
***
Keşke birileri çıkıp, Fatma Şahin’in belediye başkanı olarak yaptığı icraatları eleştirse, şu konularda başarısız, bu konuda ortada henüz bir icraat göremedik dese.
Ama ne gezer…
Başta pusuda bekleyip, her fırsatı değerlendirmeye çalışan selef belediye başkanı ve bilimum erkekler güruhu; kadın olmasına, kültüre yatırım yapmasının yaratacağı artı puanlara engel olmaya yönelik saldırı halini sürdürüyorlar.
Mesela önce yaygın basının en demokrat kalemleri, “Gaziantepspor’un soyunma odasına girdi” diye yazacak kadar alçaldılar.
Şimdi de güya hanımefendi topuklu ayakkabılarıyla mozaikleri tepelemiş.
Maksat mozaiklerin üzerine basılması değil, maksat Fatma Hanım kanalıyla AKP’yi yaralamak.
Amaç bu olunca, aklın-mantığın bir önemi kalmıyor.
AKP’yi başka yollardan yıpratmak mümkün iken, neden Fatma Şahin üzerinden yapılıyor bu deseniz, nedeni çok basit.
Çünkü o bir kadın…
***
Bizde maalesef böyledir. Birileri birşeylerden nemalanacaksa iftira atmakta, karalamakta, olayları çarpıtmakta hiçbir beis görülmez.
Hedefe ulaşmak için her türlü araç kullanılır.
Mesela size bir olay anlatayım, yine Zeugma ile ilgili.
2000 senesindeki kurtarma kazılarına en büyük desteği veren David Packard Vakfı, gün yüzüne çıkarılan mozaiklerin restorasyonu için de İtalya’dan dünyanın en ünlü restoratörlerinden Prof. Dr. Roberto Nardi ve ekibini Gaziantep’e gönderdi. Ekip, aylarca Zeugma’dan çıkan mozaikleri müze içerisindeki derme çatma atölyede restore ederken, müzedeki uyanık bir çift, hem Nardi’nin ekibinden restorasyon işini öğrendi, hem de bu işte iyi para olduğunu anlayınca, dönemin müze yönetimi ile birlikte Nardi ve ekibine resmen komplo kurdu.
***
Bir akşam, çalışmalarını tamamlayıp, çalışma aletleriyle müzeden ayrılmak üzere olan Roberto Nardi’nin ekibini, İtalyanlar müzeden eser çalıp götürüyorlar diye polise ihbar edip, o dönemde yandaş gördükleri basını da haberdar ettiler..
Polis müzenin kapısında Roberto Nardi ve ekibini derdest edip karakola götürdü. Çantaları arandı, içinde yalnızca çalışma araç-gereçleri vardı.
Ama olay basına “Müzeden eser çalıyorlardı” diye yansıtıldığı için, Roberto Nardi ve ekibi büyük bir küskünlükle restore işini yarım bırakıp, tası tarağı toplayıp çekip gitti. Bir daha da Gaziantep’e dönmedi.
Zeugma için, Gaziantep için, çok büyük şanssızlıktı.
***
Onlar gidince Packard Vakfı’nın restorasyon finansmanı da durdu doğal olarak.
Zeugma Antik Kenti’nden çıkarılan metrekarelerce mozaik, müzenin bahçesine pejmürde bir şekilde atıldı. Ve iki yıla yakın da yaz-kış o kötü şartlarda bırakıldı.
Kazı çalışmalarına yüreğini koyan İzmir’den bir grup arkeolog, bir gün telefon açtı, “Burada yağmur yağıyor, müze bahçesindeki mozaiklerin üzerine de yağmur yağıyor diye içimiz eriyor” diye.
Ama, iki kuruşluk menfaatleri için onlara o adi komployu kuranların umurunda bile olmadı mozaikler.
Ve… Nardi’nin ekibinden restorasyon işini öğrenen uyanık çift, Roberto Nardi’yi referans göstererek başta Gaziantep olmak üzere birçok müzede mozaik restorasyon işini alarak epeyce para götürdü bu işten hem de hiç utanmadan.
***
Kazıların başındaki profesör, “Mozaiklerin üzerine basmakla bir zarar verilmesi mümkün değil” diyor. Ama buna rağmen saldırılar dinmiyor.
Çünkü o bir kadın ve ne yazık ki AKP’li bir belediye başkanı.
Ne Gaziantep’in dünya aleme rezil edildiği umurlarında, ne Zeugma’ya zarar verildiği.
Amaç belli, Fatma Şahin’e “Lanet olsun” dedirtip, kültürel alandaki aktif rolünü sona erdirmek ve onu sıradanlaştırırken, güya “eski başkan kültüre yatırım yapıyordu. Fatma Hanım bu işlerden anlamıyor” dedirtmek.
İşte mesele bu kadar basit, hesap bu kadar küçük.
Fatma Şahin’in bu yıldırma kampanyalarına ve basit oyunlara gülüp geçtiğini düşünmek istiyorum.

Mozaikler bahane….