3 Tablo 3 Şiir

YAYINLAMA: 06 Kasım 2014 / 18.00 | GÜNCELLEME: 06 Kasım 2014 / 18.00

Kasım ayı gelince, özellikle Türk istiklal savaşını bilenler, Atatürk’ü hayranlık ve sevgi ile hatırlar rahmetle anarlar. Bizde öyle yapacağız. 3 gerçek tabloyu sevenlerle paylaşacağız:
Sene 1920. İstanbul işgal ediliyor. Müttefik devletler donanması toplarını çevirmiş, zırhlardan karaya asker boşaltıyor.
Karakolları bastılar, Türk askerlerini süngülediler. Kır atının üstünde mağrur işgal orduları komutanı General FranşeDesperay İstanbul’a giriyor…
Onu karşılamak için mecburen çalan Osmanlı mızıkası atını ürkütmüştür. General, galibiyetin verdiği küstahlıkla kırbacını mızıkaya savuruyor:
-Sus!.. Mızıka susuyor Bütün İstanbul, bütün Türkiye ağlıyor.
-“Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,. Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?..”
Xxx
Aradan aylar geçiyor. Generalin Osmanlı mızıkasına savurduğu kırbaca, Akdeniz kıyılarında indirdiğimiz kılıçla cevap vermişiz!..
-“Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini. Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini.”
İstanbul’a Mustafa Kemal’in askerleri giriyor! Ellerini göğe açanlar, kendini Türk atlarını ayaklarına atanlar…
İstanbul göklerine gene Türk bayrağı çekildi. Bütün İstanbul, bütün Türkler ağlıyor:
-“Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak!..”
X xx
Sene 1938… İstanbul sessizlik içinde.
Bir fotoğrafhanenin vitrininde Atatürk’ün siyah tüllerle örtülü büyük bir portresi var. Üç küçük çocuk, çantalarını yere bırakmışlar hıçkıra hıçkıra ağlıyorlar: Atatürk öldü!..
“Dökün yaprağınızı dallarım dökün
Akın yaslı yaslı sularım akın
Bükün boynunuzu bayraklar bükün
Bir alınmaz kalem vardı, yıkıldı!..”



3 Tablo 3 Şiir