Turizm, Kent Konseyi’nde ele alınmalı

Gaziantep için hayati önem arz eden turizm konusuna devam ediyorum.

Turizm, son yıllarda internetin yoğun kullanımı ve hayatımızın önemli gereksinimlerden birisinin olmasıyla önemli değişikliklere uğradı. Artık kitlesel turizmin yerini bireysel turizm aldı.

Turistler sıkıntılı grup disiplini ve acentanın programına uymak yerine kendi esnek programlarını uygulamayı tercih ediyor.

Gitmek istedikleri yerleri internetten inceleyip, otel rezervasyonları yapıp, lokantaları ve görülmeye değer yerleri okuyarak planlıyorlar. Çünkü her turistin görmek ve yapmak istediği değişiklik gösterebiliyor.

Böylece turistler kendi organizasyonları yapabildikleri için Batı’da genel bir kural olarak en geç Şubat ayına kadar o senenin yaz programını yapmak zorunda kalmıyorlar. Bu da çoğu insanın daha sık ve daha kısa süreli tatil yapma imkanını artırıyor.

Bu esneklik turistin marka bilincini de haliyle geliştirdi. Daha seçici oldular.

Durum böyle olunca pazarlama kanallarında online satış önem kazandı. Turizmle ilgili bütün kuruluşların ve kentlerin kurumsal veb siteleri fevkalade önemli olmaya başladı.

Ama bana kalırsa bu sistemde en önemli faktör referanslar. Yazarların gazete, dergi ve kendi bloglarında yazdıkları çok etkili oluyor. Tabii televizyondaki seyahat programlarını da hesaba katmak lazım.

Anlaşılacağı gibi tanıtım meselesi ve pazarlama bu işin olmazsa olmazı. Turizm ve Kültür Bakanlığı’nın Tanıtma Genel Müdürü İrfan Önal, Destinasyon Gaziantep Konferansı’ndaki konuşmasında bu konuyu özellikle vurguladı ve “Bu işi siz yapacaksınız, biz de size yardımcı olacağız” dedi. Salonda o kadar az kişi vardı ki, belki de bu konunun tekrar geniş bir oturumda gündeme gelmesinde fayda var.

Aslında bu iş Kent Konseyi’ne düşüyor. Bu hafta sonu Başkan Mehmet Aslan, Kent Konseyi’nde Suriye Dosyası’nı açıyor. Gaziantep’in en hayati sorununu masaya yatırıyor ve akabinde çözüm tekliflerini Ankara’ya icra makamına götürüyor. Antep’e bundan daha iyi hizmet nasıl yapılabilir ki...

İşte, turizm de Gaziantep’in en az Suriye kadar önemli bir konusu. Geleceğimizi düşünürsek, sanayinin bile önüne geçmesi beklenen, herkesin yararına olan bir sektör,  turizm...

Mehmet Aslan, bu konuyu da masaya yatırmalı, Konsey’in bir toplantısında münhasıran bu konu görüşülerek, çözüm yolları ile birlikte kamuoyunun dikkatine ve yararına sunulmalı.

Konsey’de, Aslan’ın takdiri, dün değindiğim arkeoloji mi, gastronomi mi de tartışılabilir. Bu konu, biliyorum epey bir zamandır Şahin’in de masasında duruyor. Hangisi, henüz o da karar veremedi. Konsey’in görüşü eminim Şahin’e yol gösterecektir.

Dünkü yazımdan sonra arayan arkadaşlarım gastronomi ve arkeoloji konusundaki kişisel görüşümü daha net açıklamamı istediler. Hatta birisi, “Kamil ve Nicolo senin arkadaşın diye mi arkeolojiye daha fazla meyyalsin” diye takıldı.

Turizm literatüründe arkeoloji, kültür turizminin bir alt ürünüdür ve önde gelen bir bilim dalıdır.

Gastronomi için de aynı tarifi yapmak zorundayız. Bunun içindir ki, birini diğerinin önüne geçirmenin kentimizin tanıtımı açısından faydası yok, zararı olabilir. Akıllıca iki alt ürünü birlikte tanıtıp pazarlamalıyız.