CHP kamuoyunda yıpranıyormuş! Yok canım…

YAYINLAMA: 19 Aralık 2014 / 18.00 | GÜNCELLEME: 19 Aralık 2014 / 18.00

İstanbul, Şişli Belediyesi bir süredir çirkin olaylarla çalkalanıyordu. Gazetelere akseden haberlerin kaynağı meçhul olduğu için insanlar neye inanacaklarını bilmiyordu. Aslında tahmin ediyorlardı da, bir kez de muhaplarından duymak istiyorlardı.

Nihayet ‘Kral çıplak’ diyebilen cesur ve medeni bir kadın sesini yükseltti.

Şimdiye kadar konuşmayan ve eşine de konuşmaması için telkinde bulunan Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, sonunda pes etti!

Bir anda bütün Türkiye’nin sevgi ve saygısını kazanan bir bilim kadını olan Doç. Dr. Nazlı İnönü, Hürriyet Gazetesi’nden Gülden Aydın’a her şeyi anlattı.

 

İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde Mantık Anabilim Dalı öğretim üyesi olan Dr. İnönü, çıkışını şu felsefeye dayandırıyor:

Aklıma hep Hayri’nin dedesi 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün sözü geliyor: Bir ülkede namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça ülke kurtulmaz.”

 

Şişli Belediyesi’nde Başkan Hayri İnönü bir takım tasarruflarda bulunmuş. Bazı müdürlerin yerini değiştirmiş, başkan yardımcısı Mustafa Sarıgül’ün oğlu Emir Sarıgül’ün de yetkilerini kısıtlamış. Olaylar bundan patlak vermiş!

Yukarıdaki satırların, kavganın neden başladığının veya devam ettiğinin benim için zerre kıymeti yok! Bunların hepsi bahsi diğer!..

Önemli olan, Mustafa Sarıgül’ün, Hayri İnönü’yü mafyavari tehdit etmesidir. Bu da olacak iş değildir, dünyanın sonu gibi rezil bir iştir!

Bir bakar mısınız lütfen! Muhalefet neyle meşgul?

Bu ülkede muhalefet olmadığı için iktidar partisi rahat rahat bildiğini okuyor diyenler haksız mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan da başbakanken kaç kez söylemedi mi, “Bizim karşımızda muhalefet yok” diye!

 

Sarıgül’ün mesleği belediyecilik! Adam, büyükşehirde kazanamazsam mesleği bırakacak değilim ya, diyerek tedbirini önceden almış!

Oğlunu Şişli’ye aday gösterecek olsa tepki alacaktı! Kafayı kullanmış, kamuoyunda yıpranmamış, saygın bir aileden gelen Hayri İnönü ismini ortaya çıkarınca hem genel merkezden anında onay aldı, hem de Şişli seçmeninden!..

 

Nasıl ama? Erzincan’ın bir köyünden gelen köylü Mustafa’nın fendi Mannheim’da ve Harvard’da okumuş, İnönü’nün torunu Hayri’yi yendi!

 

İnönü ile Sarıgül’ün arasına adı açıklanmayan bir CHP milletvekili (İstanbul, Üsküdar Milletvekili İhsan Özkes değil) giriyor. İkisi de o milletvekilinin davetine uyup Ankara’ya evine gidiyorlar. Görüşmede, Sarıgül telefonların dışarıda bırakılmasını istiyor. Görüşme  başladıktan hemen sonra milletvekili bir bahane uydurup İnönü ile Sarıgül’ü başbaşa bırakıyor. İşte ne olduysa burada oluyor! Kumpasa gelen İnönü, Sarıgül’ün tehdidine mazhar oluyor! İyi mi?

 

Sarıgül diyor ki, “Bu iş bana 750 bin dolara maloldu. Mayfa senin oğlanları mıhlayacak! Karını da biraz sonra aldıracağım!

Cumhurbaşkanı Erdoğan yanılıyor! Muhalefet iyi çalışıyor! Hem de çok iyi çalışıyor!

 

İnönü, Sarıgül’ün elinden kurtulunca hemen eşini arıyor, aman eve gitme, diyor! Bunların hepsi CHP çatısı altında oluyor.

Hayri İnönü ertesi gün ABD’ye uçuyor. Gazetelere bu İnönü bunaldı, kafa dinlemek için Amerika’ya gitti, diye yansıyor. Oysa, İnönü, ABD’de ikisi çalışan, biri okuyan üç oğluna, “Aman mayfa size öldürecek, olayları anlatmaya ve sizi korumaya geldim” demek için gitmiş!

 

Şu hale bakın! Evinden aldırılmak istenen bir bilim kadını ve masum 3 genci öldürmesi için 750 bin dolara tutulan kiralık katil!

Bütün bunları organize eden adama mayfa denmez de ne denir?

Belki şöyle de denebilir: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kıl payı kaçıran ama geleceğin yıldız politikacısı ve başbakanı ve de cumhurbaşkanı! Peh! Peh!..

 

Doç. Dr. Nazlı İnönü, bütün bunları anlattıktan sonra gazeteci Gülden Aydın soruyor:

Bu anlattıklarınızdan sonra belki savcılık da harekete geçecek. Mustafa Sarıgül de ‘Yalan, böyle bir şey olmadı’ dediğinde nasıl kanıtlayacaksınız tehditleri?”

 

Tarihe geçecek yanıt şöyle:

Kanıtlayamam... Sarıgül evdeki tehditte ‘Cep telefonları dışarıda dursun’ demiş. Yalanlayabilirler ama artık kamuoyu karar verecek, kimin doğru söylediğine. Demokrasiyle seçilmiş bir başkan, kaba kuvvetle düşürülmek isteniyor. Bu da demokrasiye uymaz. Partinin bir an önce harekete geçip disipline vermesi lazım.

 

Nitekim Sarıgül yaptığı açıklamada herşeyi yalanlayarak, “Bana iftira atılıyor, uyduruyorlar, masumum” dedi..

 

Buraya kadar yine de eyvallah!

Peki, CHP yönetimi ne yapıyor?

Genel Başkan Kılıçdaroğlu ne yapıyor?

Yahu, hadi öpüşün de barışın çocuklar. Ayıp oluyor. Parti yıpranıyor” diyor!

Sözün sonu! Diyecek bir şey kalmadı!

Kılıçdaroğlu zeki bir insan. Ne olup bittiğinin farkında olmaması düşünülemez.

Sarıgül’ün gücü karşısında çaresiz mi? Olay patlak verirse CHP yıpranır mı? Yoksa başka bir şey mi?

Ona da siz karar verin! Çünkü nihayetinde bu partiye oy verecek olan/olmayan sizlersiniz…

 


 

CHP kamuoyunda yıpranıyormuş! Yok canım…