Kabus senaryosu gibi!..

YAYINLAMA: 19 Mart 2015 / 18.00 | GÜNCELLEME: 19 Mart 2015 / 18.00

 Doların 4 lira olabileceğini bir İtalyan kaynağa dayanarak iki ay önce yazmıştım. Yazımı okuyan Ankara’daki etkili politikacı da beni arayarak sorgulamıştı: “Bu bilgi nereden?” diye. Kaynağımı açıklamadım ama ilgilenmelerinden de bayağı kaygılandım!

Bugün önemli bir İstanbul gazetesinde, ‘Dolarda 4 TL’lik Kabus Senaryosu’ başlıklı haber yorumu okuyunca kaygılarım depreşti!

 

Mustafa Halif haberinde, tanıdığı önemli bir iş insanı ile sohbet ederken, “Moraller nasıl?” diye soruyor, “Bu aralar çok inişli çıkışlı” yanıtını alıyor. “Yeni gelişen faktör var mı?” diye üsteleyince de şu tüyler ürperten  cevaba muhatap oluyor:

Yabancılarla iş yapan bir arkadaşım anlattı. Önümüzdeki dönem Türkiye’de dolardaki hareketliliğin artabileceğini öngörüyor. Bu hareketlilik ABD Merkez Bankası’nın kararları dışında bir tahmini içeriyor. O arkadaşım geçenlerde önümüzdeki kısa sürede doların gelebileceği yer ile ilgili 4 TL’lik bir opsiyon işleminden bahsetti.

 

Mustafa Halif, bu kez “Sen ne diyorsun, bu rakam ülkeyi sallar, ancak bir savaş ortamı doları buraya çıkarır, sebebi ne diye” soruyor. O da,Türkiye için olumsuz senaryolar bu araalıcı buluyor. Bunların bir kısmı spekülatif olabilir ama yaşanan olay gerçekten endişe verici” diyor.

Yemek Halif’in boğazına diziliyor, ancak karşısındaki hem ciddi hem güvenilir kaynak olunca bir de, özellikle yabancıları yakından izleyen birkaç analistle konuşuyor.

Şu anda borsada 4 TL kullanım fiyatlı opsiyon yok. Dolayısı ile borsa üzerindenbu işlem gerçekleşmemiş. Bu opsiyon banka, herhangi bir finansal kuruluşya da aracılık yapan kurumlar tarafından gerçekleştirilmiş olabilir. Aşırı bir volatilite (Dalgalanma derecesi. Yüksek volatilite artan belirsizliğin göstergesidir. A.T.) beklentisi var ise bu yönlü hareket edilmekte. Örneğin bir yabancı banka (adı yasa gereği yazılamıyor)müşterilerine 2.97 Dolar/TL kuru hedefi ile kısa vadeli opsiyonlar yaptırıyor.”

 

FED kararından sonra doların gevşemesi pek bir şey ifade etmiyor. Babacan ve Başçı’nın Cumhurbaşkanı ile görüştükten sonra Erdoğan’ın “Konuştuk halettik” demesinin bir şeyi halledemediği gibi…

 

 

 Bardo Müzesi saldırısı

 

23 kişinin öldüğü Çarşamba günkü Bardo Müzesi saldırısını kimin yaptığı belliydi ama, resmi açıklama terör örgütünün ses kaydı göndermesinden sonra dün yapıldı: IŞİD.

Bardo Mozaik Müzesi, teşhirde bulunan mozaiklerin sayısı ve metrekaresi açısından dünyanın en büyüğü.

Biz Zeugma dünyanın en büyüğü diyoruz ama, bu doğru değil! Antakya Mozaik Müzesi bile bizi solladı. Yeni müze binaları bizimkinden çok daha güzel ve daha büyük. Üstelik sergilenen mozaiklerin miktarı da bizimkinden fazla.

Ancak, depoculukta bizimle kimse yarışamaz! Çünkü, depodaki mozaiklerimizi sergileyebilsek, en büyük biziz! Fıstıkçılıktaki depoculuğumuz maalesef müzeciliğimizde de var. Zavallı Zeugma Müzesi, ne tanıtımı var, ne broşürü, ne de ağlayanı! Belki ‘Çingene kız’ ağlıyordur, epeydir görmüyorum. Hayvanat Bahçesini yılda 2 milyon kişi geziyor, Zeugma Müzesi’ni açıldı açılalı gezenlerin sayısı daha yarım milyonu bulmadı!

Her neyse, anlatmak istediğim bu değil…

 

Bardo Mozaik Müzesi, Tunus için çok önemli. Çünkü, ülkenin döviz gelirinin çoğu turizmden geliyor. IŞİD’in hedefi, Tunus’un ekonomisine darbe vurmaktı. Galiba başarılı da oldular!

Bu kadar önemli bir haberi ulusal basında yalnız Hürriyet farketmiş olmalı ki, manşetten verdiler. Diğer gazeteler galiba bu korkunç olayın bilincinde olamadılar!

Arap Baharı’nın ilk ülkesi Tunus, 4 yıldan beri rahattı.

Böylelikle, teröre ve vahim sonuçlarına dikkatinizi çekmek istedim. Sakın, bize bir şey olmaz demeyin!

 

 

 Siyasetin garip bir cilvesi…

 

Gezici Şirketi’nin Mart başında yaptığı ankete göre AK Parti yüzde 40’ın altında kalıyor ve tek başına iktidar olamıyor. Gezici Şirketi’nin anket grafiğini köşeme aldım.

İlginç olan, bırakın Cumhurbaşkanı’nın istediği 400 milletvekilini, iktidar için gerekli 276 milletvekilini bile AK Parti Meclis’e sokamıyor.

Daha seçime bir hayli zaman var. Köprünün altından çok sular akacak! Partiler henüz seçim vaadlerini, bildirgelerini bile açıklamadılar. Yani, durun bakalım!

Ancak, artık bilinen matematiksel bir gerçek var. O da, eğer HDP barajı geçerse, bir partinin tek başına iktidar olması olası görünmüyor veya çok zor!

 

Siyasetin garip bir cilvesi, eğer Cumhurbaşkanı, Başkan olamazsa bunu biraz da kendi yarattığı şartlarda aramalı.

Nasıl mı?

Cumhurbaşkanı’nı halk seçerken, Selahattin Demirtaş, hem kendisini, hem de partisini tanıtma fırsatı elde etti. Sempatik ve demokratik tavırları ile halkın gönlünde yer etti. Ailesi ile birlikte verdiği pozlar, röportajlar, televizyon söyleşileri Demirtaş’ın daha iyi tanınmasına vesile oldu. Ayrıca, HDP de, bölgesel bir parti veya Kürt partisi olmaktan çıktı ve kitle partisi hüviyetine büründü.

 

Şu bir gerçek ki, Cumhurbaşkanlığı seçimi olmasaydı, HDP yine seçimlere bağımsız adaylarla katılan azınlık partisi konumunda olacaktı. Şimdi bir kitle partisi ve ayağını yere basarak grup toplantısında Cumhurbaşkanı’na hitaben, “Seni başkan seçtirmeyeceğiz” diyebiliyor.

Yani Ağustos 2014’ten bugüne geçen 6 ayda şartların fevkalade değiştiğini görüyoruz.

 

Trendi gözle görülür şekilde yükselen MHP’nin de hedefinde Cumhurbaşkanı var, Bahçeli çok ağır sözlerle yükleniyor.

Yine, ankete göre oyları yüzde 30’a dayanan CHP’de, olası bir koalisyon durumunda, iktidarda başarılı olabilmek için yetkin bir kadro kurmak peşinde!

 

Benim de merak ettiğim, AK Parti’nin karşısındaki 3 partinin, CHP, MHP ve HDP’nin nasıl anlaşıp ta hükümet kuracakları!

Ayrıca, aradan neredeyse 13 yıl geçmiş. CHP ile MHP’nin ülke nasıl yönetilir, nasıl iktidar olunur, hatırlayacakları konusunda enişelerim var!

Türkiye’yi zor günler bekliyor. Eğer olacaksa, dönüşümün  zannedildiği kadar kolay olmayacağını biliyorum.

Kabus senaryosu gibi!..