‘İtibarsız sektör!..’

YAYINLAMA: 16 Nisan 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 16 Nisan 2015 / 20.00

Çoğu insanın anlamadığı bir şey var.

Daha güzel ifade edeyim, belki de iyi anlatılmadığı için, çoğu insanın üretim konusunda yeterli bilgisi yok.

Mal veya hizmet üretenlere dünyanın her yerinde teşvik verilir.

Bedava arsa, ucuz enerji, işçilerin bedava eğitimi ve sigortaları, ucuz kredi ve diğer teşvikler.

Türkiye’de verilenlerin çok daha fazlası, örneğin en gelişmiş üretim sektörüne sahip Amerika’da da veriliyor.

Üretim tesisi kurmak, üretmek, çalışanların kahrını çekmek ve ürettiğini pazarlamak gerçekten çok zor, ömür törpüsüdür. Bu yolda ne hayatlar tükenmiştir, çok şeye şahit oldum. Üretenlerin hepsi benim nazarımda birer kahramandır.

 

Üreten, karşılığında ödül bekler. Ödül, maddi kazançtır. Elini taşın altına koyanlar bunun için koyarlar.

Üretenler kazandıkları parayla ne yapar?

İstikrarlı bir ülkede yaşıyorsa, yarınlarından eminse, işlerini büyütür veya başka alanlara yatırım yapar.

Yarının ne getireceğini bilemeyenler ama özellikle kolay kazanca, paraya temah edenler spekülatif işlere girerler. Arsacılık, imar planları değişikliği yoluyla inanılmaz montanlarda vurgun, icralardan ucuza mal kapatma, döviz alım satımı gibi vergisiz, fevkalade çok getirisi olan, adına ‘itibarsız sektör’ denilen alanda faaliyet gösterirler. Batı, bu kolaycılığı, haksız kazancı önlemek için ciddi ve sert tedbirler almıştır. Dünya çapında ünlü işadamlarını, şahsiyetleri hapse tıkmıştır, rezil ve perişan etmiştir.

 

Aslında üretenlerle, faizcileri ve arsa spekülatörlerini ayırt etmek, aynı kefeye koymamak gerekir. Üretmek, asil insanların, şövalyelerin işidir. Bütün dünyada itibar vesilesidir.

Bizim ülkemizde, özellikle de şehrimizde bazı insanların hem şövalye sınıfında, hem de ‘itibarsız sektörde’ faaliyet gösterdiğine şahit oluyoruz. Bunun izahı hem zor, hem kolay!

Batılı’ya anlatmak mümkün değil, anlamıyorlar! Yurdum insanına izahı ise çok kolay, nelere şahit olmuyor ki!..

 

Bir arkadaşım anlattı. Sanayici bir arkadaşı bankadan 14 Ocak 2015 günü aldığı bir milyon lira krediyle dolar satın almış. Doların o gün kuru 2.2968 TL imiş. Dün dolar 2.7 TL olunca satmış. 175 bin lira para kazanmış. Bankanın 3 aylık faizini ödedikten sonra elinde net 140 bin lira kalmış. Yani, elin taşıyla elin kuşunu vurmuş! Cebinden bir kuruş sermaye çıkmadan iyi para kazanmış.

Konuşmayı takip eden diğer bir arkadaşım, “Bu hesap bir milyon lira üzerinden. Benim kaç tane tanıdığım var, 100’er milyon üzerinden ne paralar kazandılar, aklınız durur!” deyince gözlerimiz fal taşı gibi açıldı!

Ben de, aklımız neden dursun ki, hemen hesaplayalım, dedim! Üç ayda 14 milyon kemiksiz net kazanç! Daha doğrusu vurgun! Ama yasalara aykırı bir şey yok. Ancak bu para kimin cebinden çıkıyor, işte bunu sorgularsan, anlarsın ki, senin-benim-onun cebinden çıkıyor. Bu ne kadar etiktir, yanıtını siz verin.

 


Aslan, Güler ve Özgül’den bir rica...

Görmedinizse, gezmedinizse lütfen gidin, görün ve gezin.

Türkiye’nin en güzel yürüyüş parkuru Gaziantep’te, Kavaklık Parkı’nda.

Yürüyüş yolunun sağı solu rengarenk laleler. Etraf yemyeşil çimen, çiçek ve yaprak açan ağaçlarla dolu. Ortalarda havuzlar ve fıskiyeler var. İnanılmaz güzellikte bir yürüyüş parkuru ve park.

Bu güzelliği yaşatanlar başta Bakan Başkan Şahin, Genel Sekreter Yardımcısı Ali Aslan, Daire Başkanı Kadir Aslan, Park Yapım ve Onarım Şube Müdürü Halil Güler, Park Yönetimi Şube Müdürü Serdar Özgül, Bitki Üretim Şube Müdürü Orhan Şahin’e teşekkürlerimi iletiyorum.

 

Serdar Özgül’den ayrıca bir ricam var.

Bu kadar güzel parkı korumak için de gayret sarf etmek lazım. Lalelerin koparılmasına çare bulmak kolay değil. Ancak, bunu yapanlar etraftakiler tarafından hemen uyarılıyor, ayıplanıyor. Bu sayede çiçek koparmak her sene azalıyor.

Asıl şikayet konusu, bu parkı antrenman amacı ile kullanan sorumsuz insanlar!

20 kişi, 40 kişi, bazen 50 kişi topluca antrenman yapıyorlar. O güzelim çimenlerin üzerinde tepinenler güzelliklerin mahvolmasına sebep oluyorlar. Laleleri acımadan tepeliyorlar. Kimse korkusundan ses çıkaramıyor. Etrafta yetkili kimse de olmadığı için köpeksiz köyde rahatlıkla dolaşıp ellerinden gelen zararı veriyorlar.

Burası antrenman sahası olmamalı, atletlerin yarış yaptığı pist olmamalı, burası yalnız yürüyüş yapan, banklarda oturup dinlenen insanlara ait olmalı. Sporculara başka mekanlar gösterilmeli.

Rica ediyorum, lütfen bu güzel parkı koruyun.

‘İtibarsız sektör!..’