Kargalar, Seçmenler ve Adaylar…

YAYINLAMA: 30 Nisan 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 30 Nisan 2015 / 20.00

       Kargalar pek sevilmez.  Neden sevilmediği  ise ötelerden gelen  batıl bir inanç...  “Gak!.. gak!..” diyerek sanki bir felaket habersisi oluyormuş  kimilerine göre.  Diğer kuşlar  “öter” sayılırken, kargaların ses çıkarması  -nedense-   “bağırma “  olarak tanımlanır halk arasında:

      “-Kargalar yine fena bağırdı…”

      “-Sabah-sabah karga bağırdı ya, yine kötü haber gelecek…”

      İnsanın kendi iç dünyasının karamsarlığını bir başkalarının üzerinden yorumlamaktır  bu  tutum. Kimileri, kargalar gibi insanların da uğursuzluğuna inanır.  Bu da hurafe/boş inanç tabii ki:

      “-Ya,  adam sabah sabah yoluma çıktı, işim alt-üst oldu.”

      “-Öyle bir ayağı var ki bastığı yerde ot bitmez…”  ve daha niceleri…

      Aslında ne kargaların, ne de kimi kişilerin “uğursuz”dur  sesi/ayağı... Uğursuzluk doğrudan kendimizin içine çöreklenen  inançsızlık…  Bilisizlik…

                                                                *******

      Çocukluğumda  asmanın dolandığı kızılağaca üzüm almak için tırmanmıştım. Ne bileyim ağaçta karganın yuva yaptığını… Daha  üç-beş  dal çıkmadan bir karganın “gaaak!.. gaaak!...” diye  acı acı bağırdığını,  ağacın etrafında uçarak tur atarak; üzerime pike yapıp  hücum ettiğini yaşamıştım. “Nöbetçikarga”nın çığlıklarını duyan çevrede ne kadar karga varsa iki-üç dakikada tırmandığım ağacın etrafında bağırarak tur atıp beni gagalamak istemelerini bir görseydiniz. Çaresizdim, Rahmetli annemin de ısrarı üzerine üzüm alamadan inmiştim ağaçtan.

      Kargalar  tehlike anında içgüdüsel olarak  örnek bir dayanışma gösterirler her  nerede olurlarsa olsunlar. Sanki bir imece çağrısı gibi… Toplanıp birlikte hareket  etmek, karşı tarafı korkutmak… Benzer bir olayı da geçen yıllarda yaşadım. Kedinin biri köpeğimin kovalaması sonucu karganın yuva yaptığı ağaca tırmanınca kıyamet koptu birden.  Kedicik  çaresiz kalmıştı. Aşağı inse köpek hırpalayacak, inmeyip ağaçta kalsa kargalar pikeler yapıp, öfkeyle gagalayıp tüylerini/derisini yolacak. Bereket, zamanında olayı duydum, köpeğim Caş’ı bağladım, kediyi de hiç durmak bilmeyen karga saldırıları arasında  -kendimi de tehlikeye atarak-  ağaçtan indirip kaçmasını sağladım.

      Bu son olaydan kargalar hakkında yeni bir şey daha öğrendim. Kargalar böyle olaylarda sizi mimliyorlar. Kendilerine olumsuz bir olay yaşatan kişileri yıllar sonra da görseler  bir yarlerden çıkıp geliyor ve “Gaaak!” diye bağırıp başınızın üzeriden pike yaparak geçiyor ve  sizin tehlikeli bir kişi olduğunuzu duyuruyorlar.  Bu “gaak!” sesleri sizin o mahalden/yerden uzaklaşmanızla kesiliyor ancak.

      Peki bana söyler misiniz, kargalarda mı var uğursuzluk, ya da onlara tehlike yaşatanlarda mı?

                                                                        *****

      Kimi insanlar çok tuhaf…   Karşısındaki kişileri tanımada anlamsız/tutarsız algılamaları varken, bir de olaylara hep dar açıdan ve de hep kendi çıkarları açısından bakıp değerlendirme yapınca ister-istemez toplumsal anlaşmazlıklar ortaya çıkıyor.   Siyasal tansiyonun  yükseldiği şu günlerde  bu durumu yaşayan çok insan var aramızda. Çoğu kişiler siyasal kimlik konusunda  “gelene ağam, gidene paşam”  demek durumunda kalıyor  ne yazık ki…

    Başka ne yapsın?  Oy isteyen aday evinin kapısına değin gelmişken kalkıp da  “Ben size oy ver/e/mem!..”  diyerek  “sözü/ayağı uğursuz!..”  kimliği mi kazansın?

      “Tanrı misafiri” deyip ağırlıyor, hoşluyor, sandıkta da inandığına oyunu veriyor. İşte “uğursuz karga” olmamanın yolu… Böyle bakıldığında seçmen de, aday da zor durumda…

 

Kargalar, Seçmenler ve Adaylar…