Yandaş mı, muhalif mi daha etkili?

YAYINLAMA: 07 Mayıs 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 07 Mayıs 2015 / 20.00

AK Parti’nin yandaş medya, yani biat etmiş gazete, televizyon ve internet siteleri ile üstünlük sağladığı biliniyor veya kabul ediliyor.

Ama çok yanlış biliniyor! Çünkü bu kesinlikle doğru değil.

AK Parti’ye muhalefet yapan medya, yandaşlık yapanlardan belki yüz kat daha trajlı ve etkili.

Yandaş gazetelerin okunabilirlik oranı o kadar düşük ki muhalefet yapanlarla mukayese etmek bile fuzuli olur!

 

Yandaşların sınırlı maliyetle çıkıp, çok reklam aldıkları ise bir gerçek. Ama halkı etkileme güçleri çok düşük. Birileri bu işten iyi para götürüyor, o kadar!

Televizyonların canlı yayınladıkları mitingler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Başbakan Davutoğlu’nun  konuşmaları medyayı biraz dengeler gibi oluyor. Ama  yine akşamları tartışma ve haber programlarında üstünlük muhalefetin.

Gazeteler, fazla bir şey yazamamaktan, müthiş baskı altında kaldıklarından şikayetçiler.

Bu da bir ölçüde doğru değil!

Belki gazetelerin birinci sayfaları tedirgin çıkıyor, ama el insaf, köşeler ateş püskürüyor! Daha ne yazılabilir ki? Ertuğrul Özkök, hayatının gazeteciliğini yapıyor! Ahmet Hakan, CNNTürk’te daha nasıl etkili muhalef yapabilir ki?

Diğer radikal muhalefet yapan Sözcü gibi gazeteleri ve yine bazı radikal yayın yapan televizyon kanallarını saymıyorum bile.

 

Ha, basın özgür mü? Otosansürsüz mü?

Değil! Ama uygar Batı ülkeleri ile yalnız medyayı değil, hangi konuda mukayese yapsanız, hangi kriterleri karşılaştırsanız, hep gerideyiz.

 

Basın, şimdiye kadar olmadık şekilde muhalefet yapıyor.

Hiç bu kadar cesur olmamışlardı!

Bunu şuna bağlıyorum, daha önce de yazmıştım, iktidar değişikliğini hesap etmiş olmalılar ki, böylesine yiğit davranıyorlar. Tabii çok da etkili oluyorlar. Bu nedenledir ki, yandaş basın hemen her gün Aydın Doğan’ın çirkin resimlerini basarak taciz ediyor. Çeşitli iddiaları gündeme getirmeye çalışıyor. Ama pek başarılı olduğu söylenemez çünkü okunmuyorlar.

Bence, AK Parti bu konuda yerel ve ulusal bazda, belli bir strateji ile alabileceği inisiyatifi ele alamadı. Ya doğru teşhis koyamadılar, ki ben bunu öngörüyorum, ya da aldırmadılar. Ama kayıpları çok büyük, bunu 7 Haziran’da daha iyi değerlendireceklerdir.

 


Bizim siyasetçiler cici çocuklar!..

AK Parti’de kesinlikle 2011 seçimlerinin ruhu yok!

Ne yerel bazda, ne de ulusal da!

Seçim eşittir deneyimdir, inovasyondur.

İşi çok iyi bilen, deneyimli insanlarla yapılan seçim planlaması ve çalışmaları partiyi başarıya götürür.

AK Parti Genel Merkezi, üç dönem uygulaması nedeniyle deneyimli partililerin desteğini kaybetti. Bunu yerel anlamda da müşahade ediyorum. Herhalde, bu kadar uzun süre iktidarda kalınırsa böyle kopmalar, bıkkınlıklar oluyor diye düşünüyorum.

 

Aslında AK Parti, çok kötü listeyle seçime giren CHP ve HDP ile yerel unsur barındırmayan MHP’yi epey hırpalayabilirdi. Şimdilik bunun emaresi görünmüyor.

Gerçi, daha erken! Henüz işler kızışmadı. Ayrıca, partiler birbirlerine son derece saygılı. “Gözünün üstünde kaşın  var” bile demiyorlar. Bunu demokrasinin erdemi için mi yapıyorlar, yoksa, “Şimdi biz onlara bir şey söylersek, onlar da bize bindirir” mantığından mı hareket ediyorlar bilmiyorum.

 

İngiltere’de dün seçim vardı, 42 milyon seçmen sandığa gitti. Siz bu yazıyı okurken netice de alınmış olacaktır. Seçim ayımız olduğu için İngiltere’deki seçimler bizim basında pek yer almadı. Ama İngiltere’deki seçimler çok netameli geçti, birbirlerine söylenmedik laf bırakmadılar. Amerika’da başkanlık seçimi gelecek sene, şimdiden Carly ile Hillary başladılar havan topu atışlarına!

 

Kimseyi kızıştırmayı amaçlamıyorum ama sokağa çıkmaya yüzü olmaması gerekenler arsızlık ediyor, kimse de sesini çıkarmıyor.

Demokrasi böyle bir şey olsa gerek!

 


Değişik bir gardiyan!..

New York Daily News gazetesinin şu haberini okuyunca neredeyse küçük dilimi yutacaktım.

Yüksek güvenlikli hapishanedeki gardiyan Jill Curry, henüz 32 yaşında güzel bir kadın, bir erkek mahkumu tehdit ederek, zorla ilişkiye girdi diye şikayet üzerine işten atılmış. İyi mi?

İkisinin de resmini koyuyorum, Delgado Galban, erkek olan, ilişkiye zorlandığı için hapishane yönetimini şikayet etmiş. Yalnız bu değil, yemeklerin kalitesini de beğenmiyormuş, onu da şikayet etmiş. Tazminat davası da açmış.

 

Bu adam Amerika’daki hapishanelerde harcanıyor, mümkün olsa da onu Türkiye’deki hapishanelere nakletseler. Burayı beğenebilir!

Veya Jill Curry, Amerika’da iş bulamazsa, burada işi garanti!

 


Büyükekşi’yi dinleyenler yandı, kül oldu!..

Değerli ve sevilen hemşehrimiz TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin 2 Ocak 2015 tarihli Milliyet gazetesine verdiği demeç merakımı ve ilgimi çektiği için kesip saklamıştım. Nasıl olsa bir gün kullanırım diye.

 

Büyükekşi, “Bu yıl dolarda ortalama kur beklentimiz 2.35, Euro’da 2.90 TL” demişti. Hatta, daha da ileri giderek, “Kurla oynayanın eli yanar” diye de eklemişti.

Büyükekşi’yi dinlemeyip riske girenler iyi para kazandılar. Dinleyenler ise tümden yandı!

 

 

 

Yandaş mı, muhalif mi daha etkili?