Yalnızca Kürt sorunu olsa neyse!

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

BDP'nin açıkladığı KCK operasyonu bilançosuna göre, 2009'dan beri 7 bin 748 kişi gözaltına alınmış, 3 bin 895 kişi tutuklanmış.

10 belediye başkanı, sekiz belediye başkan yardımcısı, iki belediye başkan vekili, iki eski belediye başkanı ve 29 belediye meclisi üyesi ise hala hapisteymiş.

Yani, bu inanılır gibi değil.

AKP iktidarı, resmen KCK operasyonu adı altında legal Kürt siyasetini silip süpürmeye çalışıyor.

Kürt sorunu yoktur” dediği ülkede, her gün Kürtler’in partisini, evini, işyerini basıp suçlarının ne olduğunu bilmediğimiz insanları apar topar gözaltına alıp tutuklatıyor.

Böylece, dünya alem ortada yalnızca Kürt sorunu değil, aynı zamanda bu ülkede demokrasi, insan hakları, özgürlük ve hukuk sorunu olduğunu da  anlıyor.

                                                                                                      ***

Mesela, tanrının kulunun biri; önceki gün Gaziantep’te gözaltına alınan 20 kişinin suçunun ne olduğunu, hangi eyleme karıştıklarını, nereyi kundakladıklarını, kimi öldürdüklerini, kime suikast hazırlığında olduklarını, neredeki eylemlerin planlayıcılığını yaptıklarını açıklamalıdır.

Dün tutuklananların resmine baktım. Seçim sürecinde ziyaretimize gelenler vardı aralarında.

Son derece efendi, saygılı ve barıştan yana söylemleri olan insanlardı.

Şimdi bu insanların evini basıp, bileğine kelepçeyi geçirip, tutuklayıp cezaevine atıyorsunuz.

Vallahi, hem ayıp, hem yazık, hem de günah!

Bir devlet vatandaşına bu eziyeti ve işkenceyi reva görmemeli!

                                                                                                       ***

Suçu olan, suç işleyen başkalarının malına, canına kasteden varsa yakalayıp, atın içeri!

Ama suçu olmayana, sırf Kürt olduğu ve siyaset yaptığı için bu ilkeyi dar etmek insan hakları ihlalidir.

Siz değil miydiniz dağdakini ovaya indirme iddiasında olan?

Şimdi neden ovadakileri zaten tıkış tıkış olan cezaevlerine tepmeye karar verdiniz?

Bu insanların annesi, babası, eşi, çocukları bu haksız ve insafsız uygulama karşısında bu devleti ve ülkeyi sever mi, sevebilir mi?

Bu ülkede güven içinde yaşayabilir mi?

Sonra daha da önemlisi legal yoldan siyaset yapan Kürler’e dünyayı dar etmekle bu sorunun çözümüne zerre kadar katkıda bulunduğunuzu mu sanıyorsunuz?

Bu ülkede PKK’yı yaratan ana unsurlardan birinin Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkenceler olduğunu bilerek bugünlere gelen insanlar olarak, birarada yaşadığımız insanlara bu işkence ve zulüm niye?

                                                                                                         ***

AKP, 12 Haziran seçimlerinin ardından, farklı uygulamalara yöneldi.

Yeni İçişleri Bakanı ile orduya alternative bir polis gücü yaratılması için düğmeye basıldı.

Polis, tüm BDP il ve ilçe merkezlerine koymuş cihazı, gece-gündüz dinliyor.

Ve her bir konuşma da suç unsuru aranıyor.

Vallahi, bu ülkede kimin evine-işyerine böcek koysanız, aradan 24 saat geçmez suç unsuru sayabileceğiniz türden bir konuşma yakalarsınız, bunun için Kürt olmaya hiç gerek yok.

Önemli olan devletin vatandaşını her zaman potansiyel suçlu ve şüpheli yerine koymaması.

Siz bu ülkeyi hukukla ve demokrasiyle yönetmekten aciz kaldıkça, çevrenizde yeni suçlular ve şüpheliler arama hastalığınız sürekli depreşecek ve sonuçta ülkeyi bilinçsiz ve şuursuzca, asker devletinden polis devletine çevireceksiniz.

Onun yarattığı ve yaratacağı sorunların göbeğinde demokrasiyi hayal ederek kıvranmak da bize düşecek.

 

 

 

 

 

 

 

Yalnızca Kürt sorunu olsa neyse!