Koalisyonun Dayanılmaz Korkaklığıyla…

YAYINLAMA: 14 Haziran 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 14 Haziran 2015 / 20.00

Seçimin önemi çoktan unutuldu. Şimdi geçmişin küflü koalisyon dosyaları/klasörleri raflardan indiriliyor bir-bir…  Sanki hiç yaşanmamış gibi eski taktikler üzerinden yeni çalım hazırlıkları yapılıyor.

      Tam da “akiller”e iş sırası…   Ama eskilerden kim kaldı ki sahne-i siyasette?  Kala-kala bir Baykal… Ona da Kurtuluş Savaşı’ndan kalma mavzerle manevra atışı yapması önerildi.

“Çakar almaz”la ne yapabilir ki? Baykal da şaştı bu işe… “Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü” sorusuna cevap bulmak kolay mı bugünkü siyasalanoforda? Belki de iş yokuşa vurduğunda “Partiler üstü bir hükümet”te başbakan görevi mi düşünmüştür ki, koşar adım gittiği bu davete? Ya da “kurt politikacı”nın koalisyon hünerlerini sahnelemeden önü mü kesilmek istendi?  Allah bilir.

                                                                       *****

AKP’nin korktuğu başına geldi. 

Seçim öncesi Doğu illerinde yaşanacak oy kaybının kendisini iktidar koltuğundan edeceğini/indireceğini sezdiği/bildiği için  -kimi partilerin gidemediği-  bu illerde seçim öncesi  siyaseten  gönül alma derdine düşen  AKP’nin bu çabası boşa çıkınca koalisyon, Noel Baba gibi bacadan indi ülke gündemine…

Kovamazsın ki… O bir ülke gerçeği artık…

Sonuçta Doğu’daki Kürt milliyetçiliği iktidarın çözüm formülündeki “çok bilinenli” boyutuna bir düğüm daha attı. Doğu oyları gittiğine göre Kürt düğümünün çözülürlüğübaşka bahara mı kaldı dersiniz?  Ya da  “İngiliz düğümü” atılıp başlangıçtaki  “sıfır noktası”na dönüş mü gündeme gelip köprüler atılacak?

Kırmızı kapaklı kitaba bakmak gerek…

                                                                           *****

MHP  “açık kart” oynuyor.  “Varsa-yokum…”  inadının gerekçelerini hiç olgunlaştırmadan  “bildiğim bildik, çaldığım düdük”  havaları üzerinden siyaset üretmenin hüner olmadığı ortada. En azından, “-Ben  GDO’lu, pardon  koalisyonlu sofraya oturmam” demek varken, koalisyon  gelinine talip olmayı “İstemem ama yan cebime koy!..” anlayışıyla karşılamak siyasette çokça yaşanan  çalımlar oldu bugüne değin.

Hep “ikilemli” söylemlerin arkasından  “sağ gösterip sol vurma” beklendi önceki uygulamalarda… Ama ne sağ vuruldu, ne sol…

“İkinci tek”in atılması bakalım bu koalisyon çıkmazında nasıl olacak?

                                                                                *****

Kimilerine göre “göz boyamacı”  söylemleriyle oy topladığı, kimilerine göre de “emanet oylar”la barajda boğulmaktan kurtulan HDP’ nin seçim sonrası keyfi yerinde. “Türkiye Partisi” olabilmek için söylemden çok eylem gerektiği bir döneme girmiş bulunuyor HDP…

      Gönül isterdi ki;  şu seçimde yarıştığı diğer partiler nasıl hiç ayırım yapmadan, Türk, Kürt, Çerkez, Laz,  demeden, hiçbir dinsel ayırım gözetmeden listelerini oluşturmuşken HDP de aynı anlayışı sergileyebilseydi.

      Koalisyon kurulmuş, kurulmamış, hiç umuruna değil HDP’ nin…  Var da yok da;  İmralı da… İmralı…

                                                                 *****

      Bu dağınık görüş ortamında nasıl bir koalisyon uzlaşısı sağlanacağını merak etmeyen yok herhalde…

Koalisyonun Dayanılmaz Korkaklığıyla…