Türkiye’nin kaderine Bahçeli yön veriyor...

YAYINLAMA: 21 Haziran 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 21 Haziran 2015 / 20.00

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun AK Parti dışında bir koalisyon arayışı içinde olması kadar doğal bir şey olabilir mi?

Ancak, bu koalisyon formatında(CHP+MHP), HDP’nin içerden veya dışardan katkısı gerekiyor. Kılıçdaroğlu’da rakip partiyi ikna edebilmek için kendi oturması gereken koltuğu teklif ediyor.

Ne var bunda?

İlkelerimize uygun değil deyip teklifikibarca reddedebilirsiniz. Hatta teşekkür de etmeniz gerekir, siyasi nezaket için...

Ama böyle olmuyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli alışılmadık bir tepki gösteriyor ve işi nerede ise hakarete vardırıyor.

Vehimli ve telaşlı  bir ruh haliyle mezun olmadıkları koltuk ikramına meyledenler, sanıyorum  hırslarına yenilenler, ilkeleri çoraklaşanlardır. Koltuk bir amaç değil, vasıtadır.Ülküsüz bir koltuk, ilkesiz ve iradesiz bir duruş akıllıya deli, alime cahil, kahramana korkaklık yaftası vurmaktır" değerlendirmesini yapıyor.

 

İnanılır gibi değil, yani ne oldu ki!

Hızını alamayan Bahçeli bakın daha neler söyledi:

Peyami Safa der ki, hayat duyulara ait plandan zekâya ve idrake ait bir plana yükseliştir.Acaba diyorum, koltuk tedarikçiliğine heveslenenler, mevki düşkünlüğüne kapılanlar hayat ve siyasetin hakkını layıkıyla verebilirler mi?Meçhulün girdabında sürüklendiklerini unutup da malumun kıyılarına çıkmayı isteyenler çözüldükçe düğümlendiklerini ne zaman anlayacaklar?Vehimli ve telaşlı bir ruh haliyle mezun olmadıkları koltuk ikramına meyledenler, sanıyorum hırslarına yenilenler, ilkeleri çoraklaşanlardır.

Koltuk bir amaç değil, vasıtadır.Ülküsüz bir koltuk, ilkesiz ve iradesiz bir duruş akıllıya deli, alime cahil, kahramana korkak demektir.Gün aşırı taktik hamlelerle ön almaya çalışan çürük koltuk imalatçılarına önceliklerimizi tarihe bakarak öğrenmelerini tavsiye ederim. Hiç olmazsa Merhum Ömer Seyfettin’in Nadan isimli hikayesindeki Köse Vezir’i, Pembe İncili Kaftan’daki Muhsin Çelebi’yi okumalarını öneririm.”

 

Devlet Bahçeli’nin daha sonra AK Parti’ye hitaben de söylediklerinden oraya da kapıyı kapattığı anlaşılıyor.

Benzer özelliklere sahip iki partinin tabanı böyle bir koalisyondan mutlaka birini veya ikisini birden ilk seçimde cezalandırabilir.

Kısaca, ortada tek bir alternatif var. AK Parti-CHP koalisyonu. Bu kadar net.

Olmadı mı, seçim deniyor.

Bence seçim söz konusu bile olamaz. Bu iki siyasal parti, öyle veya böyle güçlü bir koalisyon kurup en az iki sene iktidarda kalmalılar. Aslında oy verenlerin de tercihin bu olduğunu düşünüyorum.

 

Devlet Bahçeli ülkenin kaderinde önemli söz sahibi siyasi lider olarak tavrını sürdürüyor.

AK Parti’nin iktidara gelmesine neden olan erken seçimi o istemişti.

Cumhurbaşkanlığı için kilitlenen Meclis’i o açmış, böylece Abdullah Gül, cumhurbaşkanı seçilmişti.

Şimdi de yine Bahçeli tavır ve tutumuyla AK Parti’yle CHP’ye koalisyon kurduruyor.

Türkiye’nin kaderineyön vermeye devam ediyor.

Bunu iyi okumak lazım.


İlgilisine

Nefret, kin, intikam, kaçakçılık, sonradan görme…

Bunun mezheple bir ilgisi var mı, bilmiyorum!

Ama bunlar öyle keskin duygular ki, ölen bir insanın arkasından bile kin ve intikam alma hırsı her şeyin önüne geçiyor, merhumun ruhu istismar ediliyor.

Kartallar zirveye kanatlarını çırparak konar, yılanlar sürünerek çıkarlar.Kaçakçılar ise kendilerini zirvede zannederler!..


Bekri Mustafa’yı anarken…

Okan Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan, TOBB’un Türkiye Yükseköğretim Meclis Başkanlığı görevine 3’üncü kez seçilmiş.

Bir arkadaşım bu haberi telefonla iletti bana. “Bekri Mustafa’ya da haber vermemek olmazdı!..” diye de ekledi.

Ben de size iki haberi birden vermiş olayım.


Ayıp oluyor...

Gazeteniz Sabah’ın güzel bir prensibi vardır.

İntiharları allayarak, pullayarak, resimli birinci sayfa haberi yapmaz. Arşiv kaydı olarak iç sayfalarında küçük bir yer verir.

Sanayici, yatırımcı olmak fevkalade onurlu bir iştir. Çok meşakkatli bir serüvendir. Dışı herkesi, içi kendilerini yakar!

 

Ülkenin, özellikle de serhat kenti Gaziantep’in durumu ayan beyan ortadadır. Olumsuz koşulların yarattığı ortama dayanamayan bir sanayici canına kıymış. Onurlu olmasa hayatına son verir miydi?

Ruhuna saygı gereği onu sessizce anmak daha doğru olmaz mı?

Geride bıraktığı evlatları, eşi, annesi, babası ve akrabalarına saygı duymak insanlık görevidir.

Türkiye’nin kaderine Bahçeli yön veriyor...