Samimiyetsizlik...

YAYINLAMA: 02 Ağustos 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 02 Ağustos 2015 / 20.00

Bir dergide bu resmi görünce günün mana ve ehemmiyetine ne kadar uygun olduğunu farkettim.

AK Parti, CHP ile ciddi ve yoğun temaslarda bulunarak birlikte ülkeyi yönetecek bir hükümet oluşturmaya çalışıyor.

Bütün bunlar olurken, yani CHP ile birliktelik oluşturulmaya çalışılırken önceki gün AK Parti’nin MHP ile de temas halinde olduğu anlaşılınca CHP bayağı bozuldu!

Bilmem ifade edebildim mi, yukarıdaki resmi doğru yorumlayabildim mi?

 

 

Bu ülke kimin umurunda!..

Medyadaki şehit haberlerine tahammül edemiyorum. O gencecik eşlerin, anne-babaların, çocukların ağlamaktan şişmiş yüz ifadelerine, hallerine dayanmak vicdanı olan herkes için adeta imkansız. Ne için ölüyorlar bu insanlar? Hiç uğruna!.. Dört senedir bu işler bitmişti, huzur gelmişti, ne oldu birdenbire? Seçim oldu, hiçbir parti tek başına hükümet kuracak milletvekili sayısını elde edemedi. Halkın iradesi koalisyonu işaret etti. Buna başta AK Parti rıza gösterdi, seçim sonucunu olgunlukla karşıladıklarını açıkladılar.

 

Sonra rüzgar tersine esmeye başladı. Başbakan ataması teamüllere uygun olarak yapılmadı, ertelendi. Huzursuz, karmakarışık bir ortam oluştu birden ve ne oluyor demeye kalmadı, Suruç’ta masum insanlar katledildi. Sonrasında da PKK terörü başladı. O korkunç, eski günlere döndük. Her gün çok sayıda şehit cenazesi gelmeye başladı. Ama eskisi gibi değil, halkımız bu boş yere ölümleri kabul etmemeye başladı. Bir şehidin kız arkadaşı: Vatan sağ olmasın!, dedi. Şehitlerin anne-babaları infial duygularını açıkça seslendirmeye başladılar. “Zenginlerin, önemli bürokratların, subayların çocuklarını da şehit olarak görmek istiyoruz” lafları tansiyonu artırırken, herkesin yüreğini dağladı.

 

Koalisyon yerine erken seçimin yanlış ve tarihi hata olduğunu söylemeyen hiçbir sivil toplum örgütü, önemli meslek kuruluşları, akil adamlar, ABD, Avrupa Birliği üyesi ülkeler, dünyanın önemli düşünce kuruluşları, önemli liderler, anneler, babalar, aklınıza kim ama kim gelirse, kalmadı... Köşeme aldığım Milli Görüş’ün gazetesi ‘Milli Gazete’ dün tam sayfa, nerede ise yalvaran ifadelerle, bu şiddeti, bu terörü, bu ölümleri durdurun, vatan elden gidiyor, ifadelerine yer verdi.

İşte Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak’ın söyledikleri:

Terörist unsurların ve marjinal grupların ortalığı savaş alanına dönüştürmesi ne kadar yanlışsa, yönetici erklerin de ‘Güç bende. Kimseyi dinlemem İstediğimi yaparım’ yaklaşımı o kadar yanlıştır.

 

Ekonomi batağa saplandı, başlayan iflaslar yakında durdurulamayacak hale gelecek farkında değil misiniz? AK Parti’nin kurmayı, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bile geçenlerde, bu ülkenin ekonomisi erken bir seçimi kaldıramaz, demedi mi?

11’inci Cumhurbaşkanı, Abdullah Gül, "90'larda yaşananların tekrar yaşanmasının hiçbir faydası olmadığı kanaatindeyim. Halk partilere koalisyon mesajı verdi” dedi. AK Parti ve CHP'yi de kastederek "En fazla oyu alanlar oturup anlaşmalı. Bu kadar olay oldu, hiç mi tecrübe kazanmadık " diye de sitem etti!

 

Bütün bunlara, her şeye rağmen abesle iştigal ettiğimi biliyorum. Cumhurbaşkanı son derece kararlı, Türkiye’yi ne pahasına olursa olsun Kasım ayında tekrar seçime götürecek.

Anketler, bilim adamları, siyasetçiler, deneyimli gazeteciler ve 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, tekrar seçimin parlamento aritmetiğinde bir şey değiştirmeyeceğini iddia ediyorlar ama dediğim gibi Cumhurbaşkanı kesin kararlı, seçim olacak, diyor.

 

İnanın, CHP boş bir protokol belgesinin altını imzalayıp AK Parti’ye verse, “Buyrun üzerini siz istediğiniz gibi doldurun” dese, bu koalisyonun yine de kurulamayacağını anlamak için embesil olmak gerek!

Ben size en iyisi iki kitap ismi vereyim, buralarda gerçekte ne oluyor, en iyisi siz bizzat okuyup öğrenin. Eminim çok şaşıracaksınız, ama yapmanız gereken acil şeyler var!

Heysem Menna’nın ‘DAEŞ: Barbarlık Devleti’.

IŞİD’in Türkiye’de 3 binden fazla üyesi varmış. Menna, “Türkiye’de, Irak’ta izledikleri yolu izleyecekler. Irak’ta önce Şiilere saldırdılar. Türkiye’de de Alevilere, Kürtlere, azınlıklara saldıracaklar” diyor.

Diğer kitap, Cezayir asıllı sosyolog Khaled Fouad Allam’ın ‘Yan Komşudaki Cihatçı: IŞİD Evimizde’.

Allam, Ortadoğu’nun kalbinde yeni bir halifeliğin ilanının vehametinin henüz anlaşılmamış olduğunu vurgulayarak şöyle diyor:

IŞİD tüm diğer köktenci grupların yapmadığını yaptı ve radikal İslamı; toprak ve kimlik bağı kuran bir halifeliğe dönüştürdü.”

 

 

Aklınıza mukayyet olun!..

Tekrar seçime nasıl gidileceği de bir muamma!

Cumhurbaşkanı, “Seçime götürmek kaydıyla bir azınlık hükümeti pekala mümkündür. Bir azınlık hükümeti ülkeyi seçime götürebilir” diyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Biz azınlık hükümetine destek vermeyiz” diyerek baştan kesti attı. Daha önce yasalara uygun 4 partinin yer alacağı bir seçim hükümetine de HDP nedeniyle girmeyeceğini, karşı olduğunu söylemişti.

Bahçeli’nin kendine özgü, başkalarının kolay kavrayamayacağı bir tavrı ve tarzı var. Dün de şöyle dedi:

Artık, AKP ile CHP zamana oynamayı bırakmalı, top çevirmeyi terk etmeli, derhal ve çok acil koalisyonu kurup Türkiye’nin önünü açmalıdır. Buhrandan buhrana yuvarlanmamızın, huzur ve sükunet bulamayışımızın derinlik ve genişlik kazandığı bu şartlarda kimse ipe un sermemelidir. AKP ve CHP’ye diyorum; oyalanmayın, savsaklamayın; buyurun hükümeti kurun ve terörün kökünü kazıyana kadar da mücadele edin."

 

Bu ülkede herkes önce aklına mukayyet olmalı. Olan biteni anlamak çok zor, bu ülke kimin umurunda merak ediyorum, aklımıza mukayyet olursak belki görürüz…

 

Samimiyetsizlik...