İyi ki şairler var…

YAYINLAMA: 06 Ağustos 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 06 Ağustos 2015 / 20.00

Şair/yazar Ahmet Özer’i tanımayan yoktur aramızda… Sürekli yazan, üreten kimliğiyle yazın dünyamızda kendine özgü bir iklim yaratan Ahmet Özer’in  Sen varsın…” adlı şiirini bir türlü düşüremiyorum dilimden şu günlerde:

     Birden dökülüyorsun gözlerime/sır oluyorsun yüzüme şekil veren/aynama/yılların tülü kalkıyor bir gece yarısı/trenler çıkıyor geceden.

      Şimdi nerdedir fotoğrafların/yüreğini dağlayan acıların/neredesin/kim bilir ne denli uzaktasın/kendinden.

      Ey hayat/korkuyu tatmayan gencecik bir insanın/yıllarla yoğurduğun yüzünü/geri ver/say ki yaşamamışız yaşadıklarımızı/gözlerimizle oymamışız demirleri/gül dermemişiz şafaklarda.

      Ey yüzüm/şimdi ihanetin savurduğu yıllardan/geride kalan her şey dumanlı/sisin içinde iklimler.

      Yasaklanmış bütün sözlerden/ateşe tutulan fotoğraflarından/ve ilk sayfalarında gazetelerin/unutulmaz bir bakış çevriliyor/üstümüze.

      Yan yanayız/dönen mevsimlerin/kül rengi akşamlarında/gül kokulu alınlarımızla/sen bedelini ödüyorsun gençliğinin/ben bir şiire giriyorum seninle.

      Şimdi çiçekli mendillerinde/bahar dalı yastıklarda/ve surların en görkemli kemerinde/sen varsın.”

      Eline, diline, beynine, bedenine sağlık Ahmet Özer.

     Ahmet Özer bir duygu insanıdır. Düşüncenin duyarlılık noktasının zirvesine ulaşıp oradan seslenir : “Bir avuç şiir savursam dünyayı anlatan” dizesindeki özlemini anlamak gerekir sevgili Özer’in… 

      Dünyamız,  kimi güçlerin egolarını/hırslarını/daha çok egemen olma aşağılık duygularını tatmin alanına dönüştü son yüzyılda ne yazık ki… Öyle değilse,  nedir bu akıtılan kan?  Sadece Müslüman kanı… Afganistan’da, Yemen’de, Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Tunus’ta, Orta Asya’da akan, daha doğrusu akıtılan kanın Müslüman kanının derin anlamını düşünmemiz gerekir.

      Düşünelim ve soralım:  Batı dünyası Müslümanlığı bir öcü olarak kabulleniyor da,“Hakk din” olarak görmüyor ve kabullenemiyorsa bu noktada eksik bilgi sahibi olduklarını kabullenmeleri gerekir. Bunu kabullenmeyip geçmiş yüzyıllarda Müslüman dünyasına düzenledikleri “Haçlı seferleri” kafasıyla  dünyaya egemen olma uğrunda kan  akıtıyorsa  -ki öyle görülüyor-  bu o acı  manzara çağımızın en büyük utancıdır kuşkusuz.

***

      İklimlerin mevsimsel farklılığı bir değişmez doğa düzeni...  İnsanoğlu bu mevsimsel değişikliklere ayak uydurduğu sürece iç dünyasının huzur abidesini ayakta tutuyor. Mutlu oluyor, yarınlara umutla bakıyor.

       Günümüzde mevsimsel özellikleri kabullenip dünyada kendilerine yurt edinen mazlum/masum toplulukları silah zoruyla, kan akıtarak yerlerinden/yurtlarından  eden Batılı güçlerin bu kan içmeye doymaz iştahlarının nereye varacağını düşünen hiç yok maalesef.

       Şairler de olmasa hepten karamsarlığa kapılacağımı düşünüyorum. Dert görmesin onlar.

İyi ki şairler var…