Güzel şeyler oluyor…

YAYINLAMA: 09 Şubat 2016 / 18.00 | GÜNCELLEME: 09 Şubat 2016 / 18.00

 Doksanlı yılların sonuna doğru arkadaşım olan İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi bana şöyle demişti:
Dışişleri Bakanlığımız bize, siyasetle fazla uğraşmanıza gerek yok. O işi biz Londra’dan hallediyoruz. Dünyayı buradan yönetebiliyoruz. Siz, ekonomiye ağırlık verin. İngiltere’den Türkiye gelen işadamlarına yardımcı olun. İngiltere’ye mal satın almaya giden Türk işadamlarına da yol gösterin.”

Yani, Londra, büyükelçilerine ülkenizi pazarlayın demeye getiriyor.

 

CocaCola Intenational’ın CEO’su Muhtar Kent, geçen sene Davos’ta yaptığı konuşmada, “Büyükşehirlerin belediye başkanları o şehrin CEO’sudur. Kentlerini bu anlayışla yönetirlerse başarılı olurlar” demişti. Çünkü artık herkes tarafından kabul gören vizyona göre, dünyada ülkeler değil, şehirler yarışıyor.

 

Ben Bakan Başkan’ın çalışmalarına bu açıdan da bakıyorum ve sahip olduğu vizyonu takdir ediyorum.

Önceki akşam Gaziantep Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen, şehrimize Gaziantep ‘Şehir Markalaşma Projesi’ lansmanında, metinsiz, promtersiz, irticalen yaptığı mükemmel konuşma herhalde uzun zaman akıllarda kalacaktır. 

Gaziantep’in tanıtıma, pazarlanmaya ihtiyacı olduğu bir gerçek. Bu şehre yerli turist geliyor, ancak yabancı turist gelmiyor.

Diyeceksiniz ki, bu ortamda nasıl gelsinler? Ama ortamın iyi olduğu zaman da gelmiyorlardı! Çünkü tanıtım faaliyetimiz yoktu. Daha yeni başladı!

 

Dünyanın en büyük mozaik müzesi diye böbürlendiğimiz Zeugma’nın düne kadar bir broşürü bile yoktu, biliyor musunuz?

Nihayet basıldı, yakında geliyor.

Zeugma Mozaik Müzesi’nin bana göre şimdiye kadar ki en başarılı müdürü Tenzile Uysal’ın çalışkanlığı, işini sevmesi ve de kültürel aktivitelerin hemen hepsinde Adil Konukoğlu’nun varlığı Gaziantep’in tanıtımında çok önemli rol oynuyor.

Adil Bey’in yaptıklarının çoğu bilinmiyor bile. Çünkü hiç açıklama yapılmıyor.

Google’da küçük bir araştırma yaparsanız görürsünüz, Gaziantep’in kültürel yaşamına sponsorluk yapanların sayısı bir elin parmakları kadar bile değil. Büyükşehir Belediye Başkanı Şahin, Şahinbey Belediye Başkanı Tahmazoğlu, İnta ve Kormak A.Ş.’nin sahibi İsmail Özhelvacı ve kültürle ilgili ne varsa, açık çek veren GSO Başkanı Adil Konukoğlu.

 

Dünya konjonktürü böyle, bölgemiz ateş altında, Gaziantep şöyle deyip hiçbir projemizi ertelemeye hakkımız yok.

Zaten, Gaziantep tarihinin en büyük tanıtım lansmanı da halen yaşadığımız en ağır şartların içinde yapılmadı mı?

Gaziantep, kültürel tarihinin en önemli başarısı olan UNESCO ödülünü de yine bu şartlar içinde kazanmadı mı?

 

Şartlar ne olursa olsun bu öykü sürmelidir. Bunda hepimizin, bütün kentin yararı vardır. Gelecek yıllarda bugünlerin ne kadar önemli olduğu daha da iyi anlaşılacaktır.

 

 

Okumayı sevmiyoruz ama...

 

Milli Eğitim Bakanlığı’nın gençler arasında yaptığı araştırmaya göre son bir ay içinde kitap okuma oranları şöyle:

Yüzde 61 hiç kitap okumamış, yüzde 13.4 bir kitap okumuş.

Kültür Bakanlığınca yapılan istatistikler de ise ülkelerde bir yılda basılan kitap sayısı: (Adet)
ABD 85.121
Japonya 42.217
İngiltere 64.761
Almanya 64.761
Türkiye 6.151


Gazete okuyanların nüfusa oranları:
Japonya, yüzde 62
Almanya, yüzde 48
Türkiye, yüzde 5

Türkiye’deki kahvehane ve kütüphane sayıları ise:
Kütüphane 1.412
Kahvehane  570.000
Bu rakamlara göre; 49.500 kişiye bir kütüphane düşerken, 122 kişiye bir kahvehane düşüyor.


Ünlü Gallup firmasının yaptığı bir araştırmaya göre, bazı ülkelerde kitap okuyanların nüfusa oranları:
Japonya, yüzde 14
ABD, yüzde 12
Almanya, yüzde 11
İngiltere, yüzde 11
Türkiye, binde 1

 

Şimdi, haksızlık da yapmamak lazım!

Bu kadar lezzetli yemeklerin olduğu bir yerde, insanların yaşamak için değil de, yemek için yaşadıkları Gaziantep’te kitap ve gazete okunmuyorsa, bunun haklı sebepleri vardır, değil mi?

 

Küçük bir not:

Yerel bir gazetenin dünkü manşeti şöyleydi: ‘Nobel’e Başvurduk’.

Olmaz! Nobel’e ancak aday gösterilirsiniz.

“….. Gereğini arzederiz” diye yazı yazılmaz!..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Güzel şeyler oluyor…