Savaş çıkar mı?

YAYINLAMA: 14 Şubat 2016 / 18.00 | GÜNCELLEME: 14 Şubat 2016 / 18.00

 Bugünlerde en çok muhatap olduğum soru: Savaş çıkar mı?

Nasıl yani? İçeride, dışarıda yaptığımız nedir?

Oyun mu oynuyoruz? Bal gibi savaşıyoruz!

Sorudan maksat; dünya savaşı, nükleer savaşsa, hayır öyle bir savaş olmaz!..

Sömürgecilik bitmediği için proxy war/taşeron savaşı daha epey bir süre devam edecektir.

Doyuma ulaşınca da, nasıl 1920’de Sykes-Picot’da İngiltere ve Fransa vardıysa, bugün de bu rolleri üstlenen Amerika ve Rusya benzer bir anlaşmayla savaşı bitirecek.

 

Irak-İran savaşında bir milyon, Irak’ta 1.5 milyon, Suriye’de 500 bin, Mısır, Lübnan, Gazze , Körfez ülkelerini de 500 bin kabul etsek, 3.5 milyon insan hayatını kaybetmiş, son 30-35 senede.

Bunu 5-6 ile çarpıp acı duyan aile bireylerini hesap edersek, 20 milyon kişi bu savaşlardan etkilenmiş demektir.

Şimdi buna bir de 5 milyon mülteciyi eklersek Ortadoğu’nun kader haritasını çıkarmış oluruz.

 

Bu kadar insan neyin bedelini ödedi?

Petrolün!..

Dünyanın bilinen, kanıtlanmış petrol rezervinin yüzde 85’i bu bölgede bulunuyor. (Kayagazını dahil etmiyorum)

İnsanların öldüğü bu süreçte bölgeye giren trilyonlarca doların akıbetini bilen var mı?

Ortadoğu’daki varlığı tartsanız, giren paranın binde biri eder mi?

İşte, zaten mesele de burada!..

Ölüler Ortadoğu’nun toprağında kalıyor, dolarlar başka topraklara gidiyor!..

Ne güzel bir paylaşım, değil mi?

 

 

 

Atlar tepişiyor, arada olan bize oluyor!

 

Birleşmiş Milletler kükrüyor: kapıları açın, mültecileri içeri alın!

Dün 52. Münih Güvenlik Konferansı’nda adeta nota veriliyor: Türkiye Avrupa’yı kurtarmalıdır!

 

Diyebilirsiniz ki, böyle bir saçmalık olabilir mi? Kimin eli kimin cebinde belli değil!..

Ama doğrusu şu: Saçmalık falan yok, herkes akıllı! Ayrıca zenginin elinin de Ortadoğu’nun cebinde olduğu net bir gerçek...

 

Rusya’nın bütçesinin yüzde 80’ini petrol ve doğalgaz geliri oluşturuyor. Bu gelirin de neredeyse üçte ikisini kaybetti. Köşeye sıkıştırılan kedi gibi Rusya’da aşağı açık denizlere indi. Korsanlık yapıyor!

 

Rusya’nın gücünü dün İngiliz Dışişleri Bakanı Philip Hammond gayet anlamlı ifade etti:

Bu gezegende bir telefonla Suriye’deki iç savaşa son verecek tek bir kişi var o da Putin.

 

Münih’teki 52. Güvenlik Konferansı’nda önceki gün akşam Bavyera Eyalet Başbakanı Horst Seehofer'in konferansa katılanlar için verdiği yemeğe ABD heyeti katılmadı. ABD'li heyet, Seehofer'in Rusya'ya giderek Putin ile görüşmesini protesto etmek amacıyla davete gitmediler. (Ne kadar hassaslar!)

 

Dün ise Obama ile Putin telefonda uzun bir görüşme yaptılar. Sızan bilgilere göre, her iki lider de keyifliydi, verimli bir görüşme olduğu iddia edildi.

 

52. Münih Güvenlik Konferansı'nda konuşma yapan ABD'li Cumhuriyetçi senatör John McCain, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i "yedikçe açlığı artan birisi" şeklinde nitelendirerek, Ortadoğu'da baskın bir güç olmak istediğini kaydetti.

McCain, “Putin, Suriye'yi Rusya'nın askeri tatbikat alanı olarak görüyor. Suriye'yi tıpkı Kaliningrad ve Kırım gibi ordusunun askeri dış temsilciliği yapmayı amaçlıyor" dedi.

 

Kepazeliği görüyor musunuz?

Atlar tepişiyor, arada olan bize oluyor!

 

 

 

Savaş çıkar mı?