Mezdeke

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Kanımca bu ülkede bizler tesadüf eseri yaşamaktayız ve bu hayatta kalmamızın hep rastlantı eseri olduğuna inanmaktayım. Ne zaman bir konu olsa, bir kaza meydana gelse ve insanlar hayatta kalmışlarsa hemen bir bilge çıkar ‘’Allah korumuş yoksa başlarına büyük felaket gelebilirdi” diye konuyu gayyibe bağlarlar. Yani bir gizli gücün insanoğlunun dikkatsizce davranması sonucunda meydana gelen bir felaketten insanların hayatlarını kurtardıklarına inanırlar. Peşinden söylenen söz ise ‘’Verilmiş sadakanız varmış’’ diyerek, tanrının koruduğunu söylerler. Verilen sadaka tanrı için verilmekte. Yani tanrıya rüşvet vererek hayatlarının korunması dua ile  istenmesi gibi bir durum.

Belki doğrudur, hani bazı durumlarda ‘süt korudu ‘ derler ya, verilmiş sadakamız varmış demekle, yani insanoğlunun hatalarından dolayı meydana gelen bir kazadan, eğer hayatınız kurtulursa, konuyu izah edilebilecek tek neden, bu rüşvet.  Tanrının bu konuda dahli olduğuna inanılır. İster rüşvet deyin, ister tesadüf deyin izahı zor olaylardan insanoğlu kurtulursa, bu bir rastlantıdır. Ülkemde neler olmakta, nelerle karşılaşmaktayız, gelin bir senelik döküm tutalım bu ülkede, nelere şahit olacağız. 

Millet Meclisi’ne direktif veren bir Beştepeli millet vekillerinin dokunulmazlıklarının kalkmasını istemekte. Meclise verilen FEZLEKE’lerin yürürlükte kalmasını istemekte. Kendi partisinden olan vekillerde konuya inanmasa da sahip çıkmaya çalışmalarında düştükleri zor durum, bütün kanallarda komedi programlarının yerini almakta olduğuna inanmaktayım.

Bir gurup eli silahlı toplumun, ‘bunlar terör odağıdır’ diyerek dışlamamız, bu guruptan Süleyman Şah türbesi inşaatında yardım alınmasını izah ederken insanlar zorlamakta. Halkın aptal olduğuna inanırsanız, ne söyleseniz kabul ederler diye düşünebilinir. Ancak insanlar artık eskisi gibi herşeye inanmamaktalar. Bir düşünce, bir tepki, gerçek verilere dayanırsa ancak bunun bir sebebi harbiyesi oluşmuş olur. 

Hadiselerde ortaya konulan verilerde bir eksiklik bulunmamakta. Süleyman Şah türbe nakliyesinde silahlı gurubun lideri olan kişi, Istanbulda bulunduğunu sağır sultan bile doğruluyorsa, bu gerçeği inkar etmenin bir değeri yoktur. Buna bağlı olarak mecliste bulunan millet vekillerinin bazıları için FEZLEKE yürütülmesini halk garipsemektedir.

Halk, Mecliste başka konularda suçlu yokmu, neden hepsinin dokunulmazlığı kalkmamakta, diye bir birlerine sormaktalar. Kürsüde yaptıkları konuşmalar hariç , bütün vekillerin işledikleri 500 aşkın suçların dosyalarının tarafsız savcılara aktarılmasından neden korkarlar, anlamakta güçlük çekmekteyiz. Bu bir revanş çağrısı olmasa gerek.

Gidin tarafsız yargıya, varsa suçlarınız, yargılanın, aklanın ve milletin önüne yüzünüz AK olarak çıkın. Bundan neden korkarlar bilinmez. Hatta bütün demokratik ülkelerde olduğu gibi Cumhurbaşkanı’nında yargı önünde, hakkında varsa  suç dosyası yargılansın, kendini savunsun ve AK olmaya çalışsın. Partinin başına AK gelince içindekilerin suçsuz olduğu anlamına gelmediğini düşünmekteyim.

Geçtiğimiz senelerde üç zarif bayanın bir müzik eşliğinde sahnelerde sergilediği dans gözterisine  hayran olmuştum. Başlarında kısa fes türü pullu başlık , yüzlerinde sadece gözlerinin göründüğü tüllü şeffaf peçe arkasında tebessümleri ile ortaya koydukları raks türü oryantal gösteri , gizemli duruşlarında kim oldukları bilinmeden bu MEZDEKE gösterisini seyretmek, insanlara büyük haz vermekteydi. Meclisteki teşri masuniyetin arkasına saklanan vekillerin oynadıkları oyun bizlere bu Mezdeke yi hatırlatmakta diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

 

Mezdeke