Bir türlü açılamayan arşivler!

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Yıllardan beri hemen her kanattan siyasiler aynı boş çağrıyı yapar.

Açın efendim arşivleri! Gerçek ne ise ortaya çıksın!

Ama bir türlü açılmaz, açılamaz o arşivler.

Şimdi de CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, “Dersim arşivleri ve diğer karanlık arşivler Başbakan’ın emrinde. Emir versin o tüm gizli saklı karanlık cinayetlerin arşivleri tek tek açıklansın.

Açıklar mı Başbakan? Asla!

Çünkü devlet, tüm katliam ve cinayetlerin baş aktörü konumunda.

Mesela dün Radikal yazdı, “Dersim’de Atatürk, İnönü, Bayar ve Favzi Çakmak’ın rolünü ortaya koyan çok sayıda bilgi ve belge var” diye.

Hangi arşive elinizi uzatsanız, devlet altında kalacak.

                                                                                                     ***

Geçtiğimiz günlerde, Diyarbakır’da “Diyarbekir ve Çevresi Toplumsal ve Ekonomik Tarihi”  konulu bir konferans düzenlendi.

Gerçi konferansa katılanların bir kısmı kendi köşelerinde yazdılar ama, ben izlemeyenler için Prof. Dr. Baskın Oran’ın konuşmasından bazı ilginç notları burada yeniden paylaşmak istiyorum.

1915 Ermeni ve Süryani katliamları, Anadolu burjuvazisini imha etti. Koca ülkenin ticaret, ihracat ve sanayi üretimini bu insanlar yapıyordu. İplikçilik, çinicilik, halıcılık, dokumacılık, boyacılık, bakırcılık, kuyumculuk, taş işçiliği manifatura; fıstık ve tütün başta olmak üzere sanayi bitkileri üretimi.”

1882’de  Anadolu’nun ihraç limanı Trabzon’dan İstanbul’a beş ayrı vapur şirketi çalışıyor, limanlarda yılda 500’ün üzerinde gemi işlem görüyordu. İstanbul-Giresun arasında haftada karşılıklı dörder, İstanbul-Ordu arasında üçer sefer yapılıyordu. Bugün Bodrum’a gelen gemi sayısı yılda 48. “

Rezalet yalnızca ekonomiyle de sınırlı kalmadı. Anadolu’nun tek yüksek kültür dokusunu da yok ettik. Mesela yalnızca Harput Ovası’nda 8 bin 660 öğrencinin okuduğu 92 Ermeni okulu vardı. Atatürk, Harput’ta Ermeni tiyatrosu başladıktan bir yıl sonra doğdu. Burada Sunsuryan Kardeşler’in fotoğraf stüdyosu 1890’da açılmıştı. Acaba bugün Harput’ta tiyatro var mı, ekonomisi nasıl?

                                                                                            ***

Antep Harbi’nden sonra kentteki Ermeniler sürüldüğü için terzi, doğramacı, nalbant vs. bulunmadığı anlatılmaz mı hep. Bugün Antepişi diye baştacı ettiğimiz nakış, yemenicilik ve bakırcılık gibi bir çok şey aslında Ermeniler’den kalan bir miras değil mi?

Anadolu’nun tek yüksek kültür dokusunu yok ettiğimiz için, bırakın Harput’u Gaziantep’te 30 yıl önce açtığımız fotoğraf laboratuarı ile 13 sene önce açtığımız kitapçı dükkanını yaşatabildik mi?

Ve kentin eğitiminin bulunduğu nokta ortada.

Ya kentten sürülenlerin malı-mülkü?

Onlara kimler, nasıl el koyup zimmetine geçirdi?

Arşivler bir açıklansa, foyalar meydana dökülecek, kimlerin nasıl zengin olduğu da böylece ortaya çıkacak da ne gezer bizim siyasilerde o yürek!

                                                                                              ***

Başbakan Yarımcısı Bülent Arınç, “Dersim için meclis komisyonu kurulabilir” demiş. Susurluk için de meclis komisyonu kurulmuştu. Ne oldu?

Eski MGK Genel Sekreteri Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, “6-7 Eylül’ü MİT organize etmişti” demedi mi?

Bırakın 1915’i, bırakın 6-7 Eylül’ü, Dersim’i. Türkiye bugün, tüm belge ve bilgiler elinin altında olduğu halde Hrant Dink cinayetini, Malatya katliamını, Özal suikastini aydınlatabiliyor mu?

Nereye dokunsanız, kirli bir dosyanın karası bulaşıyor ellerinize.

Türkiye, bu katliam ve acılarla dolu geçmişle yüzleşip, kanı ve kirleri yıkamadan gerçek anlamda demokratik bir ülke olabilir mi?

Oldum dese ne yazar, kim inanır?

                                                                                                   ***

1920’lerde ekonomisi üçüncü sırada iken, bugün 66. olan Diyarbakır’ın Belediye Başkanı Osman Baydemir, konferansta ne güzel söylemiş:

Halkımızın geçmişinde alçaklıklar varsa, onu reddetmek, ona ortak olmamak bizim ahlaki, vicdani ve siyasi görevimizdir.

Ahlakı ve vicdanı olanlara duyurulur.

 

 

 

 

 

 

 

Bir türlü açılamayan arşivler!