Brüksel’deki terror eylemi ve düşündürdükleri ...

YAYINLAMA: 23 Mart 2016 / 18.00 | GÜNCELLEME: 23 Mart 2016 / 18.00

 BRÜKSEL - "Ne efsunkar irmişsin ah ey didarı-ı hürriyet/Esir-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esaretten"  dizeleri ortaokul sıralarından belleğimde kalmış... O yıllarda eğitim programının gereği olacak ki, tarihimizde iz bırakmış kültür/sanat değerlerimiz için anma proğramları düzenlerdik öğrenciler olarak... Tabii ki en önde öğretmenlerimizin rehberliği vardı bu etkinliklerde.
         Vatan Şairi Namık Kemal (1840-1888)  için de; onun kişiliğini anlatan bir etkinlik düzenlemiştik. "Hürriyet Kasidesi" miydi şimdi anımsayamıyorum, uzunca  bir şiirini okumuştum. Yukarıdaki dizeler o tarihlerde yerleşmiş belleğime...
         Namık Kemal, vatan şairi/hürriyet şairi olarak yaşamını adadığı ülkesi ve insanı için  büyük sıkıntılar yaşadı. Kırk sekiz Yaşında Sakız adasında yaşama veda etti.
         Vatan için, hürriyet için sıkıntı çekmek, can vermek...
         Kolay bir iş, kolay bir eylem değil elbet... Zindanda ömür geçirmek... Yağlı urganı her an ensede  duymak  -sonradan eceliyle de ölse de-  kim bilir nasıl duygular yaşamıştır büyük şair?.
         Namık  Kemal ve onun gibi düşünenler vatan ve hürriyet için ölümü göze alan kişilerdi.
         Bu duyguyu şimdilerde  tarif  etmek öyle kolay bir iş değil elbet.
                                                              Xxx
         Siyasetin -bugün bizde- kalıba alınmaz düşünce dünyasında yaşanan kayganlık gelip millet ve vatan duygularımızı da törpüler oldu nicedir.
         Türklük mü?
         - Boş ver sen onu... Faşizan bir ifade... Hem biz onca etnik gruptan oluşmuş  değil miyiz?
         - Ne demek, Türk'üm, doğruyum, demek... Kaldırın şunu... Diğerleri doğru değil mi? Sahtekarlar mı?
         "Türk, Türklük..." Kavramlarını ağıza almak, söylemek de kahramanlık oldu şimdilerde...
         Ziya Gökalp'ın "Türklük" adına ortaya koyduğu tüm  doğruları yalanlamak için çırpınanların ülkenin toplumsal bütünlüğüne yönelik yaptıkları her yanlışın  sıkıntılarını yaşıyoruz ne yazık ki...
         Dahası, siyasette "koltuk cazibesine kapılanların" etnike üzerinden oluşturdukları söylemlerdir bugünkü  manzaranın çirkinlikleri...
         Sanki birileri sormuş gibi, oy kapabilme  uğruna damarındaki kanın etnik bağını/özelliğini açıklayıp koltuk kapma yarışı yapanlardır bugünkü terörün temeline harç koyanlar.
         Siyasete sonradan giriş yapanlar ne yazık ki, ülke bütünlüğü/birliği konusunda dikkatli davranmadılar. Laçka  sözlerle koltuk kapma yarışı yaptılar. Etnik hiç bir ayrımcılık  ortada yokken kürsüden yaptıkları akıl dışı söylemlerin sonucudur bugünkü manzara...
                                                                        Xxx
         Sen uyursan ve herkesi uyuyor sanırsan sonunda çok şey kaybettiğinin farkına varırsın.
         Ama iş işten geçmiş olur.
         Bugün terör belasının temelinde Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki kalkışım/isyan düşüncesinin yattığı bir gerçek... Ve bu gerçeği değerlendirmek isteyen dış güçler  -ne yazık ki-  dahilde/içte de satılık kimlikler bulunca sıkıntılı bir dönem yaşıyoruz.
         Siyasetin tüm kadroları ülkemiz sorunlarını ve üzerine oynanan oyunları birlikte çözmek göreviyle işbaşına geldiler. Biri o yana, biri bu yana çekmekle huzur gelmez.
         Bir de,  -şu ortamda bile- hala koltuk sevdalanmaları üzerinden iktidar olmanın peşinde koşmalar var. 
         Neden bir uzlaşı sağlanamıyor anlayamıyorum.

Brüksel’deki terror eylemi ve düşündürdükleri ...