Trafik kurallarını bilmeyenler eğitime alınmalı…

Eski Sigorta Hastanesi veya 25 Aralık Hastanesi kavşağında, Zübeyde Hanım Bulvarı’ndan sola dönüş, yani Fevzi Çakmak Caddesi’ne dönüşün 15 Mayıs’tan itibaren yasaklanacağı bir aydan beri o bölgeye gelen sürücülere duyuruldu.

Sol şeride girenler unutmasın, hatırlasınlar diye de çok sayıda, sola dönülmez trafik işareti kondu.

Bütün bu tedbirlerin yetmeyeceği bilindiği için o tarihten beri kavşağa trafik polisleri de nezaret ediyor.

Dün o köşede durdum ve araçları seyrettim.

Görmeseydim de başkası anlatsaydı inanmazdım.

Sol şeride giren araçların hala yüzde 20-30’u sola dönmeye çalışıyordu! Yolu hafif bloke eden trafik polisi olmasa belki de araçların yarısından çoğu sola dönecek!

Böyle bir saçmalığı anlamakta zorlanıyorum.

Araçlara bakıyorum, hata yapanların çoğu belli bir gelir grubunun bindiği pahalı araçlar. İçindeki insanların da eğitimli, düzgün insanlar olduğunu düşünüyorum. Böyle düşününce de gördüklerime şaşırıyorum!

İnsanın aklından bu araçları durduracaksın, şoförünü indirip ehliyeti alıp yırtacaksın, gibi saçma düşünceler geçiyor.

Hatta bunlara ehliyet verenleri de bulup işten el çektireceksin!

Bunlar olacak şeyler değil tabii, ama sürücülerin bu kadar basit kurallara uymamasını nasıl izah etmek gerekir, bilemiyorum.

İstediğiniz kadar trafik sıkışıyor, zaman kaybına neden oluyor deyin, bunların hepsi havada kalır!

Kurallara uymazsan, ışıkta durup yeşil yanınca aracını hareket ettiremezsen, trafik ne yapsan tıkanır.

Bir arkadaşım bunu bilimsel olarak kayda almış.

Aynı zaman diliminde İstanbul’da yeşil ışıkta 10 araba geçerken, bu sayı Antep’te 6-7 imiş!

Peki, neden bu araçlar ışıkta geçmesini bilmiyor?

Sola dönülmez trafik işaretinin ne anlama geldiğini bilmeyenler, ışıkta geçmesini hiç bilemezler!

Yeni yollar açın, yolları genişletin, trafik akışını tekrar düzenleyin vb iyileştirmeler yapın, ama sürücüler böyle olursa işiniz çok zor! Buna da bir çare aramanız lazım!..

Hayırdır inşallah!..

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi gülerken gördüğümü hiç  hatırlamıyorum. Yüzü sürekli asık, konuşurken agresif, insan ilişkileri son derece zayıf bir politikacı olarak bilinir. Dokunulmazlıklarla ilgili Anayasa değişiklik teklifinin görüşmelerinin sürdüğü TBMM Genel Kurulu'nda Bahçeli’nin Türkeş’le samimi' sohbetini görünce gözlerime inanamadım! Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, dokunulmazlık teklifinin ikinci maddesi için oy kullanmaya giderken MHP grubunun ilk sırasında oturan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile sohbeti acaba ne konuştular diye merak uyandırdı.

Bahçeli, AK Parti'ye geçen Tuğrul Türkeş hakkında yaptığı açıklamada, "Bir dağa bir serçe konsa dağ ne kazanır, bir dağdan bir serçe kalksa dağ ne kaybeder? Bilmem anlatabildim mi?" ve "Tarih turnusol kağıdı gibidir; ihanetle sadakati tasnif etmekle kalmaz, geleceğin hafızasına nakleder. Vatan sabırdır; mirasyediler idrak edemez" demişti.



Türkeş de, 7 Haziran seçimlerinden sonra MHP'den istifa ederek, kurulan seçim kabinesine Başbakan Yardımcısı olarak girmişti.

Türkeş, Başbakan Yardımcılığı görevini kabul etmesinin ardından Bahçeli'ye “MHP benim babamın partisidir, MHP benim için tektir. Milliyetçi hareket her şeyimdir. Beni partiden atmaya kimsenin gücü yetmez” ve "Allah bunları iktidara getirmesin" demişti.

Geçen zaman içinde ne oldu da, Bahçeli ile Türkeş bu kadar samimi olabildiler?

Bahçeli'ye en yakın parti kurmaylarından MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın, "İnsani ve medeni bir tavırdan ibarettir. Türkeş hal hatır sordu. Ne olursa olsun geçmişte yakın diyalogları var" demesi gülücüklere sebep oldu.

Almanya’da bir duvar afişi

Berlin’de çok sayıda sığınmacı var. Almanlar da bizim gibi bıkmış durumdalar. Ama yapılacak pek bir şey de yok!

Boş bir duvarı boyayarak, sığınmacılara hitaben afişe 3 dilde şunları yazmışlar:

Siz buradasınız, çünkü biz sizin ülkenizi tahrip ediyoruz.

Doğru söze ne denir?

Hiç olmazsa bu doğruları hem sığınmacılara, hem de bütün dünyaya duyuruyorlar.