Sivil yönetim, dünyadaki en iyi askeri yönetimden daha iyidir

YAYINLAMA: 18 Temmuz 2016 / 20.00 | GÜNCELLEME: 18 Temmuz 2016 / 20.00

Bir seri darbe yaşamış, tecrübeli birisi olarak, önceki gün yaşanan olaya ‘darbe’ demek bu sözcüğün anlamını kavramamış olmak demektir. Buna  darbe teşebbüsü’ bile denemez.

Başbakan Binali Yıldırım doğru tespitte bulundu: Kalkışma

Bütün muhalefet partilerinin ‘Kalkışma’ya karşı durmaları, demokrasiye sahip çıkmaları sevindiriciydi.

Ancak…

Kalkışma’ kare kare incelendiğinde akla çok soru takılıyor.

Amaca ulaşması neredeyse ‘sıfır’ olan bu eylemin kime faydası olacağını düşündüğümüzde Cicero’nun o ünlü sözü akla geliyor: “Cui bono?

Her türlü komplodaki üst aklı bulmak için evrensel hukuka armağan ettiği bu ünlü sözün Türkçesi: Kime yarar?

Bu kalkışma kimin işine yaradı? Kimi gücünün zirvesine taşıdı?

Bu soruya Deniz Baykal, twitter üzerinden yanıt vermiş:

Açılış: Darbe. Giriş: Kalkışma. Gelişme: AKP tiyatrosu. Sonuç: Başkanlık.”

 

Ben en iyisi size güzel bir fıkra anlatayım.

32 kısım tekmili birden bu fıkranın içinde her şey var.

 

Trende aynı kompartmanda biri yaşlı diğeri genç iki kadın ve bir er ile komutanı yolculuk yapıyorlar.

Tren bir tünele giriyor ve o karanlığın içinde bir öpücük sesi duyuluyor ve tren tünelden çıktığında komutanın yüzü yediği tokattan kıpkırmızı!..

Herkes tek tek içinden şunları geçirir;

 

- Yaşlı kadın: Namussuz, bir de subay olacak, tren 1 saniye tünele girdi, hemen kıza sarkıntılık yapmaya kalktı. Ama kız sağlammış, basmış tokadı namussuza.

- Genç kız: Namussuz adam bir de subay olacak. Annesi yaşında kadına sarkıntılık yapmış, sapık ne olacak! Ama teyze vermiş cezasını.

- Er: Bütün hıncımı aldım. 10 aydır bana yapmadığın eziyet, hakaret  kalmadı komutan efendi. Havaya bir öpücük sana da bir tokat!..

- Komutan: Ulan be! Biri birisini öptü, tokadı biz yedik!..

 

Ne dersiniz?

Biri birisini öptü, tokatı milletçe biz yedik!

 

 

Her işte bir hayır vardır…

 

Nihayet…  

Paralelle veya cemaatle, hangisini tercih ederseniz, ciddi mücadele başladı.

Haliyle en büyük mücadele yargı da veriliyor.

Olağanüstü toplanan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, 5 HSYK üyesinin üyeliğinin düşürülmesine karar verdi. HSYK 2. Dairesi de, 541'i idari yargıda, 2 bin 204'ü adli yargıda olmak üzere toplam 2 bin 745 hakim ve savcıyı açığa aldı. Gözaltılar başladı. Görevden alınan yargı mensuplarının FETÖ’yle bağlantılı olduğu öne sürülüyor.

HSYK ayrıca adli tatilin iptal edildiğini açıkladı.

Tarihte ilk kez AYM üyesi Alpaslan Altan ile Erdal Tercan gözaltına alındı. Adalet Bakanı, bu rakamın 4 bine çıkabileceğini açıkladı. İşin vahametini düşünebiliyor musunuz? Ne hale geldiğimizi…

 

Böyle bir kalkışma olmasaydı, emaneten bu iş böyle sürüp gidecekti!..

Gaziantep’teki gözaltına alınan yargı mensuplarının çoğu da şehrimize sürgün gelenler zaten…

Bıçak kemiğe dayandığı için artık sürgün yerine gözaltılar başladı.

Bu kadar yargı mensubu meslekten tard edilirse geriye kalanlarla iş nasıl götürülecek, doğrusu bizi zor günler bekliyor.

 

Ordu kademesinde de büyük temizlik harekatı var.

İkinci Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti de gözaltında.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok yakınında bulunan isimler de var, gözaltına alınanlar arasında. Nerelere kadar sızmışlar!..

Bu temizlik harekatı aslında epey bir zamandır sürüyordu. Şimdi, işten el çektirilenlere, gözaltına alınanlara, tutuklananlara bakınca demek ki şimdiye kadar ki yapılan temizlik devede kulakmış!

Bu işin içinden nasıl çıkılacak, doğrusu merak ediyorum.

Örneğin, cemaat yardımı ile seçilen meslek odası meclis üyeleri, başkanı var. SGK’da var, orada var, burada var. Bunlarla nasıl başedilecek?

 

Yerel bir gazete geçen gün Gaziantep Emniyet Müdürü’nün değişeceğini, yerine Isparta Emniyet Müdürü’nün geleceğini, nerede ise kesin dille yazdı. Daha önceleri de Gaziantep’te görev yapan müstakbel emniyet müdürünün tercih nedeni paralelle mücadelede kazandığı başarı imiş. Aksi halde, mevcut müdürün Gaziantep’te başarılı olduğu  kabul gören bir gerçek.

Bundan şunu mu anlamalıyız, mücadele son derece ciddi yapılacak!

 

Bunun böyle olacağına inandırıcı bir destek de hükümetin ABD üzerindeki yeni baskısı oldu.

Başbakan Binali Yıldırım "Fethullah Gülen'in arkasında duracak ülke dostumuz değildir" demişti. Bu sözler sonrasında, ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Fethullah Gülen'in iadesi ile ilgili açıklama yaptı.

Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Türkiye'de darbe girişimiyle ilgili olarak başlatılan soruşturma sürecine yardımcı olmak istediklerini açıklayarak, Türk hükümetini, ABD'de yaşayan Fethullah Gülen ile ilgili eldeki her tür kanıtı paylaşmaya çağırdı.

 

Ancak, Lüksemburg'da açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanı’nın, Fethullah Gülen ile ilgili kendilerine şimdiye kadar iletilmiş bir iade istemi bulunmadığını söylemesi bazı çevreler için şaşırtıcı oldu.

John Kerry, darbe girişimini düzenleyenler ile ilgili anayasal sürecin işletileceğini umduğunu kaydetti.

Kerry, Türkiye hükümetini, soruşturmalar sonucunda oluşmuş meşru kanıtları sunmaya davet ettiklerini belirterek, "ABD bunu kabul edecek, inceleyecek ve sonucunda uygun kararlar alacaktır" dedi.

 

Bunda ABD ne kadar samimi göreceğiz.

Bu işin hiç de kolay olmadığını biliyorum. Cemaat, ABD’de çok güçlü.

Başkan Obama bunu kendi zamanında yapmaz. Hillary’nin de yapacağını pek aklım kesmiyor. Donald Trump başkan olursa, kesin yapar. Ama onun da başkan olması yıldızdan uzak!..

 

 

 

Şimdi bu insanlara nasıl bir isim bulacağız? Örneğin, demokrasi aşığı gençler, diyebilir miyiz?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sivil yönetim, dünyadaki en iyi askeri yönetimden daha iyidir