Senin ne işin var bu partide?

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Önceki akşam CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın konuğu idi Hüseyin Aygün.

Anlattıkları yenilir yutulur cinsten değildi Dersim katliamı ile ilgili olarak.

İnsan olanın vicdanının yaralanmaması ve devleti adına utanç duymaması mümkün değil.

Dün de CHP’nin grup toplantısında Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu konuşurken, Hüseyin Aygün’ün fotoğrafına baktım, “Ne işin var be kardeşim senin bu köhnemiş zihniyetli partide” dedim kendi kendime.

Adı muhalefet, kendisi sistemin ve devletin ta kendisi olan bu partide demokrasi, insan hakları mücadelesi vereceğini mi sanıyorsun?

                                                                        ***

Önceki gün Radikal’e konuşan Hüsamettin Cindoruk’un Dersim’le ilgili açıklamaları dikkat çekiciydi.

Cindoruk, Celal Bayar'ın Dersim'i kendisine, "Polis, jandarma Tunceli'ye giremiyordu, vergi alamıyordu. Çok uyardık. Sonunda Atatürk 'vurun' dedi" sözleriyle anlattığını açıkladı.

ve Dersim'den CHP kadar DP'nin de sorumlu olduğunu söyledi. 

Cindoruk’un “Ne Atatürk’ün ne de diğerlerinin o dönemde öncelikleri hak ve hukuk değil. Bir devlet kurmanın kirli yanları varsa, onlar bunu kir diye görmüyordu” şeklindeki tespiti de o dönemin mantığını açıklıyordu.

                                                                           ***

Önümüzdeki günlerde Dersim’le ilgili daha çok şey dökülecek ortaya ama, Cindoruk’un şu sözlerinin bir kez daha kayda geçmesinde fayda var: “Atatürk’ün bilgisi yoktu, o sırada hastaydı diyenler doğru söylemiyor. Atatürk’ün ölmeden evvel Tunceli’yi Cumhuriyet topraklarına katma iradesi var işin içinde. Dersim’e yapılanlar baştan aşağı haksızlıktır. Ve Seyit Rıza’nın dediği gibi zulümdür. Cumhuriyet’in zorbalığıdır. Evet, belki CHP egemen partiydi ama o sırada sadece İnönü ve Bayar mı var? Menderes, Köprülü milletvekili. Demokrat Partili bir sürü vekil var. Eğer orada bir siyasi mesuliyet varsa, herkesindir. Sadece CHP’nin değil, Demokrat Parti’nin de.”

                                                                          ***

Hüseyin Aygün’ün açıklamalarının ardından,"CHP Diyarbakır İl Başkanı olarak, il örgütüm adına Dersim'de yaşanan olaylardan dolayı Dersim ve Tunceli halkından özür diliyorum" diyen CHP Diyarbakır İl Başkanı Muzaffer Değer’in bu açıklamanın hemen ardından yönetimiyle birlikte görevden alınması ve kamuoyu aptal yerine konularak buna, “12 Haziran genel seçimlerinde başarılı olunmadığının” gerekçe gösterilmiş olmasının, Hüseyin Aygün’e (eğer şimdiye kadar gerçekleri görememişse

 bile) mensubu bulunduğu parti hakkında bir fikir vermesi gerekir.

Hüseyin Aygün’e yakışan en kısa zamanda CHP ile yollarını ayırmasıdır. 

Zaten bundan sonra CHP’de barınması mümkün değildir, barındırmazlar.

Kendisi gibi Dersimli olan genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na güveniyorsa, bence çok yanılır.

Zira, Kılıçdaroğlu da partidekilerin dümen suyuna kendini uydurmaya zorlasa da onun da defteri kısa zamanda dürülecektir.

                                                                        ***

CHP, ne geçmişin hesabını soracak, ne geçmişiyle hesaplaşacak, ne de çağdaşlık, demokratlık, insan hakları mücadelesi verilecek bir partidir.

Onun mevcudiyeti, Türkiye’de demokrasinin önünü tıkamaktan başka bir işe yaramamaktadır.

Bugün CHP ana muhalefet partisi değil, değişimi ve gelişimi tıkayan sistemin ve devletin dibe vurmuş yoğun bir tortu tabakası olarak, Türkiye’nin en büyük talihsizliğidir.

Dolayısıyla, Hüseyin Aygün bir an önce bu yapıdan uzaklaşmalıdır.

 

 

 

 

Senin ne işin var bu partide?