Beyaz Saray’ın kadınları

Tarih öncesinin de, tarih sonrasının da en ilginç ve değerli ülkesi Amerika’dır…

Oysa, tarihi yok denecek kadar azdır.

Amerika’nın devlet oluşunu ele alırsak, 4 Temmuz 1776. Yani, büyük dedem yaşasaydı, o tarihi bilirdi!

Amerika’nın keşfinden gidersek, o da pek eski sayılmaz; 1492.

Halen yaşayan 5 bin yıllık imparatorlukları, devletleri düşünürseniz, Amerika bebek bile sayılmaz!

Ama…

Amerika, dünyanın en gelişmiş ülkesidir. Bütün önemli buluşların anavatanıdır. En önemli eğitim kurumlarını, en gelişmiş teknolojiyi, henüz açıklanmayan, belki de bütün yaşamımızı değiştirebilecek keşifleri barındıran tam anlatılması mümkün olmayan, dünyayı kontrolü altında bulunduran bir sistemdir.

Dünyadaki en değerli beyinlerin yaşadığı Amerika, 4 yılda bir başkanını seçerken adam bulamıyor, önce babasını sonra oğlunu; önce kocasını sonra karısını başkan seçiyor!

Böyle bir demokratik ülkenin bu zayıf tavrını anlayamıyorum.

Gerçi Amerika’nın bu kez bir kadını başkan seçmesini bütün kalbimle destekliyorum. Hillary Clinton’ın özgeçmişine bakarsanız, Obama’nın dediği gibi Hillary; Bill’den de, Obama’dan da daha iyi başkanılık yapabilecek yeteneğe sahip.

Ama şu soruyu da sormadan edemiyorum; bu dev ülkede Hillary gibi yetenekli ve tecrübeli başka bir kadın yok mu?

Neyse, seçimlere gelelim…

Liderlerin tartışma kalitesi, rahatlıkla söyleyebilirim, bizimkinin çok altında.

Cumhuriyetçiler’in adayı Donald Trump, bütün seçim gezilerinde rakibinden sözederken, hep “Crook Hillary/Dolandırıcı, sahtekar Hillary” diyor.

İnternette, birden bire Trump’ın karısının anadan üryan resimleri yayınlandı.

Belden aşağı işleri çok iyi beceriyorlar! Türkiye’de de Deniz Baykal’ın gizli resimlerini cemaatın, dolayısiyle gizli servisin yaptığı iddia edilmedi mi?

Piyasaya geçen gün Bill Clinton’la ilgili yeni bir kitap çıktı.

‘Karakter Krizi’ olarak Türkçeye tercüme edebileceğimiz bu kitapta Bill Clinton’ın belden aşağı hikayeleri anlatılıyor.

Çok ilginç, çok da heyecanlı.

Kitabı okurken nedense aklıma Antep’teki bir başkan takıldı!..

Bill’in elinden kimse kurtulamamış. Elanor’un resmini köşeme aldım. Gerçekten güzel bir kadın.

Adam yakışıklı, çok güçlü, bütün dünyayı yönetiyor, ağzı güzel laf yapıyor, para söz konusu değil…

Eeeh, böyle biri sataşırsa hangi kadın yok diyebilir?

Bizim Osmanlı Haremi’nin adı çıkmış!

Kitabı okuyunca böyle dedim!..

Gelelim bir başka Amerikan Başkanı ile ilgili yazılmış kitaba…

Milan Richter’in yazmış olduğu, “Marilyn Monroe’nun Kısa ve Mutsuz Hayatı’ isimli kitaba…

Özeti, Amerika’nın belki de gelmiş-geçmiş en çok sevilen Başkanı (Bill Clinton, o benim idolümdü, demişti) John Fitzgerald Kennedy’nin, zamanın dünyanın en güzel ve vamp kadını olarak bilinen Hollywood film yıldızı Marilyn Monrroe ile olan ilişkisini ve talihsiz kadının intihar süsü verilerek öldürülüşünü anlatıyor.

Marilyn, 5 Ağustos 1962’de ölünce gazetelerin vızırtılı (!) yayınları Beyaz Saray’ı sinirlendiriyor. Bunun üzerine mahkeme ölüm olayının üzerine yayın yasağı koyuyor.

Ne var bunda, bizde de oluyor, diyeceksiniz.

Ama öyle değil! Tam 55 sene yayın yasağı konuyor. Normalde bu yasak gelecek sene bu zamanlar bitecekken, kitabın yazarının mahkemeye müracaatı üzerine yayın yasağı kaldırılıyor.

Bizde 55 yıl yayın yasağı konsa, biz neler söylemeyiz, değil mi? Ama Amerikan basını yasağa tıpış tıpış uyuyor ve sesleri de çıkmıyor.

İdama AB net tavır koyuyor. ABD de öyle.

Ama bazı eyaletlerde elektrikli sandalye veya damardan enjekte edilen zehirle idam hala var. Onların karşı argümanı nedir, tam bilmiyorum. Fakat bu çifte standart olmuyor mu?

Bunları eleştiriyorum ama Allah için Amerika’daki demokrasi anlayışı ve işleyişi ile Türkiye’deki demokrasi arasında kıyaslanmayacak kadar fark var, bunu da kabul ediyorum.

Elanor Mondale. Bill Clinton, eski ABD Başkanı Jimmy Carter’ın yardımcısı Walter Mondale’in kızı TV gazetecisi Elanor Mondale ile uzun süre gizli aşk yaşadı. Elanor, 51 yaşında kanserden hayatını kaybetti.