Hazin bir öykü

YAYINLAMA: 18 Ağustos 2016 / 20.00 | GÜNCELLEME: 18 Ağustos 2016 / 20.00

 

Naksan Holding ile ilgili bugün duyduğum iddiaları paylaşmak istiyorum.

Hani fabrikalara, şirketlere kayyumlar atandı ya, eğer işler yolunda gidiyor diye düşünürseniz anlattıklarıma bir göz atın.

 

Naksan’ın büyük miktarlarda kredi kullandığı biliniyordu. Karşılığında fabrika bina ve arsalarını teminat olarak göstermişler.

Yine epey bir süreden beri ünlü faizcilerden yüksek montanlı paralar aldığı iddia ediliyordu. İnsanlar birbirine, “Naksan’ın durumu kötü olmalı ki, piyasadan muazzam miktarda, çok yüksek faizle para topluyorlarmış” diye anlatıyordu.

 

Oysa kazın ayağı öyle değilmiş.

17-25 Aralık’tan sonra bugünleri düşünerek tedbirler almaya başlamışlar. Cemaatın içinde bu işleri çok iyi bilenlerin  Nakıboğlu ailesini ustaca yönlendirdiği iddia ediliyor.

Piyasadan, faizcilerden alınan paraların teminat karşılığı olarak gayrimenkullerini göstermişler.

 

Şimdi şöyle düşünün…

Bu gayrimenkulleri satsalar bile tapuların iptal edileceğini iyi bildikleri için faize aldıkları paralar karşılığında teminat gösterilip ipotek edilen kıymetli gayrimenkullere devletin el koyması zor gibi görünüyor. Çünkü bütün hukuki altyapısı, tecrübeli ve uzman cemaatçılar tarafından titizlikle hazırlanmış.

 

Bankadan kullanılan paraların teminat karşılığı da aynı titizlikle cemaatın banka uzmanları tarafından gerçekleştirilmiş.

Ailenin bütün gayrimenkul, fabrika, tesis zenginliği ustaca nakte çevrilmiş ve yurt dışına çıkarılmış. İddia böyle.

 

Yani sizin anlayacağınız Naksan’ın bütün kuruluşlarının içi boşaltılmış.

Dışarıdan ip almışlar, hammadde almışlar ve daha ne gerekiyorsa satın aldıklarına vadeli çekler vermişler. Bu çeklerin karşılığında da teminat olarak fabrikalarının değerli makinelerini göstermişler.

Örneğin, Van De Wiele halı makineleri dünyanın en iyisi.

Alman Windmöller und Hölscher, dünyada bilinen son sistem, bilgisayarlı flekso baskı, ekstruder ve kesme makinelerinin markası. Anında piyasada karşılık bulabilecek değerler.

 

Gelelim üretimi nasıl sattıklarına…

En kolayı, bunun için uzmanlığa gerek yok, factoring sistemini kullanmışlar. Sattığınız malın bedelini, komisyon, faiz ve diğer giderler düştükten sonra factoring şirketleri size derhal ödüyorlar.

Bunu yapmalarının en önemli nedeni, çek karşılığı mal satılırsa, el koyma anında bu çekler sıkıntıya girebilir. Bunun için bu yol tercih edilmiş. Ayrıca, cemaatın uzmanları başka yollar da tavsiye etmişler ve hepsinden titizlikle yararlanılmış.

 

Bütün bunlar olurken, gerçekleşirken, yönetim kurulu başkanı zaman zaman Cumhurbaşkanına ulaşıyor ve ne kadar masum olduklarını söylüyordu.

Yalnız onu değil, eşini dostunu, arkadaşlarını da buna inandırmaya çalışıyordu.

Kardeşin birisi Amerika’ya kapağı atmış, hatta orada dev bir otel aldığı iddia ediliyor.

Geriye kalan iki önemli insan neden kaçmadı?

Piyasada görünmezlerse, alacaklılar panik yapabilirdi.

Büyük ihtimalle felaketin ‘darbe’ şeklinde geleceğini biliyorlardı. Belki zamanlamayı iyi ayarlayamadılar! Veya başka bir neden var.

 

Şimdi bir sonuç çıkaralım…

Baba ve oğul kodesteler. Belki baba hala hastanede, bilmiyorum.

Kaçırılan paranın da milyarlarca dolar olduğunu farzedelim.

Allah aşkına değer mi?

Para ne için lazım?
İtibar, rahat yaşam, geleceğin teminatı, eş, dost, arkadaş, birlikte yeme içme…

Bunların hiçbiri kalmadı ki!..

Kodes, eziyet, rahatsızlık, endişe ve korku var…

O zaman bu kaçırılan para ne işe yarayacak?
Ha, kardeş, yeğenler ve tahallukat, her ne ise, onlar mı paranın saadetini sürecekler?
Olur mu öyle şey?

 

Amerika’da hukuki mücadele başlayacak.

Amerika’da biliyorsunuz, avukatlar ve hukuki mücadele çok pahalıdır ve eziyetlidir. Zarrab’ı unutmayın!..

 

Yazık ettiler!

Kardeşler değil de, onların çocukları ve torunları bu utanç içinde yaşamlarını nasıl sürdürecekler?
Bunu hiç düşünmediler mi?

 

Belki de ben yanılıyorum. Çünkü hala destekleçilerinin olduğunu biliyorum. Gazetelerinde tek satır bu konuya yer vermiyorlar. Üstelik geçenlerde birisi bana telefonda, “Ne vatan haini! Kim çıkarıyor bunları?.” Gibisinden laflar etti.

 

 

 

Hazin bir öykü