Hasretim

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Neler hasret kaldım diye bütün gün düşündüm. Sizde hak vereceksiniz bu hasretliklere.
Buram buram domates kokan bir domatesli yemeğe hasret kaldım. Çürükte olsa ısırırken dudaklarımdan akan domates suyuna hasretim.
Hani sahana tereyağını koyup fıkır fıkır kaynamaya geçtiğinde domatesleri atarsınız ya içine. Domatesin kokusu tereyağı ile buluşup duman duman ocaktan fışkırır ya, işte o kokuya hasret kaldım. Fokur fokur kaynayan sahana köy yumurtasını kırıp üzerine el değirmeninde çekilmiş karabiber ve tuz koyarsanız ya, etrafa yayılan kokuyu özledim. Fırından taze çıkmış bir somun ekmekle bu sahandaki muhteşem manzaraya kaşık sallamayı özledim.
Yaz başlangıcında pazarda sergileri dolduran KESTEL çileğinin kokusunu özledim. Yerken çilekleri sayarak yerdik, insanın ağzında çok aranan bir lezzet bırakırdı. Kısa bir süre pazarlarda görüp, tekrar tatmak için bir sonraki seneyi beklerdik. O çileği bugün hala özlemekteyim.
Bursa’nın bir başka özlediğim meyvası ise şeftalisidir. Olgun bir şeftaliyi soyarken çok dikkat ederdik. Dilim dilim tabağa koyarken ellerimizden akan şeftali suyunun ziyan olmaması için ellerimizi ve parmaklarımızı yalardık. O şeftalinin kokusu bambaşka idi. Üç şeftali bir kilo gelir, lezzetinden bir tanesini iki kardeş yerken doyardık. Bu mis gibi kokan şeftaliye hasret kaldım.
Bayram günleri sevdiklerimizi ziyaret etmeye, akrabalar bir araya gelip çocuk ve torunlarla birlikte kurban kesilip ilk gün sofra etrafında toplanıp kavurma yemeye hasret kaldım. Bayram denilince, yaşanan şehirlerden uzak yerlere gidilmekte, bu nedenle geleneklerimizi yaşatma adına yapılan bu kutlamalara hasret kaldım.
Gazeteleri elimize aldığımızda, yanlı olmayan haberlerin yer aldığı, hür düşünceleri kelimelere döken, Burhan Felek gibi, fikirlerine hürmet ettiğimiz yazarların makalelerini aramaktayım. Sadece gazetecilik yapıp, özgür iradesi ile fikirlerini kelimelere döken yazarların yazılarına hasret kaldım.
Yolda yürürken ters istikametten gelen bir dolmuş aracının yanımdan geçerken, müşteri toplama adına çalınan kornanın yasak olduğu bir şehirde yaşamaya çok hasretim. Sokakta sigara içilmeyen, ciklet çiğnenmeyen, yere çöp atılmayan medeni bir şehirde yaşamaya hasretim.
İnsanların birbirileri ile samimi olarak, içtenlikle gerçekleri konuştuklarını artık son onbeş senedir işitememekteyiz. Toplumu hakikat dışı bilgilerle donatılıp, hayal dünyasında dolaşmasına vesile olan siyasilerin, eğitim seviyesi zaten düşük insanları kandırmadan gerçekleri bütün çıplaklığı ile dile getirilen bir dünyada yaşamaya hasretim diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.


Hasretim