Beşikdüzü olayından ders çıkarmalıyız

YAYINLAMA: 24 Eylül 2016 / 20.00 | GÜNCELLEME: 24 Eylül 2016 / 20.00

        Sel korkusu; çoğunlukla düz, ova yapısı özelliği taşıyan yerlerde yaşanır. Karadeniz'de bu korku -çok eskiden yoktu- şimdilerde en çok Doğu Karadeniz Bölgesinde hemen her ilk ve sonbahar mevsimlerinde yaşanıyor.

        Ülkemizin en çok yağmur alan bölgesi olması nedeniyle, sel riskine artık alışmak ve önlemlerini önceden  almak gerekiyor.

        Çok eskiden bu risk yoktu da peki nereden zuhur etti bu durum?

        Araştırmalar özellikle Trabzon'da eskiden her 20 yılda bir yoğun yağmur yağdığını ve bunun kent merkezleri ile köylerde zarara neden olduğunu gösteriyor.

        Şimdi ise her yıl aynı tehlike yaşanıyor. 

        Çünkü, iklim koşullar çok değişti. 

        Doğu Karadeniz'de  -neredeyse- her mevsim sel/seylap, heyelan tehlikesi  yaşanıyor.

        Bu olaylarda can ve mal kaybı yaşanıyor.

                                                               ***

        Çarşamba günü yağan sağanak yağmurun Beşikdüzü ilçesinde yarattığı maddi zararın nereden kaynaklandığı konusu uzmanlarınca incelendikten sonra kamuoyuna açıklanmalı...

        Çünkü, böylesi durumlarda gerçeği bilmeden konuşmak; hem haksızlık, hem de vebal altına girmek olur.

        Doğal afetlerin olabileceğini önceden düşünmek, yöneticilerin öncelikli görevleri arasında yer alıyor. Bunun için her yönetim biriminin kendi çalışma alanında  önlenebilir doğal afet raporları hazırlaması gerekir/gerekiyor.

        Bu konuda  kimi kurumların önceden hazırladıkları raporların varlığından haberimiz var. Ancak, bu raporlar su baskını ve heyelan konularında değişen iklim koşulları da dikkate  alınarak değiştirilmeli, yenilenmeli... 

        Özellikle de Doğu Karadeniz Bölgesi yerleşim birimlerinde...

        Beşikdüzü  ilçesinde yaşanan doğal afetin kent merkezinde yarattığı manzaranın korkunçluğu insan aklını durduracak denli korkunç...

        Bir kent merkezi yer yer 1 metre ile yarım metre çamur altında kalır mı?

        Şükür,  yoğun ve şimdiye değin görülmeyen sürekli sağanak yağmur kısa sürdü. Yoksa, bir saat daha devam etse çok vahim bir manzara oluşabilecekti.

                                                      ***

        Yağmurun verdiği zararın  elbette telafi/karşılanma yolları aranacak/bulunacak. 

        Ancak, yukarıda da belirttiğimiz gibi bu felaketin nedenleri üzerinde bilimsel anlamda durulmalı , kararlar alınıp uygulamaya konulmalı...

        Beşikdüzü örneğinden hareketle, bölgede böylesi acı olaya aday diğer il ve ilçelerimiz ile yerleşim yerlerimiz için acil önlemler alınmalı...

        Bölgemiz insanı sele tutsak olmamalı...

Beşikdüzü olayından ders çıkarmalıyız