Bravo Şamil Tayyar...

YAYINLAMA: 04 Aralık 2011 / 18.00 | GÜNCELLEME: 04 Aralık 2011 / 18.00

Hemen hiç bir konuda anlaşamayan siyasi partiler garip bir şekilde ‘Futbolda şike yasası’ değişikliğinde akıl almaz bir sürede tam bir konsensus sağladılar.

Yasayı Cumhurbaşkanı Gül’ün onaylayacağından o kadar eminlerdi ki, şike tutukluları, avukatları aracılığı ile ‘tahliye talebinde’ bulundular.

Hata Aziz Başkan Mayıs ayında tekrar başkanlığa adaylığını koyacağını açıkladı. Kulüpler Birliği Cumhurbaşkanlığına ‘Nota’ verdi: Geciktirilmeden imzalansın. Fulbolun geleceği açısından çok vahim!

Böyle bir cürete ‘pes’ doğrusu!.. Onun için ‘Nota’ dedim. Çünkü, böyle bir ültimatom ancak savaş halinde yabancı bir devlet tarafından verilebilir diye düşündüm.

                                                                                   ***

Milletvekillerinin yalnızca 6 ay önce çıkardıkları yasayı değiştirmek için ortaya konan çaba herkesin dikkatini çekti.

Aslında bu iş oluyordu, galiba! Pişmiş aşa su katan Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar oldu.

Cumhurbaşkanı’na bizzat mektup yazdı. Medyaya konuştu, neden yasa değişikliğine karşı olduğunu alenen beyan etti. Aslında epey risk aldı. Çünkü, değişiklik yasası AK Parti’nin oyları ile gerçekleşmişti. Ama pes etmedi, sözünün arkasında durdu.

                                                                                   ***

Cumhurbaşkanı yasayı veto ettiyse bunda en etkili isim şüphesiz Şamil Tayyar oldu. Bravo! Hepimizin özlemi olan ‘dik duruşu’ sergiledi, doğru olanı taviz vermeden savundu.

                                                                                     ***

Bundan sonra ne mi olur?

Falcı olmaya gerek yok, korkunç şeyler olacak!

İşin bu reddeye geleceğini kim tahmin ederdi?

Bakalım pisliklerden ne ölçüde ve nasıl arınacağız?

Bir de, Şamil Tayyar’ın bundan sonra neler söyleceğini çok merak ediyorum. Çünkü, bir ara, “İşin ona dokunacağını tahmin ettikleri için yasayı değiştirmek istediler” gibi bir laf etmişti. Benim gibi hemen herkes “o”nu merak ediyor!

                                                                                         ***

Buradan Gaziantepspor’a geçmek istiyorum.

Samsunspor’a 82. dakikada atılan golle alınan 3 puan bir takım şeyleri öteledi!

Tam 13 hafta geride kaldı. Takım hala toparlanamadı.

Borç yüzünden Avrupa Kupaları’ndan geçici de olsa menedildi. Gaziantep’in imajı yara aldı.

Buna kızarken daha beteri geldi, kulüp resmen basıldı, mali polis tarafından defterler derdest edilip götürüldü!

Yaralı imaj, ağır yaralı hale geldi. Karizma çizildi.

Ama unutulmamalı ki beterin beteri var.

Adımız şikeye karışmamış görünüyor. En azından savcının hazırladığı iddianamede adımız yok. Kötü şeyler olabilirdi. Başkan, yöneticiler ve futbolcular tutuklanabilirdi!

Bu bakımdan, şikeye bizi bulaştırmayan yönetime hakkını teslim etmek gerekir.

Aslında yapmaları gereken şeyler o kadar zor değil!

Ama bölgeye mahsus ‘kabadayılık’ buna engel oluyor!

                                                                                      ***

Avrupa Kupaları’na katılmamız neden yasaklandı?

Transfer paralarını ödeyemediğimiz için, UEFA hepimizin bildiği kurallarını işletti ve bizi dışarı attı.

Yönetimin bunu açık açık spor kamuoyuyla paylaşması gerekirdi.

Arkadaş, maçlara gelmiyorsunuz! Kapıları açtığımız halde, stada parasız seyirci alınmasına rağmen,kimse stada adımını atmıyor. Boş tribünlere oynuyoruz. Futbolcularda da bizde de moral bırakmadınız. Takımınıza sahip çıkmıyorsunuz!” demeliydi.

                                                                                          ***

Doğrular söylenecek yerde, alakasız demeçler verildi, böylece yönetim bütün kabahatı üstlendi.

Kulüp basılıyor, defterlere polis el koyuyor, Gaziantep’e yakışmayan görüntüler ulusal kanallar aracılığıyla bütün dünyaya izlettiriliyor. Ama yönetim kalkıyor, “Bunda bir şey yok! İki sene önce de böyle yapmışlardı, sonunda bir şey olmadı” diyor.

Pes yani…

Kamuoyunu aptal yerine koyarsanız, siz kaybedersiniz!

Herkes neyin ne olduğunu gayet iyi biliyor. O akşam gazetemizi telefonla arayanlar, “Acaba Tabata ve İsmail’in paraları ne oldu, meydana çıkar mı?” diye sormuştu.

Halbuki, yönetim herşeyi kamuoyuyla paylaşsa, taraftarı arkasına alsa, çok daha güçlü olur.

Türkiye’de 25 milyon Fenerbahçeli var deniyor. Acaba bunlardan bir tanesi Fenerbahçe’nin suçlu olduğuna inanıyor mu?

Benim tanıdıklarım, aman yarabbim, bırakın takımlarını, yöneticilerini suçlamayı, sütten çıkmış ak kaşık olduklarına inanıyorlar! Bu kadar olay oldu, hala takımlarına tam destek veriyorlar.

                                                                                            ***

Bu diyeceklerim de üçüncü şahıslara…

İş başındaki yönetim, takımı beleş almadı değil mi?

Beş milyon dolar ödeyip veya borcu kabul edip öyle aldılar!

Yani biz sporseverleri birileri sattı, birileri de aldı!

Adamlar bu kadar yatırım yaptı, şimdi kalkıp da şu bu nedenle geri verir mi?

Kulübe üye yazmıyorlarmış, bilgi vermiyorlarmış, hesap kitap yokmuş!..

Daha evvel bunların hangisi vardı?

Benim görüşüm; Gazianteplilerbu yönetime layık, bu yönetim de Gaziantep’e…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bravo Şamil Tayyar...