Rüzgarlı para da ikilem!..

YAYINLAMA: 08 Ekim 2016 / 20.00 | GÜNCELLEME: 08 Ekim 2016 / 20.00

Ünlü ve zengin yönetmen Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin, İstanbul Beşiktaş’ta alkollü araba kullanırken karşı yolun en sağından giden polis aracına bodoslama çarpıp bir polisi şehit etti, bir polisi de yaraladıktan sonra alkolmetreyi üflemedi ve tüydü! Alkolün tesiri geçtikten sonra geldi teslim oldu, içeri girdi ve 8 ay sonra da tahliye oldu.

İşin kabaca özeti bu,

 

Yaralı polis, daha işin başında şikayetini çekti. Belli ki tatmin edildi, yarası da iyileşince sorun kalmadı.

Ancak şehit polisin eşi direndi, “Şikayetimi asla geri çekmeyeceğim, kocam mezarında rahat uyusun, bunu yapan cezasını çekecek”dedi.

Ancak öyle olmadı. Hanımefendi şikayetini geri çekti ve  Rüzgar Bey tahliye oldu.

 

Gazete ofisinde bu olayı tartışırken, boş bulundum ve “Napsın kadıncağız! Ölen geri gelmeyeceğine göre alır birkaç kuruş çocuklarını öyle büyütür, ne yapsın yani!..” deyince ağır ithamlarla karşılaştım, asla tasvip etmeyeceğim bir şeyi düşünmeden konuştuğum için de utandım!

Bana Yılmaz Özdil’in yazısını okudular. Özdil, şöyle diyor:

 

Bir baba kızının cenazesi,

Bir anne oğlunun tabutu,

Bir kadın kocasının mezarı,

Bir erkek eşinin kefeni üzerinden alışveriş hesabı yapıyorsa, zavallılık bu seviyedeyse, o ülkede adaletten de bahsedilemez, milletten de!..

 

Dün konu ile ilgili gelişmeleri okuyunca daha da fena oldum.

 

Rüzgar Çetin'in annesi Hale Sözmen ile avukatı Mikayil Dilbaz’ın üç kez şehit polisin eşi Özlem Alagöz'ün yaşadığı Adana'ya, dört kez de anne, baba ve iki kardeşin bulunduğu Çorum'a gittiği ortaya çıktı.

 

Rüzgar Çetin'in tahliyesi sonrası ortaya yeni bir iddia atılmıştı. Şehit polisin ailesinin şikayetten vazgeçmek için 10 milyon lira istediği, Rüzgar Çetin'in ailesinin 3 milyon lira ödediği öne sürülmüştü. Son olarak Rüzgar Çetin'in annesinin, şehit polisin ailesi ile 7 kez görüştüğü ortaya çıktı.

 

İstanbul Sabah Gazetesi'nden Erhan Öztürk'ün haberine göre, şehit polisin yakınlarını "Ben de anneyim" diyerek şikayetlerinden vazgeçirmeye çalıştı ama olmadı. Aile, avukatı olmadan da Çorum ve Adana'ya giden anneden 10 milyon lira istedi. Bu talep üzerine görüşmeler askıya alındı. Daha sonra yapılan müzakerelerde istenen paranın düşürülmesi üzerine yeniden görüşmeler başladı.

 

Yönetmen Sinan Çetin'in ilk eşi olan Sözmen ile avukatı Dilbaz, en son 30 Eylül'de Adana'ya giderek Özlem Alagöz'le görüştü. Aynı gün öğle saatlerinde Alagöz’ün avukatları Yılmaz Aboşoğlu ve Gökay Gültekin'le birlikte Adana Adalet Sarayı'na giderek şikâyetinden vazgeçtiğine dair dilekçe verdi. UYAP üzerinden yapılan başvuru, anında davanın görüldüğü İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne düştü.

 

Sözmen'le görüşmelere giden Dilbaz, "Adana ve Çorum'daki görüşmelerde 'Helalleşme' oldu" dedi. Dilbaz, "Kan parası verildi mi?" şeklindeki soruya ise "Bu konu iki aile arasında. Para meselesini benim konuşmam doğru değil. 'Helalleşme oldu' diyelim" diye yanıt verdi.

 

Avukat Dilbaz, işi şöyle özetliyor.

"Kazada yaralanan diğer polis Emre Tetik daha önce şikâyetinden vazgeçmişti. Şehit polis memurumuz Alagöz'ün eşi ve ailesiyle yapılan 7 görüşmeye ben de katıldım. Uzlaşma sürecinde hem Adana hem de Çorum'a Sözmen'le birlikte gittim. Final görüşmesi 30 Eylül'de yapıldı. O görüşmenin ardından Özlem Alagöz, şikâyetinden vazgeçtiğine dair dilekçeyi Adana Adalet Sarayı'na giderek verdi."

 

Çorum, kafanızı karıştırmasın, şehit polisin anne ve babası bu şehirde yaşıyor. Önce pazarlık onlarsız sürdürülürken, haberleri olunca, “Bu davaya oğlumuz için biz müdahil oluruz” deyince, Çorum da pazarlığa dahil oluyor.

 

Bu durumda insanlarımız ne düşünüyor diye bir anket yapılsa, sizce sonuç ne olurdu?

İnsanı tarif eden atasözlerimizde bile para birimini ölçü olarak kullanan milletimizin kararı herhalde, “Kadın parayı almakta haklı” çıkardı diye tahmin ediyorum.

 

 

 

Rüzgarlı para da ikilem!..