Antep evine 2 milyon lira kira… Olur mu? Olur, olur!..

Geçen sene açılan Dışişleri Bakanlığı Gaziantep Temsilciliği için bina aranırken uzun bir süreden beri boş duran, kendi haline terk edilmiş, Antep evinden bozma otel olarak kullanılmış bir bina tercih edildi.

Eski Ermeni evlerinin bulunduğu Tepebaşı Mahallesi’nin güzel evlerini belediye başkanlığı zamanında Asım Güzelbey toplamıştı. O Tepe’de çok sayıda evinin olduğu biliniyor.

Artık Dışişleri Bakanlığı Gaziantep Ofisi olarak kullanılan mülk 10’dan fazla Antep Evi’nin birleştirilmesi ile oluştu.

Güzelbey bu evleri satın aldıktan sonra restore ettirdi.

Bu evlerin restorasyonu kolay değil. Bir çivi bile çakmanın izne tabi olduğu düşünülürse yapılan restorasyonun değeri daha iyi anlaşılır.

Önce burası Gaziantep’e gelen çok önemli misafirlerin kalacağı bir yerleşke olarak düşünüldü. Ancak daha sonra vazgeçildi.

Lokantası, barı ile otel olarak düzenlendi ve kiraya verildi. Zannedersem aylık kirası beş bin liraydı.

Müstecir burayı bir yıla yakın çalıştırdı, ancak kazanamadığı için kira ödeyemedi ve bıraktı.

Güzelbey, burayı tekrar aynı amaçla kiraya verdi. Ancak yeni müstecir daha da kötü çıktı, 6-7 ay sonra elektrik ve su parasını da takarak kaçtı!

Müstecirlerden dili yanan Güzelbey otelini kendi çalıştırmayı planladıysa da gerçekleşmedi.

Kapalı duran ve kendi haline terkedilen otele Dışişleri Bakanlığı talip olunca (Tavsiye edilince demek daha doğru olur!) Güzelbey’in şansı döndü.

Tecrübeli ve zevkli Dışişleri Bakanlığı mimarları, oteli büyükelçiliğe dönüştürüp nadide halılar ve değerli tablolarla tefrişatını yapınca ortaya herkesin beğenisini kazanan güzel bir yerleşke çıktı.

Burada ikamet eden büyükelçi hayatından memnun; gelen dostları, konukları ve yabancı diplomatlar da aynı şekilde otantik bir home ofis (ofis ve rezidans birlikte) görmekten beğenilerini ifade ediyorlar.

Dar bir sokak içerisinde, araç parkının mümkün olmadığı bir mevkide bulunsa da özelliği nedeniyle beğeniliyor.

Buraya kadar iyi hoş da, kira bedelini duyunca aklım havsalam almadı.

Normalde ancak 10 bin lira edecek bir gayrimenkul. Hadi 15 bin diyelim, ama 20 bin etmez!

Üç ayda bir peşin ödemeli, aylık 150 bin lira, yani yılda neredeyse 2 milyon lira!..

Üstüne bir de her yıl artışlı 10 yıllık kira kontratı! Eh yani, bundan iyisi Şam’da kayısı misali…

İsterseniz biraz daha açalım…

Bu işleri çok iyi bilen bir arkadaşıma danışarak yazıyorum.

Bu kompleks 10’dan fazla evin birleştirilmesinden oluşmuş.

Bu evlerin fiyatları 20 bin ile 40 bin lira arası değişiyormuş. Asım Bey’in buraya yatırdığı parayı 350 bin lira, restorasyon için harcadığını da 200 bin lira olarak tahmin edersek ortaya 550 bin lira gibi bir rakam çıkıyor.

Gaziantep’te veya herhangi başka bir ilde gayrimenkulün kendini amorte etmesi 10 yıl olarak kabul edildiğinde, Asım Bey’in gayrimenkulü kendisi gibi ayrıcalıklı ve çok özel olduğu için bu süre 4 aya iniyor.

Nerede 120 ay, nerede 4 ay?..

Görevinden ayrılmış bir belediye başkanı Gaziantep’in bir tam gün çarşılarını, pazarlarını, caddelerini tek başına gezip akışlanıyorsa; kahve, çay içmeye davet ediliyorsa, o başkan iyi bir insandır, dürüst ve başarılı bir kamu görevlisidir, şerefli bir adamdır. Böyle birine evvallah.

Bırakın yıllarca başkanlık yaptığı kentin caddelerini, sokaklarını gezmeyi, Antep’e hıs hıs gelip ve hemen tüyen bir başkanın değerlendirilmesini önce Allah’a sonra size havale ediyorum.

Cinsiyet ayırımı yapmıyorum, ancak…

Gaziantep Barosu dün yeni başkanını seçti.

Avukat İskender Kahraman 580 oyla başkan seçildi.

Rakibi avukat Bülent Duran’a da 344 oy çıktı.

Gaziantep Barosu’na kayıtlı 1744 avukat var. Bunun 919’u erkek, 825’i kadın.

Yani, kadın ve erkek sayısı neredeyse eşit.

Bu muhteşem bir şey.

Kadınların birkaç sene sonra sayılarının erkekleri geçeceğini söylemek kehanet olmaz.

Burada anlayamadığım bir şey var.

Başkanlık için 2 aday çarpışıyor. İkisi de erkek.

Neden bir kadın avukat başkanlık için adaylığını koyup kadın avukatların desteğini istemiyor!
Anlaşılır gibi değil.

En azından ben anlayamıyorum.

Büyükşehir Belediye Başkanı kadın olan bir kente kadın Baro Başkanı yakışmaz mı?