Tren sesi ne zaman?

YAYINLAMA: 13 Ekim 2016 / 20.00 | GÜNCELLEME: 13 Ekim 2016 / 20.00

Bir yere, il'e Bakan/ların ziyareti/gelmesi iyiye işaret sayılıyor şimdilerde... Çünkü, bu ziyaretin/gelişin elbette bir nedeni olur. Eskiden yurttaşın bu konudaki merakı daha bir fazlaydı.
Şimdi bu heyecan söner oldu.
Çünkü, günün hay-huyu içinde; dahası geçim sıkıntısı yaşayan yurttaş böylesi yatırım temel atmaları, açılışları şimdilerde pek merak etmiyor.
O merak eskidi...
DP döneminde bir fabrika, bir tesis açılıyor duyurusu yapıldığında adeta dağ-taş yerinden oynar yurttaşlar kent merkezlerine akın ederlerdi.
Nerede bugünün ulaşım olanakları?
Yurttaşlar tabana kuvvet yaya olarak dağları-bayırları aşar, Menderes'i görmek için yollara düşer, çentilerinde bazlamaları olurdu acıkınca yemek için...
Şimdi öyle mi?
Hoparlörle Ankara'dan gelecek büyük kişinin duyurusu yapılırken; açılışa, temel atmaya gidecekler için taşıtların nereden hareket edeceği de bildiriliyor ayrıca.
Kimi zaman da kumanya olarak ellerine tavuk dürüm tutturuluyor şimdilerde.
Eski heyecanlar nerede?
Bugünkü manzara ne anlama geliyor?
***
Türkiye'de kurumlara güvenin giderek azaldığını gazeteler zaman- zaman yazıyor. Geçenlerde böyle bir anketin sonucunu okudum. Güven/itimat yitiren alanların ön sıralarında siyaset kurumu/partiler, tabii ki siyasetçiler geliyor.
Siyasetçi niçin güven/ itibar yitirir?
Siyasetçi eğer kendine"özgüven" duyuyor, seçmenine "içi-dişi bir" davranışta/söylemde bulunuyorsa ortada "Güven/itimat" sorunu yoktur. Ama, seçmene yapılan vaatler "seçim balonu" olarak uçurulmuşsa; o zaman siyasete/siyasetçiye de ilgi o oranda azalıyor doğal olarak.
Siyasette verilen sözlerin/vaatlerin arkasında durmak ve onları gerçekleştirmek siyasetçilerin seçilsin-seçilmesin vicdani borcudur her zaman...
"- O dündü, bugüne bak sen... Koşullar değişti..."
Ucuz söylemleri günümüz siyaset pazarında geçerliliğini çoktan yitirdi.
Geçmez oldu, Çarlık Rus parası Manat gibi...
***
Yurttaş/seçmen, seçim öncesi kuru-sıkı vaat atışları yerine eylem görmeyi istiyor, arzuluyor.
Bir Bakan var...
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu; hani derler ya "Bal yapan arı" örneği hizmet grafiğini düşürmüyor. Bakan Eroğlu, "Trabzon'a heybemize dolu geldim" mesajını verirken bu hizmetlerden kimilerinin bitmiş, kimilerinin başlamış olduğunu biliyoruz. Diğerleri için de; bölgeye önceki hizmetleriyle ispatlamış, dolayısıyla da güven vermiş bulunuyor.
Bu güvene biz de katılıyoruz.
Bu arada, seçim sırasında popüler vaat olarak seçmene sunulan "tren yolu" konusunun unutulmamasını; Sayın Bakan Eroğlu'ndan bu konunun Kabine arkadaşlarına anımsatmalarını diliyoruz.
Çünkü, Doğu Karadeniz halkı Osmanlı'dan bu yana tren sesi duymak istiyor.

Tren sesi ne zaman?