2017 baharında seçim var

Salı günü grup toplantısında MHP Lideri Bahçeli’nin attığı gollük pası yakalayan Başbakan Binali Yıldırım, bugün aldığı pası iyi değerlendirdi.

2017 ilkbaharında önümüze iki sandık konuyor.

Birinci sandıkta, anayasa değişikliği referandumunu onaylayıp ilk ‘Başkan’ımızı seçerken, ikinci sandıkta da 5 yıl için görev yapacak parlamentoyu seçeceğiz.

Zaten seçim için özel fligranlı kağıt geçen hafta basılmaya başlanmıştı.

Eh, önümüzdeki aydan itibaren de, acer milletvekili adaylarımızla ilgili spekülasyonları yayınlamaya başlarız.

Kimbilir kimlerin gönlünde ne aslanlar yatıyor.!..

Trump geride kalıyor gibi…

Uzun yıllar İstanbul’da ünlü basın organlarında çalışmış gazeteci bir ağabeyim ilginç bir hikaye anlatmıştı.

50 yıl önce İstanbul’un çok ünlü, bir numarası, muhabbet tellalı Bay Z ile anlatılan gerçek bir hikaye.

Bir otel lobisinde sohbet sırasında birisi Bay Z’ye takılıyor,  “Senin için peze.enk diyorlar” diyor.

Bay Z, resepsiyondan bir dosya kağıdı (A4 kağıt) istiyor.

Adama kalemini veriyor, “Yaz bakalım buraya bana dediğini” diyor.

Adam da kağıdın üzerine kocaman o kelimeyi yazıyor.

Bay Z, cebinden çıkardığı gıcır gıcır mor binliklerle (Zamanın en büyük kağıt parası. Bugün acaba 100 bin lira değerinde mi?) o kelimenin üzerini kapatıyor.

-Oku bakalım, ne yazıyor?

-Yalnız mor binlikler var.

-Haa, gördün mü? Para, senin söylediğin o kelimeyi kapattı!..

İşte Trump böyle düşünüyor.

Parayla her şeyi yapabileceğini zannediyor.

Hiçbir siyasi geçmişi olmayan bir adamın, milyarlarca doları var diye Amerika’ya başkan olmak istemesini, bütün dünya şaşkınlıkla karşılıyor.

Hani, Donald Trump hafta başındaki ikinci münazaradan önce 4 kadın getirip basın toplantısında, “30 yıl önce Bill Clinton bize tecavüze yeltendi” dedirtmişti ya, karşı atak gecikmedi!

New York Times gazetesine konuşan 2 kadından Jessica Leeds (74), şunları anlattı.

“30 yıl önce uçakla New York’a gidiyordum. Büyük bir şirkette önemli bir pozisyondaydım. First Class’da oturuyordum. Uçak havalandıktan sonra yanımda oturan, hayatımda ilk kez gördüğüm adam (Donald Trump) aniden bana dokunmaya başladı. Ne olduğunu anlayamadan göğüslerimi pençeledi. Bir eli de eteğimin altına girmeye çalışıyordu. Adam bir ahtapot gibi her yerime saldırıyordu. Elinden zor kurtulup uçağın arkasına kaçtım.”

İkinci kadın, 22 yaşındaki  Bayan Crooks, 2005 yılında New York’taki Trump Tower’da bulunan bir emlak sirketinde sekreter olarak çalışırken, bir sabah asansörde Donald Trump ile karşılaşıyor, onu hemen tanıyor. Kibarca, günaydın, nasılsınız demeye kalmıyor, Trump kadını dudaklarından öpüyor. Kadın ne olduğunu anlamadan asansör durunca Donald hiçbir şey olmamışcasına inip gidiyor!

Adam çok zengin olduğu için kendisinden o kadar emin ki, istediğini yapmakta özgür.

Nasıl olsa başkan seçilemeyecek ama böyle birinin bu safhaya kadar gelebilmesi bile çok manidar.

50 sene evvel zamanın en ünlü grubu The Beatles’ın çok ünlü olan bir şarkısı vardı:
“Money can’t buy me love/Sevgiyi para ile alamazsın”

Belki sevgiyi satın alamaz ama para maalesef çok şeyi satın alabiliyor.